UND Deniz’de günah kimin?

UND Deniz’de günah kimin?

Bu yazı aslında hiç yazılmayacaktı. Ama ‘bunu okumalısın!’ denildiği için girdiğim bir internet sitesinde UND’nin şimdiki başkanı ile yapılan...

Bu yazı aslında hiç yazılmayacaktı. Ama ‘bunu okumalısın!’ denildiği için girdiğim bir internet sitesinde UND’nin şimdiki başkanı ile yapılan söyleşiden sonra; ardından UND’nin önceki başkanına ‘neler söyleceksiniz?’ sorusuyla gelen sessizlikle birlikte yazılması gerektiğine karar verdim.

Dernekler kanunla kurulur. Üye alım şartları, programı bellidir. Ama, birinci temel kural, ticari işletme olamayacakları gerçeğidir. Fakat, Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Türkiye’de çok mahir olduğumuz bir yöntemi kullanarak ‘arkadan dolanma’yı seçti. UND Deniz, her ne kadar sektörü kucaklayan, sektöre ait bir yapılanma diye lanse edilse de, aslında dernek statüsünün tamamen dışında ve ağırlıklı hisse derneğin kurduğu şirkette olduğu için, kar etmek amacıyla kurulmuş ticari bir işletmedir. Ve her ticari işletmenin başına gelebilecek 2 olasılıktan birinin sonucunu yaşayarak ‘zarar edenler’ kategorisine girmiş ve tarihteki yerini almıştır. Evet, UND Deniz kim nasıl izah ederse etsin, ticari bir işletme olarak soyunduğu işten mağlup ayrılmıştır.

Süreç nasıl gelişti?

Biz tam anlamıyla küllerinden doğan bir milletiz. Dünyanın en büyük Ro-Ro filolarından birine sahip olmamız da, yine bir yeniden doğuş hikayesidir aslında. Saffet Ulusoy gibi bir ticari dehaya dahi sorsalar, zaten yürüyen işini bırakıp geleceği belirsiz bir işe yatırım yapmazdı. Ama, konjonktür öyle gelişti ki, öyle bağlamışlardı ki elimizi kolumuzu haksız rekabet engelleriyle; köşeye sıkışmış kedi gibiydik. Karar mekanizmasında vizyon sahibi bir kişi de oturunca, U.N Ro-Ro’nun kurulması kaçınılmaz olmuştu.

Kesinlikle inanıyorum, zorunluluktan doğan bir işletmenin dünya devine dönüşeceğini Saffet Ulusoy gibi bir ‘kurt’ dahi hesaplayamazdı. Ama Bulgaristan’ı bypass etmek amacıyla kurulan sistem dünya devi ABD’li fon şirketinin dahi iştahını kabartacak kadar büyümüştü.

Dejavu özlemi

Aradaki sürece, satışın haklılığı ya da haksızlığına hiç değinmeyeceğim. Dünyadaki en büyük 3. Ro-Ro filosuna sahip Türk kuruluşu el değiştirmiş, artık ABD’li olmuştur. Eski sahipler sözleşme gereği belli bir süre yasaklıdır. Ama yine de, aralarında U.N Ro-Ro’nun hissedarlarından bazılarının da ortağı olduğu BKT Ro-Ro adlı bir şirket denize girmiştir. Bir gemileri vardır, sektörün içinden gelen insanlar tarafından kurulmuştur ve ‘sadece sektördeki dostlarımız desteklese bile kısa zamanda ikinci gemiyi alırız’ düşüncesiyle sefere başlamışlardır. İşte dernek şartları zorlanarak, yeni bir şirket kurulacağına, yine nakliyecilerden teşkil edilmiş bu oluşum desteklense, kimsenin bir şey demeye hakkı olmazdı.

Ama ömrü karada geçen insanlar denize dalmaya kalkarlarsa, bazı beklenmedik sonuçlara da katlanmak zorunda kalabiliyor, BKT Ro-Ro’da da bu yaşandı. Sorunlu bir gemiyle yola çıktıklarını kısa sürede fark ettiler ve gemileri açık denizlerden çok bakım-tamir tersaneleriyle müşerref oldu. (Bu konu, ayrı bir yazıda ele alınacaktır)

Dernek miyiz, ticari bir işletme mi?

Diğer yandan, UND yönetimi U.N Ro-Ro satışının yanlış olduğunu ve karlı bir işletmenin ucuza gittiğine hayıflanıyordur. Ve bu inanç uğruna da, büyük satışta elden çıkarmadığı hisseler, global kriz sonrası pula dönmüştür.  Ancak, daha sonra konjonktürün iyileşmesi ve UND yeni yönetiminin başarısıyla 10 milyon Euro olduğu söylenen UND Deniz’in borçları U.N Ro-Ro ile yapılan, ayrıntıları açıklanmayan bir anlaşmayla dondurulmuştur.

UND’nin yeni yönetimi başarılı

Derneğe haciz geldiği günleri lütfen anımsayınız! Sonra, ne oldu da, 10 milyon Euro diye zikredilen miktar artık hiç konuşulmuyor. Sorduğumuzda, UND Gürbulak’tan gelen paralarla borcun yavaş yavaş kapatıldığı söyleniyor. Bunun kesinlikle doğru olduğuna inanmıyorum. Hatta, Gümrük Müsteşarlığı’nın UND yenileme taahhüdünü yerine getirmediği için Gürbulak’ı geri alma çalışmaları yaptığını da biliyoruz. Yeni yönetim, 3 milyon liralık yatırım taahhüdü ile işte bu geri alım işlemini de durdurdu. (*)

Yüzde 1.2 hisse karşılığı yapılan gizli anlaşma

Başkan, ‘derneği maceraya sokmam’ diyor. (Bu sözü söyleten U.N Ro-Ro ile yapılan bir protokol de olabilir) Böyle dediği için de yapılan yorumlarda birçok haksız eleştiriye maruz kalmış. Öncelikle, herkesin şunu bilmesi gerekir. Ruhi Engin Özmen, UND Deniz macerasında en masum kişidir. Çünkü, her şeyden önce  o dönemde yönetimin hiçbir yerinde bulunmuyordu.  Ama, derneği maceraya sokanlara  ‘niçin yaptınız?’ demesini de beklemek tüm üyelerin hakkı.

Söz konusu zarar, 10 milyon Euro. Bu borcu üye aidatlarıyla mı kapatacaksınız? Bu zarar kim tarafından karşılandı? Derneğin böyle bir parası varsa kaynağı nedir? Dernek, 10 milyon Euro zarara uğratıldı, hacizle tanıştı.

Bence, 10 milyon Euro’yu U.N Ro-Ro’dan UND payı olarak elde kalan yaklaşık yüzde 1.2 hisseyi teminat gösterip açığı kapadılar. Bir gizli anlaşma yapıldı. Ve ‘satıldığı takdirde her bir hisseyi temsil eden 0.40'lık bölüm 4 milyon Euro’dan aşağı olamaz’ şerhi konuldu. Yani 12 milyon Euro. Sadece bu bile, yeni yönetimin başarısıdır ve gelen negatif yorumları hiç hak etmiyorlar.

(*) UND, Gürbulak Kapısı'nın yenileme çalışmalarını halen sürdürüyor. Projenin yüzde 65'i tamamlandı.

Yazarın Notu: UND yetkilileri, şu an derneğin 1 kuruş borcu olmadığını, 31 Aralık itibariyle de UND Deniz'in borçlarının sıfırlanacağını bildirdi.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum