Dr. Kerem Şahinboy
Köprüleri Bırak Gümrükleri Özelleştir
Topu dikmek üzere olan tüccar çuvaldaki darıyı sayar derler. Güzel bir atasözüdür. Hepimizin bildiği üzere kasada ‘darı’ azaldıkça bizimkiler de envanterde, elde avuçta ne var ne yok araştırıp kaynak bulmaya çalışıyorlar. Haksız değiller, itibardan tasarruf edilmez ve toplumun ciddi bir kısmı tencerede taş kaynatıp suyuna kuru ekmek banmaya çalışırken, o ‘parlak’ itibarımızın mutlaka cilalı görünmesi gerekir. Hal böyleyken evdeki mobilyalar, halılar, gümüş kaplama çatal bıçak takımı, şamdanlar derken sıra otoyol ve köprülere geldi. Hayırlı olsun.
Liberalizm, 17. Yüzyılda, John Locke’nin “Two Treatises of Government” isimli eseriyle ortaya çıktığında entelektüel çevrelerce bireysel özgürlüklerin öncelendiği bir akım olarak algılanmıştı. Aslında, kimsenin bireylerin özgürlüğünü önemsediği yoktu; önemsenen, sermayenin özgürleşmesi, yani önündeki engellerin yok edilmesiydi. Bu haliyle, topluma sevimli mesajlar verip göz kırpan liberal uygulamalar, kurdun kuzu postuna girmiş haliyle az sayıdaki sermaye devinin daha da zenginleşmesinin yoluna taş döşemişti. Liberalizmin popülerliği kapitalizmin egemen olduğu topraklar genişledikçe arttı ve bugünlere kadar ulaşmasını sağladı.
Fransız fizyokratların “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler.” (Laissez-faire, laissez-passer.) önerisi bir süre sonra liberal düşüncenin sloganı haline geldi ve devletin ağırlıklarından kurtulmasını, piyasalarla kurduğu ilişkiyi en aza indirmesini, sermayenin desteklenmesini ve eskiden devlet görevi olarak ifa edilen birçok faaliyetin serbest piyasa aktörlerince üstlenilmesini sağladı. Su akar yolunu bulur, piyasalar kendi kendini tedavi edebilir, bize karışmayın biz böyle mutluyuz şeklinde yorumlayanlar da oldu.
Liberal düşünce Türkiye’de siyasi anlamda kendine karşılık bulamadı ancak Akp politikalarıyla fiilen uygulandı ve uygulanmaya da devam ediyor. Devletin ağırlıklarından kurtulması hipotezinin aslında devletin varlıklarının ve kazanımlarının kaybı olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Bize sunulan pakette ekonomik dinamizm ve toplumsal kazanımlar olduğu iddia edilirken, paketi açtığımızda ise güneşi balçıkla sıvamaya çalışan iktidarın giderek büyüyen ekonomik krizi yanlış kararlarla kapamaya çalıştığını anlamamak için "liberal" olmak gerekir.
Burada devreye biz, yani Yüce Atatürk’ün “ithal ikameci karma ekonomik sistem”ini savunanlar girelim ve şöyle bir öneri atalım: Köprüleri bırak, gümrükleri özelleştir.
2022 yılının haziran ayında İstanbul’daki Halkalı Gümrüğü’nde bir rüşvet operasyonu yapıldı ve hayali ihracat, resmî belgede sahtecilik, kamuya zarar verme suçlarından dolayı onlarca gümrük memuru gözaltına alındı ve bunlardan birkaçı tutuklandı.
2024 yılında, İzmir Gümrüklerinde bir rüşvet operasyonu gerçekleştirildi. Sahtecilik, kara para aklama ve iltisaklı suç iddialarının araştırılması sonucunda gümrük memurları tutukladı.
Aynı yıl, bu sefer Mersin Gümrüğü’nde büyük bir rüşvet operasyonu gerçekleştirildi ve yer yerinden oynadı. Bu operasyonda gümrük memurlarının yanı sıra gümrük müşavirleri de dosyaya dahil edildiler. Bu operasyonda yüzden fazla kişi gözaltına alındı ve onlarca gümrük memuru tutuklandı. Mersin Gümrük Müdürlüğü benzer bir operasyonu 2021’de de geçirmişti.
Bitti mi? Nasıl bitsin? Gümrüklerden bahsediyoruz, biter mi? Paranın harman olduğu yerler buraları. 2025’in Nisan ayında Kapıkule’de onlarca gümrük memuru giriş çıkış yapan kişilerden ve kamyonlardan ayan beyan rüşvet aldıkları iddiasıyla operasyon geçirdiler ve nezarete alınanların büyük kısmı hapse atıldı.
Rusya’ya uygulanan ambargo, yine gümrüklerimizce deliniyor, transit beyannamelerde 17nci hanede teslim edilecek ülke hücresine Rusya girildiğinde tescil alınamazken, Kazakistan gibi farklı bir ülke girildiğinde tescil, ‘hediyesi takdim edilmek’ şartıyla yapılabiliyor diye duyumlar kulağımıza geliyor. Binlerce transit Rusya yükünün gümrüklerimizden geçtiğini düşünerek, iddialar doğruysa, kimi memurların ‘hediye’ içinde yüzdüklerini düşünebilirsiniz. Bu iddiaların doğruluğunu araştırmak sorumlularına düşer.
Bir arkadaşım, başka bir arkadaşından “Emekliliği yaklaşan bir gümrük memuru, görev süresinin son birkaç senesinde, bilindik – büyük- İstanbul gümrüklerinden birine tayin edilmek için yüklü bir ‘hediye’ trafiğine girmişti.” hikayesini duymuştu. Giderayak dünyalığımı yapıp öyle emekli olayım demek istemiş herhalde.
Liste uzayıp gidiyor, daha fazlasını yazmaya bir Türk vatandaşı olarak utandığım için yazamayacağım ancak görünen o ki, ahlak zafiyeti hastalığına düşmüş bir bürokratik çevrede, imam (!) ‘hamutuyla’ götürürken, civcivleri de kırıntıları eşelemekten çekinmiyorlar, hatta bunu kendilerine hak olarak görüyorlar.
Günümüzde, ülkemizde 170 kadar gümrük müdürlüğü bulunuyor. Bu gümrüklerde binlerce gümrük memuru (muhafaza, tahakkuk, tescil, muayene, kolcu ve yönetim) görev yapıyor. Devlet, aslen gümrüklerde kaçakçılık ve eşyanın kıymeti temelli suçlarla mücadele ederek tahsil etmesi gereken gümrük vergilerinin tam ve doğru tahsil edilmesi için çaba gösteriyor. Yanlış ve eksik beyan gibi başlıklardan kaynaklı kabahat sınıfındaki usulsüzlükleri dahil bile etmiyorum.
Kantarın bir yanına otoyol ve köprü gelirlerimizi (2024 yılık Ocak-Kasım döneminde 1 milyar 212 milyon TL) diğer yanına gümrük vergisi gelirlerimizi koyduğumuzda (aynı tarihsel kesitte yaklaşık 40 milyar TL), gümrük tarafının ezici şekilde ağır bastığını görüyoruz. Kabaca, ithalattan alınan Kdv, Ötv, Kkdf gibi kalemleri de eklersek rakam 1 trilyon TL’ye yaklaşmaktadır. Özelleştirilecek köprülerde görev alan devlet memuru sayısı birkaç yüzle sınırlı iken gümrüklerde çalışan binlerce memurumuz var. Köprülerde suça dönük gelir kaybı ile ilgili herhangi bir risk yokken, gümrüklerde bu riskin ne denli büyük olduğu yukarıda verdiğim örneklerde apaçık ortada. Biri devletimize yük değil, diğeri ise tam anlamıyla bir kambur.
Mademki, bir özelleştirme rüzgarı esiyor ve elde satılacak dişe dokunur pek bir şey kalmamış, o halde hem özelleştirelim hem de bir sorundan kurtulalım diye düşünerek kısmen akıllı hareket etmiş olabiliriz. Peki, gümrük özelleştirmelerinde dünyadaki durum nedir? Benzer uygulamalar var mı?
Doğrusunu söylemek gerekirse gümrük idaresi konusu neredeyse tüm dünya ülkelerinde aşılması gereken bir problem olarak yer alıyor. Gümrükler, çok yüksek meblağın döndüğü, kaçakçılık riskinin, bilinçli şekilde yanlış beyanın, vergi kaybının, güvenlik riskinin üst düzeyde olduğu yerler. Yapay zekâ uygulamalarının risk kontrolü görevini üstlendiği yapılarda personel kaynaklı hata ve suçların aza indiğini görüyoruz ancak bunun daha ilerisinde nasıl bir gümrük yapısı olmalı ki hem devletlerin omuzlarındaki bu yük alınmış olsun hem de vergi gelirleri kayıp olmadan tahsil edilebilsin?
ECOWAS (Economic Community of Western African States) ülkelerindan Gana, Nijerya ve Fildişi Sahilleri, PSI (Pre-Shipment Inspection) sistemine geçerek ithalatta muayene ve eşyanın kıymet tespiti görevlerini SGS, Cotecna ve Bureau Veritas gibi firmalara ihale etmişlerdir. Bu adımı biz özelleştirme olarak görmemek gerekir ancak önemli bir irade transferidir, zira genel kanı gümrük erkinin devlet eliyle yönetilmesi gerekliliğini oldukça hafifletmektedir. Bu ülkelerdeki gümrük yolsuzluklarının ülkemizdekilerle mukayese edilmeyecek nicelikte olduğunu da belirtelim.
Kamerun ve Nijerya Doula ve Onne limanlarında bilişim destekli gümrük tespit ve muayene tesislerinin işletilmesi haklarını liman operatörleri olan Ap Möller ve Bollore gibi özel şirketlere ihale etmiştir. Bu kurumlar, devlet adına gümrük muayenesi ve risk kontrolü görevlerini yerine getirmektedirler.
Panama ve Honduras gibi Orta Amerika ülkeleri benzer gümrük kontrollerini yaparak devlete raporlamaktadırlar. Mozambik ve Angola’da gümrükler özel şirketlere devredilmiştir.
Gümrük özelleştirmeleri arasında en ilerici örneklerden birinin Suudi Arabistan’dan geliyor olması sizi şaşırtır mı? FASAH (Fahes Al-Muwakaba Al-Saudia Lil-Tanfedh Al Jumruki), gümrük görevlerinin özelleştirilmesi yolunda Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu PIF tarafından kurulan TABADUL isimli teknoloji şirketince orta çıkarılan dijital bir gümrük idaresidir. FASAH özel bir kurum/yazılım/altyapı olmasa da yönetimi özel bir konsorsiyum tarafından devlet adına gerçekleştirilir. İşletmeci çatı kuruluşu olan TABADUL, tek pencere entegrasyonlarının gerçekleştirilmesi, elektronik beyanname üretiminin tek noktadan sağlanması ve denetlenmesi, tek platform üzerinden kıymet tespit, risk analizi, raporlama ve vergi tahsilatlarının yapılması gibi temel gümrük görevlerini üstlenmiştir. Yine bu sistemin bileşenlerinden olan MASAR ile kullanıcılar eşyanın gümrüğe girişinden çıkışına kadarki adımları takip edebilirler. Bu altyapı sayesinde gümrüklerdeki ibraz, risk kontrolü, kıymet tespiti, muayene, vergilendirme, tahsilat süreçleri yedi gün, yirmi dört saat boyunca yapılabilmektedir.
Toparlayacak olursak, özelleştirme girişimlerinin karşısında olmadığımızı, aksine bu tür girişimlerin devletin elini güçlendirici kararlar olabileceğini ifade ediyoruz ancak sepetteki envanterden bize yük olanları öncelememiz daha verimli olur yönünde fikir belirtiyoruz. Gümrüklerin özelleştirilmesiyle; Devlet, muhafaza görevi dışındaki tescil, muayene, kolcu, tahakkuk vergi tahsilatı görevlerini özelleştirerek bu sabit maliyetlerden kurtulur. Tahsilat direkt devlet kaynaklarına aktarılacağından özel kuruluşun vergi kaybı yaşatması (YYS düşüncesiyle benzer değerlendirelim) direkt kendi zararına olacaktır. Gümrüklerde çalışan personel sayısı özelleştirmeye konu olan otoyol ve köprülerde görevler personelin neredeyse yüz katıdır. Devletin personel giderleri azalacak ve suça dönük süreçlerin kontrolü çift filtreden geçeceğinden kolaylaşacaktır.
Bu önerimizi Duyun-i Umumiye devri pratikleri veya kapitülasyonlara benzetenler çıkacaktır; onlara da “Be kardeşim, otoyollarınla köprülerin özelleştiriliyorken sesin çıkmıyorsa, buna da sesin çıkmasın. Ben liberal değilim ki, git bu itirazını liberallere yap.” demek gerekecektir.
Bu vesileyle, yeni akademik dönemimizin hem sevgili öğrencilerime hem de saygı değer akademisyenlere sonsuz başarılar getirmesi diliyorum.








Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.