Nakliyeciler:Almanya elini taşın altına koymalı

Nakliyeciler:Almanya elini taşın altına koymalı

Uluslararası karayolu taşımacıları Türkiye’den AB ülkelerine yapılan ihracat taşımalarında kota ve vize engellerinin, en fazla Alman ekonomisine zarar verdiğini vurgulayarak, Almanya’nın çözüm için inisiyatif almasını istiyor.

AB ülkelerine yapılan ihracat taşımalarında kota ve vize engellerinin, en fazla Alman ekonomisine zarar verdiğini vurgulayan nakliyeciler, tam da bu nedenle çözümün adresinin Almanya olduğunu söylüyor.

Almanya Federal Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Martin Erdmann, geçen pazartesi günü DÜNYA Gazetesi’ne verdiği özel röportajda, AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasının modernleşmesinin her iki taraf için hem fırsatları artıracağına dikkat çekerek, Avrupa Parlamentosu’nun ‘modernleşme’yi ele alması gerektiğini dile getirmişti. Erdmann, ayrıca Gümrük Birliği’nin işleyişi önünde bazı engeller olduğuna dair açıklamalar yapmıştı. Bu engellerin kaldırılması için mücadele eden bir dernek olarak, Erdmann’ın açıklamalardan büyük memnuniyet duyduklarını belirten Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Strateji ve İş Geliştirme Başkanı Fatih Şener, “Sayın Büyükelçi engellere örnek olarak AB ülkeleri açısından ticari engellere işaret etse de malların taşınması önündeki engellerin de bu kapsamda ele alınmasının önemine dikkat çekmek istiyoruz” dedi.

Şener, AB’ye yapılan ihracat taşımalarında yaşanan sorunların Türk ekonomisine olduğu kadar Alman ekonomisine de büyük zarar verdiğini vurgulayarak, tam da bu nedenle çözümün Almanya’da olduğunu belirtti. Şener, “Gümrük Birliği'nin, bazı AB üye ülkelerince Türk taşımacılara uygulanmakta olan “kısıtlayıcı geçiş belgesi kotaları” yüzünden etkin işlemiyor olması başta Almanya olmak üzere, hem AB hem de Türkiye ekonomileri için yol açtığı sıkıntılar gün geçtikçe daha da pahalıya mal oluyor. Alman ve Türk ürünleri rekabet edebilirliğini kaybediyor. Gümrük Birliği'nin yeniden güncellenmesi sürecinde bu konu mutlaka değerlendirilmeli ve bu çerçevede transit geçişlerden kaynaklı kısıtlamalarının kaldırılmalı. Transit taşımalarda sağlanacak olan bu iyileşme hem Alman hem de Türkiye’de yerleşik Alman ve AB menşeli şirketlere önemli avantajlar sağlayacak. Bütün bu zorluklar Türkiye’nin ihracatına zarar veriyor gibi görünse de aslında ağırlıklı olarak Alman ekonomisine zarar veriyor. Türkiye’nin ihracatında önemli paya sahip olan Türkiye’deki yerleşik Alman firmaları yanında bizim araçlarımız ihracattaki mal değerinin en az üç katı fazla olan Alman ürünlerin Türkiye’ye veya Azerbaycan, Gürcistan, Irak gibi Türkiye ardı ülkelere taşınmasını sağlıyor. Almanya AB’deki güçlü konumu ile bu sorunların çözümü konusunda inisiyatif alıp destek vermeli” diye konuştu.

almanya-tir-nakliye.jpg

Gümrük Birliği ile gelinen noktada Türk mallarının AB gümrük bölgesi içinde dolaşımının serbest olduğunu ancak yetersiz transit kotalar nedeniyle ihracat yükünü taşıyan TIR’ların geçiş engeli yaşadığına, sürücülerin ise vize engeli ile karşılaştığına dikkat çeken Şener, “Oysa ki Ankara Anlaşması ve Katma Protokol tüm bu sorunlara çözüm getiriyor. Şu an ki mevcut uygulama ile Türkiye aleyhine olan asimetre yeniden güncellenmesi planlanan Gümrük Birliği içerisinde çözülmeli. Mal, kamyon ve sürücü ayrılmaz bir bütün. Bizler Almanya’ya yılda 150 bin sefer yaparak Türkiye’nin Almanya’ya ve Almanya’nın Türkiye’ye olan ihracatını taşıyoruz; ancak Almanya’nın bir öncesindeki ülke olan Avusturya’dan geçiş hakkımız 21 bin iken Macaristan’dan geçiş hakkımız sadece 36 bin. Dünya Bankası tarafından Türkiye- AB Gümrük Birliğinin 20. yılını değerlendiren raporda da vurgulandığı gibi, Gümrük Birliği kapsamındaki malların dolaşımının önündeki engeller kaldırılmalı" dedi.

“3.5 MİLYAR EUROLUK EK TİCARET YAPILABİLİR”

AB Komisyonu tarafından 2014’te yayınlanan analizde; Türkiye ve AB arasında imzalanacak tek bir karayolu anlaşması ile her iki tarafın da ticaretinde, veriminde ve istihdamında pozitif bir sıçramaya yol açacağını ve toplam ticaretin yılda 3.5 milyar euro artmasına yol açacağı sonucuna varıldığını hatırlatan Şener, "Schengen bölgesi için defalarca vize almış ve kurallara uygun olarak bu hakkının kullanmış bir sürücüye beşinci vize başvurusunda red cevabı verilebiliyor. Bazı durumlarda sürücülere 3 günlük vize verildiğini biliyoruz. Taşımacılıkta hız ve zamanın ne kadar önemli olduğu gerçeği yadsınamaz. Beklemeler, kısıtlayıcı ve korumacı politikalar serbest ticaretin önünde en büyük engel. Dünya Ticaret Örgütü'nün Bali’de ticaretin kolaylaştırması için alınan kararlar tam bu sorunların çözümü için mücadele ediyor” dedi.

20 DAKİKALIK BEKLEMENİN TİCARETE FATURASI 290 MİLYON EURO

Alman İFO'nun araştırmasına göre; Almanya ve Türkiye arasındaki karayolu mal ticaretinde iki Schengen sınırında 20’şer dakikalık ilave kontrollerin, Almanya’nın Türkiye ile ticaretinde yüzde 1.3 daralma, yani 250 milyon euro kayıp yarattığını dile getiren Şener, “Böyle gerçek bir durum varken günlerce sınır kapılarında beklenilmesi, geçiş belgesi kotaların yetmemesi, vize temininde yaşanan sıkıntıları sorgulanması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Haksız ücretlere ilişkin olarak Macaristan’da açılan davaya ilişkin olarak Avrupa Adalet Divanı’nın Türkiye lehine karar verdiğini de hatırlatan Şener, “Macaristan’da artık ücret alınamıyorken Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya da hala bu ücretler alınıyor” dedi.

Aysel YÜCEL - DÜNYA

LOJİPORT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.