
Selçuk Onur
Lojistikçi istiyor, UND elçi olmalı…
Geçtiğimiz günlerde Türk lojistik sektörü dramatik bir intihara şahit oldu. Büyük montanlı araç alımlarıyla dikkati çeken uluslararası nakliyenin köklü firmalarından Grupaj Lojistik’in sahibi Hasan Akandere, silahını şakağına dayayarak tetiğe bastı ve hayatına son verdi.
“Taban fiyat olmazsa, her gün bir lojistik firması batacak, birileri de intihar edecek.”
Bu söz, araç lojistiği denilince akla gelen ilk firmalar arasında sayılan Mertur’un sahibi Hakan Albayrak’a ait.
“Avrupa’da kilometre başına 1 Euro’nun altında nakliye bedeli olamaz. Ama nakliye birim fiyatı olmayan tek ülkeyiz”
Bu konuşma da, yine büyük montanlı bir araç alımı öncesi Martaş Yönetim Kurulu Başkanı Abdi Kurt tarafından yapıldı.
“Navlun, hiçbir maliyet hesabı yapılmadan belirleniyor. Sektör, tamamen pazarlamacıların oyuncağı haline gelmiş durumda. İstikrarsız navlunlardan dolayı ihracatçı, ithalatçı ve nakliyeci de gelir-gider kalemlerini hesaplamakta sıkıntı çekiyor.”
Yukarıdaki konuşma da bir röportajda Sağlık Lojistik İcra Kurulu Başkanı, sevgili dostum Zahit Sağlık tarafından dile getirildi.
ORTAK PAYDA NAKLİYE BİRİM FİYATI
Uluslararası nakliyede söz sahibi, 3 değerli firmanın temsilcisi de ortak bir söylemde buluşmuşlar: “kilometre başına nakliye birim fiyatı.”
İsteyen aksini iddia edebilir. Ancak, karayolu taşımacılığı; deniz ve havayoluna kıyasla daha oturmamış piyasa koşullarıyla yürütülmektedir. Denizde ve havada maliyet hesapları daha profesyonel oluşur ve kurallar çok daha nettir. Kara nakliyesinde ise navlun “rakibim kazanacağına, ben 3 kuruş daha eksik fiyata taşırım” noktasında dengesini bulur.
MAALESEF KENDİ AYAKLARINA ATEŞ EDİYORLAR
Sözüm, maliyet hesabını yaparken kriter olarak yalnızca yakıt ve sürücü giderlerini gören, üstünü de kâr sayan kuruluşlarımızadır. Çok iş yaptığınızı, hatta para da kazandığınızı düşünebilirsiniz. Ancak, uzun dönemde maliyet kalemlerinizin ikiden çok daha fazla olduğuyla tanışma gerçeğinden kaçamayacaksınız. Araç amortismanları, sigorta giderleri, öngörülemeyen kaza ve riskler, kıdem tazminatları vb… Bunlar da navlun hesabınızı yaparken göz önünde bulundurmanız gereken durumlardır.
AVRUPALI BUNU ÇÖZMÜŞ, SIRA BİZDE
Aralarında daha 20 yıl öncesine kadar sefaletleriyle öne çıkan ama şimdi AB üyesi olma imtiyazlarıyla tanışanlar da dahil olmak üzere Avrupa’nın hemen her ülkesinde kilometre başına 1 Euro’nun altında taşıma yapan firma bulamazsınız. Türk nakliyecisi, İtalya’ya 1.250 Euro’ya taşır. Römork kendisinindir, yükü o bulmuştur. Ancak, İtalyan; bir çekici ve üzerinde yalnızca 1 şoförle, her treylerde 200 Euro para kazanır. Bekleme yaparsa da, bunu ayrıca faturalandırır.
TÜRK NAKLİYECİSİ DE HAK ETTİĞİNİ ALMALI
Burada görev, Türkiye’nin taşımacılık konusundaki en büyük sektörel sivil toplum örgütü UND’ye düşüyor. Girişte verdiğim hazin örneği de anımsatarak, Türk nakliyecisinin de kilometre başına taban nakliye birim fiyatı belirlemesini ilgili Bakanlığa salık vermelidir. Nakliyeci, bu taban fiyatla ayakta kalmayı başarır ve bu da çalışanlarına daha yaşanabilir koşullar olarak yansır. Eğer rekabetçi olmak da istiyorsa bunu, verdiği kaliteli ve modern hizmet ile taban fiyata en yakın parametrelerde oluşturduğu optimum navlunla sağlar.
Saygılarımla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Makaleni sonuna kadar okudum.Kalemine ve yüreğine sağlık.Özü itibari ile doğru olmakla birlikte yazının çıkış noktası olan öznellerin yanlış olduğu kanaatindeyim.Zira,fiyatların düşmesinin ve ‘bilinçsiz’ rekabetin temel nedeni sizin büyük montanlı dediğiniz firmalardır.Örneğin km başına fiyat isteyen firmalar , elektronik yapılan büyük montanlı lojistik ihalelerinde son birkaç yılda inanılmayacak derecede maliyetlerin altında teklifler vererek ihaleleri almışlardır.Aynı şekilde yine adı geçen ve kapanan bazı büyük montanlı firmalar ise,üzerine Parsiyel atacağı varsayımıyla komple navlun fiyatlarını kabul edilemeyecek derecede düşürmüştür.Diğer bazı büyük montanlı firmaların güya kendilerince geliştirdikleri yeni iş modelleri (45’kont,swap body,blok tren,vs..) nedeniyle filolarındaki aşırı araç şişmeleri sonucu,sırf filoları çalışsın diye maliyet hesabı yapmadan fiyatları yerle yeksan etmektedirler.
Yanıtla (0) (0)Serbest piyasa ekonomisinde, kamu tarafından bir taban fiyat belirleme durumu söz konusu değildir.Kamu ancak bazı enstrümanlarla düzenleyici olabilir ve olmalıdır.Bunun dışında UND gibi STK’ların da hiçbir yaptırım gücü yoktur. UND belki üyelerini sürekli bilinçlendirmek ve farkındalık yaratmak adına örnek maliyet hesaplamalarının yapıldığı seminerler düzenler ve üyelerini maliyetlerin altında teklifler vermemek üzere uyarıcı sirküler yayımlar.Ama bugünlerde maalesef UND’den böyle çalışmalar görememekteyiz.
Selçuk Bey merhaba,
Yanıtla (0) (0)Elinize sağlık başarılar dilerim.
Selçuk bey,
Yanıtla (0) (0)Doğru ama eksik sanırım.
AB Gelişmiş pazarlara baktığınızda ülke içi yük taşımacılığını - simdi AB tabi - yapan en buyuk 5-6 firma pazarın %50’sini gercekleştirir. Bu firmalarda 10,000 üstü araç vardır. Her pazarda olduğu gibi fiyatı belirleyen ve sistemi dengede tutan bu firmaların aralarındaki dengedir.
Ülkemizde ise en buyuk 10 lojistik firması bile pazarın %20’sini kontrol edemeyince, birbirine benzer hacimde çok fazla firma olunca, yanlış fiyatlamanın, iflasların veya borç takmaların sonu gelmez.
Güzel bir tespit. Demek ki, daha önce yapılanlar bir işe yaramadı. Tekrar çalışalım.
Yanıtla (0) (0)Selam ve sevgilerimle
Selam Selçuk Bey
Yanıtla (1) (0)Eyvallah haklısınız ama
Fiyatların bu seviyelere gelmesi yine Piyasada büyük araç filolarına sahip olan Nakliyecilerden kaynaklanıyor.
İsim telaffuz etmeye gerek yok – hepimiz biliyoruz tanıyoruz.
Örneğin bir Şirket Avusturya dan 1800 Euro ya yükleme yapıyor. Bizim maliyetlerimizi karşılamamız için taban fiyatımız 2.100 Euro – para kazanmak istiyorsak 2300- 2400 Euro arası fiyat vermemiz gerekiyor. Yada diğer bir Şirket kendi Gemim var diyor – Tren var diyor maliyetim düşük diyor ama Nakliye de zarar ediyor – Depo – Antrepo gibi diğer kalemlerden dengeliyor. Sadece kara nakliyeye baktığın zaman zarar ediyor yani haksız rekabet var ortada.
Serbest piyasa mutlaka bu durumu düzeltecek, tek sorun bazı şirketlerin başka Şirket, Devlet veya Siyaset tarafından desteklenmesi. Örneğin en büyük Nakliyecilerden birisi Arap ortak bulamasaydı 10 kez batardı
Öte yandan, 3 yıl peş peşe zarar açıklayan Şirketleri devlet kapatsın veya denetime alsın.