Bir zamanlar, tüm dünyayı tehdit eden korsanlıkları önleyen becerileri, dalgalı denizlerdeki taşkınlıkları dizginleyen ustalıkları, Türkiye’den aldıkları lale soğanlarından çeşitler üreterek dünya rekortmeni olmaları, toprak yetersizliğine rağmen tarımda Avrupa birinciliği ve dünya ikinciliğini yakalamaları, ‘Total Futbol’u yaratmaları…
Velhasıl yeldeğirmenleri, sarışınları ve Johan Cruyff’ları ile ünlü Hollanda, şimdilerde gemicilikte de büyük rol oynuyor.

‘Lahey’ dendiği zaman, dünya barışının ve suçlu devletler ile bireylerin yargılandığı Barış Sarayı ve Yüksek Adalet Divanına sahip bir merkez olarak da bilinen Hollanda’da, bugünlerde dünyanın dört bir yanından gelen binlerce gemi ve yat, gerek yerli halk gerekse yüzbinlerce turist tarafından zevkle izleniyor.

Evet değerli okurlarım, daha pek çok olumlu meziyetinden söz edebileceğim Hollanda’da, bu günlerde “SAIL AMSTERDAM” etkinliği yaşanıyor.
Her beş yılda bir düzenlenen bu denizcilik şölenine, dünyanın dört bir yanından gelen uzun gemiler ve yatlar, IJmuiden Körfezi’nden girip Amsterdam’ın Doğu Limanı’na demir atıyorlar.

Tıpkı lale soğanını Türkiye’den getirip, geliştirerek dünyaya tanıtan ve satan aynı Hollanda’nın, gemicilik ve yatçılıkta da söz sahibi oluşunun bir nedeni de, bu gemi ve yatların bir kısmını bizim Tuzla tersanelerinde yaptırdıklarını biliyor muydunuz?

Şimdi gelelim Hollanda’nın bugünkü muhteşemliğini anlatmaya…

TARİHÇEDEN GÜNÜMÜZE BİR FESTİVAL

İlk Sail Amsterdam, 1975 yılında, şehrin 700. kuruluş yıldönümünü kutlamak amacıyla düzenlenmişti. O tarihten bu yana her beş yılda bir tekrarlanarak, dünyanın en büyük denizcilik etkinliklerinden biri hâline geldi.
Pandemi nedeniyle 2020 edisyonu iptal edilmişti. Bu yıl ise özel bir anlam taşıyor: Hem Sail Amsterdam’ın 10. buluşması, hem de Amsterdam’ın 750. doğum günü aynı anda kutlanıyor.

GEMİLERİN DANSI

20–24 Ağustos 2025 tarihlerinde düzenlenen etkinlik, SAIL-In Parade ile başladı. Yüzlerce tarihi gemi ve yelkenli, Nord Denizi’ndeki IJmuiden’den görkemli bir geçiş yaparak şehre ulaştı. Rotterdam’ın kliperi Stad Amsterdam, turuncu dumanlar ve kornalar eşliğinde başı çekti. Limana giren her gemi, top atışları ve kendi milli marşı ile karşılandı.

Bu yılın dikkat çeken gemileri arasında Polonya’dan Dar Młodzieży, Peru’dan B.A.P. Unión, Kristof Kolomb’un yolculuğunu simgeleyen Nao Santa Maria replikası ve Willem Barentsz’in 1596’daki keşif gemisinin yeniden inşası olan Witte Swaen yer aldı.

FESTİVALİN ATMOSFERİ

IJ Nehri kıyıları boyunca on binlerce insan gemileri izlemek için sıralandı. Kimi ise kendi teknesiyle bu büyüleyici korteje katıldı. Gökyüzünde savaş uçakları ve helikopterlerle yapılan hava gösterileri, festival coşkusuna ayrı bir renk kattı. Akşamları ise ışık ve havai fişek gösterileri, kenti adeta bir masal diyarına dönüştürdü.

Kral Willem-Alexander, kendi teknesi Groene Draeck ile festival alanına sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Organizasyon yetkilileri, ilk günkü yoğunluğu “mükemmel atmosfer, ama kontrol edilebilir kalabalık” sözleriyle tanımladılar. Bu yıl toplamda 2,5 milyon ziyaretçi katıldı.

BELEDİYE BAŞKANI VE ÜNLÜLERİN KATILIMI

Amsterdam Belediye Başkanı Femke Halsema, açılış kortejinde Stad Amsterdam gemisinde yer alarak şehrin bu dev etkinliğe verdiği önemi gösterdi. Festival gönüllülerine, şehrin en yüksek sivil onurlarından biri olan Andreas Madalyası takdim edildi.

TÜRKLERİN İLGİSİ

Festivalin uluslararası ziyaretçi profili içinde Türklerin ilgisi de dikkat çekiyor. Sosyal medyada Türk turistlerin paylaşımları, gemi turları ve festival atmosferini doyasıya yaşadıklarını gösteriyor. Türkiye’nin denizcilik kültüründen gelen ziyaretçiler için Sail Amsterdam, adeta ikinci bir bayram havası estiriyor.

Sonuç olarak şunları söyleyebilirim:Amsterdam, yeldeğirmenleri ve laleleriyle olduğu kadar, denizle kurduğu tarihî aşkın da kenti…
Sail Amsterdam ise bu aşkın en görkemli sahnesi. Gemilerin dansıyla, gökyüzündeki ışıklarla ve milyonların coşkusuyla dolu bu festival, sadece Hollandalılar için değil, tüm dünya için unutulmaz bir deniz şöleni…