Sabri Ergenecoşar

Sabri Ergenecoşar

TÜRKİYE'DE SON DURUM NE?

 

 

                Türkiye son yılların en zor yıllarından birini geçirmekte, bir yandan ekonomik kriz bir yandan siyasi yenilikler ve FETÖ’nün temizlenme mücadelesi. Her gün yeni bir gündem olmadan uyanamaz olduk ve maalesef artık hiçbir şey şaşırtmıyor bizi!

                İthalat ve ihracat rakamları istatiksel olarak durumu iyi gösterse de aslında reel de kobiler için durum hiçte iç açıcı değil. Döviz ile yapılan ithalatın omuzlara yüklediği sıkıntılar ve her gün hammadde fiyatlarının artması, buna ilaveten çözüm olarak bazı ürünlerin gümrük vergilerinde yapılan düşüş bile kobileri ayakta tutmaya yetmiyor. Gümrük firmalarının bir çoğu gümrüklerdeki ofislerini kapatmak durumunda kaldı. Personel azaltma yöntemini seçen ve firmasını kapatmamaya çalışan gümrükçüler var.

Müşterilerin hizmet sektörüne bakışı zaten her kes tarafından malum, bunun üzerine birde taban fiyatın altında fiyat verip müşteri portföyünü çoğaltmaya çalışan bir kesim var ki aslında piyasadaki kaliteyi düşürerek hem lojistik hem de gümrük firmalarının algısını kötüleştirdiklerinin ve bataklıkta hep beraber battıklarının farkında değiller

                Durağanlık gerçekten kötü, bir patron olarak hem gündemi, hem dünya gündemini, hem rakiplerinizi, sektörünüzü, müşterilerinizin durumunu, personelin motivasyon durumunu ve diğer dinamikleri gözlemleyip, araştırıp geleceğe dair öngörülerde bulunmak ve ona göre stratejilerde bulunmanız gerekiyor… iyimser olmak yetmez çünkü.

                Fabrikatör veya ithalat-ihracatçı firmalar da ayakta kalabilmek için çırpınıp duruyorlar. Küçük esnaf zaten bitik! Her gün bir kepenk daha kapanıyor. Ayakta kalmaya çalışan kesim ise ya birikimlerininden yemeye devam ediyor ya da personelinin hakkını gasp ediyor. Piyasası ne olursa olursa olsun acil çözüm paketlerine sarılan vadeli satış yapan ucuz ürün ama kalitesiz ürün mantığında çalışan kesim iç piyasayı çok fazla etkiliyor.

Yeni Türkiye için sanırım tamamen dışa bağımlı, din tüccarlarının cirit attığı, ihracatın bitirildiği, lojististik sektörünün en çok kullandığı konumumuz kelimesinin içinin boşaltıldığı, komşu ülkelerle her geçen gün daha fazla sorun ve verilen ödünlerle  daha fazla sömürülen bir ülkenin temellerini şu sıra etrafınızda görebilirsiniz.

                Tarlada kilosu 35 kuruş olan domatesin büyük şehirde 3,5 liraya satılmasının sebebini çözmek gerek…

                Unutulmaması gereken bir gerçek var ki oda krizlerden mutlaka nemalanan bir kesim olduğu bu nemalananların kimler olduğu zamanla ortaya çıkacaktır.

                Turistlerin gelmediği bir ülke olarak sadece yerli turistler ile ayakta durmaya çalışan bir tatil ülkesi düşünün ama aynı zamanda yoksulluk sınırının altında veya sınırda yaşamaya çalışan ülke nüfusunun %60 olduğu bir yer burası…. Dışarıda komşularında ki iç savaşlardan kaçan sığınmacıların daha refah içinde yaşaması için elinden geleni yapan tüm kapılarını açan bir ülke kendi vatandaşının işsizlik oranı %20 leri bulmuşken sığınmacıların rahat iş bulabilmesi için daha az paraya çalışmasına göz yuman bir ülke…. Ve nerdeyse tüm dünya ile her geçen gün sorun yaşayan bir ülke….

                Durumun özü aslında bu… çözüm mü nedir? Şuan ki doğruların bir çözüm olmadığı kesin.…

 

Sabri ERGENECOSAR

 

Bu yazı toplam 3852 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.