“Tek Pencere Belası” Balık hafızalılara selam!

İster lojistik, ister gümrük, ister tüccar veya ister sanayici olun TEK PENCERE SİSTEMİ tam bir beladır. LOJİPORT’ta göreceğiniz gibi sayın başbakan emir vermiş ve Gümrükte Tek Pencere açılacakmış. Üstelik 20. 3. 2012’de yayınlanan genelgeye dayandırılarak, Dünya gazetesi ve Sedat Alp imzası ile yayınlanmış. Tamamı ile aymazlık ve işini yapmama delili. . . Ne diyebilirim. Bu muhabir ya yanlı ya da kulağından tutmuş diyelim ama ya Dünya gazetesi editörleri sinek mi avlıyorlar? Biraz hafızalarına veya kendi gazete arşivlerine baksalar bu konu ile ilgili beş yıldır yazılar yayınlanmış ve tartışmalar yapılmış durumda. O da yetmedi sadece Dünya gazetesi ve LOJİPORT' ta benim köşemde yayınladığım en az sekiz tane yazı var. Bu kadarına pes denir. . . Sanki dünya yeniden keşfediliyor.  Konu tamamen çarpıtma, köşeden tutma ve hazine bulmuşcasına yağdanlık kokuyor. Ama kime ? O da bilinmiyor. Bu tek pencere meselesi 2004 YILINDA dikkat edin lütfen 2004 Yılında Gümrük Genel Müdürlüğü Daire Başkanlığı’ndan gelen ve Bilişim dairesi heyeti ile AB heyetinin karma beş kişilik bir ekibi ile İstanbul Gümrük Müşavirliği'nin salonunda yapılan toplantıda ilk kez açıklandı. O toplantıda ben de vardım. Daha duyar duymaz toplantı ortasında "Siz ne yaptığınızın farkında mısınız , bu mesele Türk ticaretini bitirir" diyerek hem itiraz etmiş hem de dikkatlerini çekmiştim. Toplantıya ara verildiğinde, ayak üstü bu konuyu açarak "yetkilendirilmiş statü ve tek pencerenin spesifik olarak ticaretimize, sanayimize ve bütçemize dinamit koyacağını örnekle izah ettim. Aldığım cevap ; biz bu gözle bakmamıştık oldu ve tarih 2004. . . . . Üstelik olay sadece benim itirazımla da kalmadı. Çeşitli defa yapılan CONFİAD  ve IFCBA DÜNYA KONFERANSI toplantılarında bu durum en şiddetli kelimelerle işin içinde olan yabancılar tarafından dile getirildi. Özellikle Portekiz delegesi sayın Combo şiddetle itirazlarını sıraladı. Ve biz CONFİAD başkan yardımcılığını Türkiye olarak üstlendik. Tarihe bakmak veya daha evvelki yazılarımı taramak yeterli.  İsterseniz bu konu ile ilgili verdiğim bir çarpıcı örneği tekrarlayayım. Çağımız internet ve vahşi kapitalizim çağı. Olayları her yönden incelemek gerekli. Üstelik bizde ithalat ve ihracatlar sadece gümrük kapılarında denetime tabi. Orada tastiklendi mi artık al gülüm ver gülüm. Özel olarak şikayet üst kademeden değilse kimse araştırmaz ve mal kapanın elinde kalır. Tüketici dernekleri bu konuda hikaye. burası asıl yumuşak karnımız ve atı alan kaçtı gitti. Ölüm dahil bir sürü olaylara gebe. Sanayici ve tüccarı direk ilgilendiren konuya gelirsek Üretici spefik bir mal ürtetecek, ana parçasını veya motorunu internette araştırdı ve üreticilerle temasa geçti. Pazarlıklara başladı ama o eşyayı üreten veya tekel durumundaki firma bu yazışmayı tespit etti diyelim. Yakın takip neticesinde bizimkilerin tam anlaşma safhasında pişmiş aşa su katmak için, kendisi üreticiye "sen bu maldan şu kadar üretiyorsun, şu fiyata hepsini bana sat dedi" Neticede dünya devi ve yıllık üretimine talip olmuş. Sonra dönüp bizim alıcımıza bu malı benden alacaksın fiyatı şu kadar dedi veya hayır bu malı alamazsın dedi. O zaman bizim muhteşem müteşebbis sanayicimiz ne yapar? Amiyane kucağa mı oturur veya vaz mı geçer?. Hadi cevaplayalım. . . Ha sakın böyle absürt bir şey olmaz demeyin. Ben canlı şahidim en az on defa bilgim dahilinde yaşandı. İşte en azından bakılmayan pencere. Ayrıca meşhur A5.  madde . Bu madde yetkilenmiş kişi statüsünü organize eden maddedir.  Tek pencere ile ele alınmalıdır. Üstelik TBMM Plan Bütçe Komisyonlarında görev yaparken şiddetli itirazlarımıza rağmen çıkartılarak 5911 /18. 6. 2009 sayı ve tarihli Gümrük Kanunu’nda yayınlandı ve yürürlüktedir.  Buna göre: 5/A -1. Madde: Gümrük müsreşarlığı Türkiye'de yerleşik kişilere yetkilendirilmiş yükümlü statüsü tanır. (Yerleşik olmama kuralını kaldırttık) 2. -a)Madde: sorumlulukların getirilmesinde ciddi ihlallerde bulunmamak. b)Madde:Kontrollerin doğru yapılmasına imkan veren tcari kayıtları düzenli tutmak. (Burada taşıma il ilgili evrak vardı kaldırttık) c)Madde:Mali yeterliliğe sahip olduğunu kanıtlamak. (müsteşarlığın dilinde ucu açık) d)Madde:Uygun emniyet ve güvenlik standardına sahip olmak. Usul ve esaslar yönetmelikle düzeltilir derken ; a)statüyü müsteşarlık verir. b)Basitleştirmelerden faydalanmama izninin verilmesi(işin içinden çıkın bakalım, nereye kadar basitleştirme köküne kadar haksız rekabet) c)Bu izin ve statülerin hangi gümrük idarelince ! verilmesinin belirlenmesi. (eskiler hatırlar, NAKLİHANE MESELESİ) d)Risk yönetimi (bu tabir burada işin içine girmiştir. ) dikkate alınarak kontrol tetbirlerinin alınması. e) ve d) yi boş verin pir parmak bal çalınmış. . Ayrıca bu kanun, medeni kanuna, anayasaya ve insan haklarına ait bir sürü suç teşkil ederek bütün itirazlarımıza rağmen kabul edildi. Gerisi hikaye. . Bu arada tek pencere pilot olarak uygulandı ve büyük karmaşaya sebep olduğu için geri çekildi. Demek ki gene pişiriliyor. Özellikle dendiği gibi gümrüğe sunulacak 320 belgenin 309 tanesi çeşitli kurum ve kuruluşlardan verildiğine göre,  bu bütün kurumların da bu sisteme dahil olmaları gerekiyor ki, bu maalesef işin özüne aykırı kaldı. Alt yapı yok, memur sistemi yok, bağlantı yok, ilişki ve yetki yok. Hadi yapın bakalım.  Emir verin ve sanayi bakanlığı, ticaret bakanlığı(ki bu gümrükle birleşti) tarım bakanlığı vs tek çatı altında yanına adalet bakanlığını da alarak birleştirin. Bırakın 309 kuruluşu daha sadece iki kuruluşun birleşmesinde yığınla problem yaşanıyor. Hatırlatma açısından, Bu uğraşının asıl sebebi 11 Eylül sendromundaki ABD nin dayatması ile kabul ediliyor. Çünkü kendi ülkelerine girecek her çöpten olmazsa olmaz haberi olmalı aksi taktirde girişine izin vermem bastırması sebepti. Bu durma karşılıklılık ilkesi olarak sadece Fransa ve Almanya bu haklar bana da verilirse konuşuruz dediğini biliyoruz. Ayrıca bu durum İzmir de uygulanmış ama ABD'nin konteyner güvenlik sistemi MİT engeline takıldı diye haberlere konu olmuştu. Yanılmıyorsam Lojiport 20. 6. 2008 tarihinde bunu başlıkla yayınlamıştı. Sonra bana tek pencere deyin. Hangi pencere? Cevabım sadece BURASI TÜRKİYE OLACAKTIR. . . İşin ciddiyetini takip edenler bilir. Türk Ticaret Kanun tasarı halinde tam beş defa plan bütçe komisyonlarından geçerek, iki defa genel kurula geldi ama son dakikada geri çekilmiş ve çok büyük zorlama ile nihayet kabul edilip kanunlaşmıştı. Alın size kanun. Elek gibi oldu ve hala yığınla yanlışlık, eksiklik, çelişki ve sonsuz sorunlarla dolu. Nerede ise ölü doğdu. Bakalım neler olacak. Aklı başında hiç bir insan kendi ayağına kurşun sıkmaz. Maalesef son dönemlerde bırakın ayağımızı, KAFAMIZA kurşun sıkıyoruz.

Bu yazı toplam 2802 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.