Atilla Yıldıztekin

Atilla Yıldıztekin

Tedarik Zincirinde “Yeşil” Uygulamaları

Lojistik Sektöründe uzun bir süredir çalışıyoruz. Son yıllarda Tedarik Zinciri kavramını öne çıkartmaya başladık. Artık loji,stik hizmetleri tedarik zincirinin halkaları içinde görüyoruz. Tedarik zinciri, bütün olarak şirketlerin uzun dönem performanslarının arttırılması amacıyla yönetilmektedir. Küresel rekabette başarılı olan şirketler sadece performanslarını sürdürebilen değil, bu performanslarını rakiplerine oranla daha fazla arttırabilen şirketler olmaktadır. Performans artışlarında geliştirilmesi gereken kriterler şu şekilde açıklanabilir .

Kurumların sadece yaşamak için değil, büyümek için de sürdürülebilir kar artışına ihtiyaçları vardır. Elde edilen kar yani artı değer teknolojilerin yenilenmesi, ölçeklerin büyümesi, maliyetlerin azalması ve pazar paylarının artması amacıyla kullanılmaktadır. Yarışta temel olan satışların artması değil, pazar payının arttırılmasıdır. Pazar payı artışı satışların tahsilatını da birlikte sağlanması ile finansal iyileştirmeyi sağlar. Bu sayede finansal yükler azalır ve yeni yatırımlar için kaynak yaratılır. Pazar artık ürün kalitesindeki artışı vazgeçilmez bir talep  haline getirmiştir. Kolayca kopyalanan kalite artış stratejileri yerine yeni ürün geliştirme çalışmalarına bırakmaktadır. Pazarda rekabeti olmayan ürünler çok farklı marjlarla ve daha yüksek adetlerde satılabilmektedir. Bütün bunların yanında elbette yatırımcının beklentisinin üzerindeki gelirle memnun edilmesi, çalışanların bağlılığının arttırılıp memnun edilmesi, hepsinin ötesinde büyümenin sürdürülmesi için müşterinin memnun edilmesi kaçınılmazdır.

Günümüzde üretimin ve tüketimin artması ile ortaya çıkan atıkların miktarının artması, karayolu yük taşımasının getirdiği karbon salınımın engellenememesi, Özellikle şehir içi dağıtımlarının yarattığı gürültü kirliliği, diğer çevre sorunları nedeniyle de tedarik zincirleri ve lojistik sektörü toplumsal bir baskı altına alınmıştır. . Hükümetler Kyoto kriterlerine uymayı kabul etmekte, üretim ve tüketim sonrası oluşan atıkların yeniden değerlendirme yani geri dönüş oranlarının yükseltilmesi, tabiatta kısa sürede yok olabilen malzemelerin kullanımı, ürün ve ambalaj malzemelerinin geri dönüşlerin kontrolü gibi, çeşitli uluslararası çalışmalarla, üreticileri ve tedarik zincirlerini zorlamaktadır.  Bu kriterler için limitler belirlenmekte, karşılayamayan kuruluşlara cezalar hatta yaptırımlar getirilmektedir.

Tedarik zinciri ve lojistik yöneticileri de ürünlerinin yarattığı atıkları toplamak, yeniden kullanılabilir hale getirmek, geri çağırma sistemleri oluşturmak, taşıma sırasındaki çevre kirliliği etkilerini azaltmak, depolama sırasında çevreyi korumak için Leed sertifikalı depolar inşa etmek, üretimde kullandıkları hammadde ve yarı mamullerin minimum atık yaratacak şekilde kullanmak, üretim sırasında yarattıkları hava ve su kirliliği etkilerini yok etmek amacıyla yeşil lojistik ve yeşil tedarik zincirleri oluşturmaya çalışmaktadır.

Yeşil lojistik, tedarik zinciri içindeki hammaddeden tüketime kadar olan tüm süreç içinde ürün sahiplerinin kontrol yapmalarını, ölçümlemelerini belgelemelerini, kayıt altına almalarını zorunlu hale getirmeye yönelmiştir. Şirketlerin uzun dönem performanslarını arttırmak amacıyla müşterilerinden gelen çevre baskısının altında zorunlu olarak yaptıkları çevreci operasyonları artık bir şirket politikasına döndürdüklerini, tüketicinin memnuniyetini yaratmak için bu çalışmaları çeşitli ortamlarda sunum, rapor, haber, yarışma isimleri altında görünür kıldıklarını görmekteyiz. Taşımada elektrikli araç kullanımı, kara yolu yerine deniz ve demir yolu taşımasının kullanımı, intermodal taşımacılık, geri dönüşümlü kasalar ve paletler kullanımı, araçların motor spesifikasyonlarını değiştiren yeni teknolojileri kullanmaları, deniz araçlarında yelken kullanımı, Ro-Ro yani deniz araçlarında TIR taşınması  ve Ro-La yani demiryolu vagonlarında TIR taşınması, depoların çevresinin ağaçlandırılması, depo çatılarından gelen yağmur suyunun toplanması, çatıların güneş panelleri ile kaplanarak depo elektriğinin güneşten elde edilmesi,  depo çevresinde kullanılan suyun hatta açık alanlara gelen yağmur suyunun arıtma tesislerinden geçirilmesi uygulanan çevreci sistemlerdir.

Çalışanlar da yeşil tedarik dışında bırakılmamaktadır. İş yerlerinde sigara içilmemesi, toplu taşıma araçları ile iş yerine ulaşılmasının teşvik edilmesi, çevreye duyarlı çalışanların ödüllendirilmesi, işletmelerde çevre projelerinin hazırlanması tedarik zincirinin performansını arttırıcı, tüketiciyi memnun edici ve uzun dönemli sürdürülebilir performans artışının sağlanmasında önem kazanmaktadır.

Bu yazı toplam 19035 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.