Lojistikçilerden 'yeşil taşıma' atağı

Lojistikçilerden 'yeşil taşıma' atağı

Fosil yakıta bağımlı ulaştırma sektörünün 2040 yılına kadar ekonominin en karbon yoğun sektörü haline gelmesi beklenirken, sektör temsilcileri karbon emisyonu azaltma ve sıfırlama hareketine bugünden başladı.

Sera gazı emisyonu yaratan sektörlerin başında lojistik sektörü geliyor. Sektör, yıllık ortalama 7.2 gigaton karbondioksit eşdeğeri sera gazı emisyonu yaratıyor. Küresel sera gazı (GHG) emisyonlarının yüzde 23’ünü oluşturan ulaştırma sektörü, sanayi ve binalardan sonra en büyük üçüncü sera gazı emisyonu kaynağı olarak görülüyor. Fosil yakıta bağımlı ulaştırma sektörünün 2040 yılına kadar ekonominin en karbon yoğun sektörü haline geleceği bekleniyor. 2015 yılında ulaştırma sektörü emisyonlarının yüzde 36’sı yük taşımacılığından kaynaklandı. 2050 yılına kadar ise yük taşımacılığının en az yolcu taşımacılığı kadar emisyona sebep olması öngörülüyor. Karayolu sektörü, yolcu ve yük karayolu taşımacılığı ile toplam ulaşım emisyonlarının yaklaşık dörtte üçünü oluşturarak açık ara en fazla emisyonu yaratıyor. Elektrikli karayolu taşımacılığına yönelik çalışmalar sürdürülse de büyük çoğunlukta dizel tüketimi görülüyor. Optimize edilmiş filolar ve rotalar, enerji verimli sürüş gibi faktörler yakıt verimliliğinin artmasına büyük ölçüde yardımcı olurken, iyileştirme ve verimlilik çabaları karayolu taşımacılığından kaynaklanan emisyonları azaltmak için umut vaat ediyor. Kara taşımacılığında emisyonların yüzde 27’sini kamyon, otobüs ve TIR’lar oluştururuyor.

Denizde hedef; 2050

Havacılık sektöründe de emisyonlarının çoğunluğu yolcu taşımacılığından kaynaklanıyor. Havacılık sektörünün emisyonların çoğunun 8-12 kilometredeki seyir yüksekliklerinde meydana gelmesi nedeniyle iklim değişikliğinde doğrudan etki sahibi olduğu kaydediliyor. Deniz taşımacılığı ise lojistik sektörü emisyonlarının yüzde 30’unu ve yaklaşık olarak küresel karbondioksit miktarının yüzde 2-3’ünü oluşturuyor. FuelEU Maritime, 2050 yılına kadar deniz yakıtlarının sera gazı emisyonu yoğunluğunu adım adım azaltmayı hedefl iyor. Gemilerde kullanılan enerjinin yıllık ortalama sera gazı yoğunluğunun 2025 yılında 2020’ye göre yüzde 2, 2030 yılında yüzde 6, 2035 yılında yüzde 13, 2040 yılında yüzde 26, 2045 yılında yüzde 59 ve 2050 yılında ise yüzde 75 azaltılması teklif edildi. Konuyla ilgili AB yasama süreci devam ediyor. Firmalar karbon emisyonları azaltarak ve karbon ayak izini denkleştirerek karbon nötr olma yönünde yatırımlar yapıyor. Kurulan gönüllü karbon piyasalarında karbon emisyonu yapan kişi, kurum ve kuruluşların, atmosferden sera gazını ortadan kaldırmayı veya azaltmayı hedefleyen projeler tarafından üretilen karbon kredilerini satın alarak emisyonları denkleştiriliyor. Örneğin Türkiye'deki bir rüzgar enerjisi projesinden elde edilen bir kredi, ABD’deki bir akademik kurum tarafından karbon ayak izini dengelemek için kullanılabiliyor. McKinsey, gönüllü karbon kredilerine olan talebin 2030 yılına kadar 15 kat, 2050 yılına kadar 100 kat artacağını tahmin ediyor. 2030 yılına kadar Gönüllü Karbon Piyasası'nın toplam hacminin de 50 milyar doları aşacağı düşünülüyor.

CO2 ayak izini azaltmaya odaklandı

Başta havayolu olmak üzere karayolu, denizyolu, demiryolu, intermodal, ekspres kurye, fuar ve etkinlik lojistiği alanlarında uluslararası hizmet veren Lima Logistics de kendi sektöründe bir ilke imza atarak karbon ayak izini azaltmaya odaklandı. Lima Green bünyesinde taşıdıkları yüklerin oluşturduğu emisyonu hesap ederek azaltılması yönünde harekete geçtiklerini belirten Lima Logistics Kurucu Ortağı Sinan Türel, “Aldığımız inisiyatif ile oluşturduğumuz emisyonu hesap edebilir noktaya geldik. A noktasından B noktasına kadar ölçümler hale geldik. Bu ölçüm metodu da uluslararası akreditesi olan bir model. Bu sayede müşterilerimizin taşımalarının emisyonunu ölçebilir durumdayız” diye konuştu.

Araçlarının yaşı 3'ü geçmiyor

Avrupa’da taşımacılık sektöründe 2025 yılına kadar karbon emisyonu sürecinin tamamlanmış olması gerektiğine dikkat çeken ARC Grup Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Arabacı da araç alımlarında sürdürülebilirlik ve çevre konusunda özellikle hassasiyet gösterdiklerine vurgu yaptı. Tamamı Euro 6 normunda araçlardan oluşan fi loda 3 yaşından büyük araç kullanmadıklarını vurgulayan Arabacı, İstanbul’da kendi enerjisini üreten bir binada ofis açarak bu sürece katkıda bulunduklarını söyledi. Arabacı, Grup bünyesinde Yeşil Lojistik’i artırmayı hedeflediklerini de ifade etti.

"Karbon kredilerinin ticaretine açığız"

Bu alanda faaliyet gösteren Erguvan Marketplace Kurucu Ortağı Barış Balat, küresel ticaretin içinde yer alan şirketlerin emisyonlarını hesaplayarak azaltma ve/veya denkleştirme yoluna gitmesinin her geçen gün daha önemli bir hale geldiğine işaret etti. Bu aksiyonları alan fi rmaların yakın gelecekte özellikle fi nansmana erişim ve AB’ye ihracat konularında avantajlı olacağına vurgu yapan Balat, “Karbon kredisi, insan kaynaklı sera gazlarının atmosfere salınmasını telafi etmek için tasarlanmış bir mekanizmadır. Bu krediler global gönüllü karbon piyasalarında takaslanır ve kurumların net sıfır olma yolculuklarında tamamlayıcı bir rol oynar. Erguvan olarak ilk etapta gelişkin izleme, raporlama ve doğrulama süreçleri nedeniyle saygın kabul edilen standartlara sahip Gold Standard ve Verra VCS karbon kredilerinin ticaretine açığız” dedi.

KAYNAK: Esra ÖZARFAT – EKONOMİ.COM

LOJİPORT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.