Kota sorunu ulusaldır, bireysel davalar açalım

Uluslararası Nakliyeciler Derneği, (UND) 2008 yılı ile birlikte bir eylem planına da start verdi. Düne kadar esamesi dahi okunmayan ülkelerin AB saflarına katılmasıyla palazlanıp, canımızı iyice yakması, kota engelinin daha ivedi çözümlenmesi gerçeğini beraberinde getirdi. 1996’da, demokrasiyi sindirmiş ülkelerde geriye dönük hesap sorulması gereken Gümrük Birliği kararına imza atanlar, bunu bir ‘zafer’ gibi duyuruyorlardı. Daha sonraki yıllarda bu imza, “onlar ortak, biz pazar olacağız” diyen rahmetli bir büyüğümüzün o günlerde yanlış olduğunu düşündüğümüz söylemini haklı çıkarır gibiydi. Aslında, hafızalarınızı zorlarsanız, Türkiye’nin yine de bir çözümün eşiğinden döndüğünü görürsünüz. 2004 yılında ‘Türkiye ile müzakerelere başlanabilir’ kararının öncesini anımsayın lütfen. Türkiye-Rusya ikili ilişkiler trafiği, tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar hızlanmıştı. İşte, Avrupa Birliği böyle bir havada ‘müzakereler başlasın’ dedi. Ve biz de, yine gerçek bir ‘win win’ fırsatını kaçırmış olduk. En azından, balıklama dalmak yerine, Gümrük Birliği garabetindeki yanlışların iyileştirilmesini talep edebilirdik. Maalesef, Türkiye 50 yıldır kartlarını doğru oynayamıyor. Kota sorunu ulusaldır. Yani, sadece uluslararası nakliyecilerimizin önündeki engellerden biri diye bakılmamalıdır. Fatura, sonunda Türk halkına çıkmaktadır. Ben ihraç malımı götürmek için ‘belgem kadar konuşacağım’ Bulgar kamyonları, ülkemde fink atacak. Bu sorun devam ettikçe, Sayın Kürşad Tüzmen’in hepimizin içinden ‘inşallah’ diye temenni ettiği ihracat hedeflerine ulaşabileceğimiz mantıklı mıdır sizce? Bireysel davalar açalım Kota, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının sorunudur.  İhraç malı taşıyıp da, belge yokluğu nedeniyle kapıda bekleyen her treyler, bu yurdun ‘müreffeh ülke’ sevdasını gölgeler. Özellikle, Avrupa’da faaliyet gösteren uluslararası taşımacılık şirketlerimizi göreve çağırıyoruz. Kota konusundaki uğradığınız zararlar nedeniyle bireysel davalar açın. “Benim malımı taşıyan ülkenin firmasına kota koyduğunuz için malımı getiremiyor, ya da daha pahalı getiriyorum” gerçeğini anlatın onlara. Mahkemelerde, yerleşik olduğunuz ülkenin hükümetlerine atfen deyiniz ki: “Ben, sağladığınız teşvikler nedeniyle Avrupa’da yatırımımı yapmıştım. Fakat, senin koyduğun kota engelleri nedeniyle, bu malı Türkiye’den getiremiyorum. Ama, benim rakibim Bulgaristan’da yatırım yapmış o getiriyor. Bu haksız rekabet değil midir? Onun önünde hiçbir engel yok.”   Mahkemelerde, yaşamış olduğunuz ülkenin vatandaşlarına deyiniz ki yine: “Hükümetiniz, Türkiye’yi kota engeliyle durdurmaya çalıştığı için ürünlerinizi daha zamlı alıyorsunuz. Çünkü, biz yansıtıyoruz uğradığımız zararı faturalarınıza, sorumlu da kota engelini çıkaranlardır. Sorulacaksa, hesabı onlara sorun.” Fatura, belge ve rakamlarla mahkemelere başvurulabilir. Ya bu hak teslim edilir. Ya da, sonunda görevsizlik kararı çıkar; Lahey Adalet Divanı’na taşınır. Çözüm, ideal olandır. Ancak, Lahey Adalet Divanı’na taşınabilmesi, çözüm yolunda en az çözüm kadar değerlidir. Herkesi, elini taşın altına sokmaya davet ediyoruz.

Bu yazı toplam 1442 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.