Veri Odaklı Spot Lojistiği, Karayolu Taşımacılığının Geleceğini Belirleyecek?
Başarı giderek daha fazla gerçek zamanlı verilere ve dijital araçların akıllı kullanımına bağlı. Forwarderların rekabetçi kalmak için neye ihtiyaç duyduğu ve neden verinin Türkiye’de spot lojistik segmentinde belirleyici bir avantaja dönüştüğü haberimizde
Türkiye’nin karayolu taşımacılık sektörü son derece hızlı bir dönüşüm içinde. Piyasa döngüleri kısalıyor, fiyat dalgalanmaları keskinleşiyor ve operasyonel maliyetler her zamankinden daha öngörülemez hale geliyor. Aynı zamanda müşteriler anında karar, şeffaf fiyatlama ve tam güvenilirlik bekliyor. Böyle bir ortamda yalnızca deneyime güvenmek artık yeterli değil; başarı giderek daha fazla gerçek zamanlı verilere ve dijital araçların akıllı kullanımına bağlı.
Piyasanın nereye gittiğini, taşıyıcıların ve forwarderların rekabetçi kalmak için neye ihtiyaç duyduğunu ve neden verinin Türkiye’de spot lojistik segmentinde belirleyici bir avantaja dönüştüğünü konuşmak için Trans.eu Türkiye & Azerbaycan Ülke Müdürü Ömer Faruk Gözel ile görüştük.
Lojiport: Ömer Bey, Türkiye lojistik pazarının mevcut durumunu nasıl tanımlarsınız? Bugün piyasayı en güçlü şekilde şekillendiren eğilimler neler?
Ömer Faruk Gözel:
Türkiye pazarı son derece dinamik, ancak hareketleri her zaman hacim değişimleriyle ilişkili değil. Çoğu zaman talep seviyeleri benzer kalıyor, fakat kapasitenin nerede mevcut olduğu değişiyor ve fiyatların en küçük oynaklıklara bile nasıl hassas tepki verdiğini görüyoruz. İhracat ağırlıklı hatlar bir anda sıkışabiliyor ve spot fiyatları yukarı itiyor; ardından durum bir hafta sonra tekrar gevşeyebiliyor.
Böyle bir ortamda hız en temel rekabet farkı haline geldi. Karar verme penceresi dramatik şekilde daraldı. Bir dispeçer ya da taşıyıcı, bir yükün mantıklı olup olmadığını değerlendirmek için yarım gün bekleyemez. Tarifedeki fiyatın bugünkü maliyetleri karşılayıp karşılamadığını, dönüş yükünün gerçekçi olup olmadığını ve o hatta fiyat eğiliminin nasıl davrandığını anında bilmesi gerekiyor.
Bu nedenle analitik araçlar artık günlük rutinin bir parçası haline geliyor. Teklif hacimlerini ve fiyat hareketlerini gerçek zamanlı görmek, piyasa oyuncularının eğilimleri bir hafta önce değil, şu anda nasıl geliştiğini anlamasını sağlıyor. Spot piyasada aktif olan herkes, piyasanın nasıl hareket ettiğini düzenli olarak kontrol ederek anında avantaj elde ediyor. Bunu, temel güzergâhlardaki yük hacimleri ve fiyat değişimlerini gösteren interaktif sayfamız üzerinden de görmek mümkün: Yük Radarı.
Lojiport: Bu gelişmeler küçük ve orta ölçekli taşıyıcıları büyük firmalara kıyasla nasıl etkiliyor?
Ömer Faruk Gözel:
Büyük şirketlerin tamponları var: uzun vadeli sözleşmeler, çeşitlendirilmiş filolar ve dalgalanmaları dengeleyebilen planlama ekipleri. Küçük ve orta ölçekli Türk taşıyıcıları ise her bir seferin gerçekliğiyle çok daha doğrudan yüz yüze. Yakıt, otoyol ücretleri ve diğer dış maliyetler sürekli artarken yanlış seçilmiş tek bir yük, bir haftalık kârlılığı kolayca silebilir.
Bu nedenle bu taşıyıcılar için her karar bilinçli olmalı. Bir hattı deneme amaçlı seçmek ya da yalnızca sezgiye güvenmek için alan yok. Onların ihtiyacı, bir teklifin adil olup olmadığını, kaç rakibin yarıştığını ve gidilen bölgenin kârlı bir dönüş yükü sağlayıp sağlamayacağını anında görebilmektir. Trans.eu gibi spot platformları bu saydamlığı sunarak çalışma biçimlerini tamamen değiştiriyor. Taşımacılık bir tahmin oyunu olmaktan çıkıp hesaplanmış bir stratejiye dönüşüyor.
Türkiye’de ihracat akışlarının bazı haftalarda çok güçlü olup birdenbire sert biçimde düşebildiği düşünülürse, gerçek zamanlı bilgiye göre tepki verebilmek kritik önemdedir. Bu, kimin kârlı kalacağını, kimin zorlanacağını belirleyen temel faktördür.
Lojiport: Türkiye’deki forwarderlar da müşterilerinin baskısı altında çalışıyor. Bugün en çok neye ihtiyaç duyuyorlar?
Ömer Faruk Gözel:
Forwarderlar benzersiz bir zorlukla karşı karşıya: istikrarsız bir piyasa içinde istikrar sunmak zorundalar. Yük sahipleri öngörülebilir fiyatlar ve garanti kapasite isterken, spot piyasası her gün değişiyor. Bu farkı yönetebilmek için forwarderlar giderek daha fazla dijital sistemlere ve öngörüsel içgörülere güveniyor.
Bugün forwarderların ihtiyacı yalnızca devam eden taşımaların görünürlüğü değil; bir sonraki adımda ne olacağını öngörebilmektir. Maliyetlerin nasıl değiştiğini, kapasitenin yarın nerede sıkışabileceğini ve hangi hatların daha yakından izlenmesi gerektiğini bilmek istiyorlar. Kullandıkları TMS veya ERP sistemleriyle yapılan entegrasyonlar, tüm bu bilgileri tutarlı bir iş akışında bir araya getirmelerini sağlıyor.
Trans.eu’nun hedefi, bu karmaşıklığı net yönlendirmelere dönüştürmek. Spot lojistik hızlıdır ve teknolojinin bu tempoya ayak uydurması gerekir.
Lojiport: Trans.eu’nun sunduğu yapay zekâ destekli özellikler de dikkat çekiyor. Bu araçlar Türk taşıyıcılarına nasıl değer katıyor?
Ömer Faruk Gözel:
Yapay zekâ karar verme süreçlerini çok pratik bir şekilde değiştiriyor. Onlarca teklifi manuel olarak incelemek, mesafeleri karşılaştırmak ya da bir bölgedeki dönüş yüklerinin yarın mevcut olup olmayacağını tahmin etmeye çalışmak yerine, sistem bu analizi anında yapıyor. Adil fiyat seviyelerini öne çıkarıyor, teklif rekabetinin ne kadar yoğun olduğunu gösteriyor ve gidilen bölgede beklenen yük durumunu ortaya koyuyor. Ayrıca farklı güzergâh seçeneklerini sadece mesafeye göre değil, kârlılığa göre değerlendiriyor ki bu fark son derece kritiktir.
Türk taşıyıcıları için boş kilometreler hâlâ en yıpratıcı gizli maliyet. Veri destekli planlama bu kaybı ciddi şekilde azaltıyor. Örneğin sistem, yarın Sofya bölgesinde cazip yük hacmi beklediğini gösteriyorsa, bugün Plovdiv’e bir iş almak stratejik bir tercih haline geliyor. Eğer veri tam tersini söylüyorsa, taşıyıcı gereksiz riski bertaraf etmiş oluyor. Böylece tekil seferler yerine kârlı diziler planlanabiliyor; gerçek finansal güç de buradan doğuyor.
Lojiport: Ödeme güvenliği Türkiye’de önemli bir konu. Birçok taşıyıcı, geciken veya hiç yapılmayan ödemeler yüzünden yeni firmalarla çalışmaktan çekiniyor. Trans.eu bu konuda nasıl destek sağlıyor?
Ömer Faruk Gözel:
Ödeme riski, taşımacılık şirketleri için en büyük tehditlerden biridir. Geciken ya da hiç yapılmayan bir fatura özellikle küçük taşıyıcıların nakit akışını ciddi biçimde zedeleyebilir. Bu sorunu çözmek için Trans.eu, karayolu taşımacılığı için özel olarak tasarlanmış bir ödeme garantisi hizmeti olan SafePay’i sunuyor.
SafePay’in işleyişi son derece basittir: Bir yük SafePay sembolü ile işaretlendiğinde, o iş için bir ödeme garantisi uygulanabilir durumdadır. Eğer forwarder, düzgün şekilde tamamlanmış ve belgelenmiş bir taşıma hizmetinin ödemesini yapmazsa, Trans.eu — partneri Pactus.eu aracılığıyla — alacağı üstlenir ve taşıyıcıya garanti edilen kısmı hızlı ve bürokrasiye boğmadan öder.
Bu, taşıyıcıların daha önce hiç çalışmadıkları firmalardan gelen teklifleri gönül rahatlığıyla kabul edebilmesi anlamına gelir. Yeni işbirlikleri, yeni hatlar ve yeni fırsatlar için kapı açılır, üstelik risk artmadan. Forwarderlar açısından ise SafePay, pazarda güvenilirlik ve şeffaflık sağlayan önemli bir unsur haline gelir.
Lojiport: 2025’in sonuna ve 2026’ya baktığınızda, Türkiye karayolu taşımacılığında başarıyı ne belirleyecek?
Ömer Faruk Gözel:
Başarı, veriyi günlük operasyonların ayrılmaz bir parçası haline getirebilmeye bağlı olacak. Maliyetler artmaya devam edecek ve piyasa döngüleri öngörülemezliğini koruyacak. Sadece sezgiyle hareket eden şirketler bu oynaklıkla başa çıkmakta giderek zorlanacak. Liderleri diğerlerinden ayıracak olan; gerçek zamanlı bilgilere dayalı olarak hızlı, hassas ve güvenli karar verebilme yeteneği olacak.
Taşıyıcılar için bu, tekil seferler yerine kârlı taşıma dizileri planlamak ve boş kilometreleri dijital araçlarla minimuma indirmek anlamına geliyor. Forwarderlar için ise operasyonel görünürlüğü öngörüsel içgörülerle birleştirerek hızla değişen bir pazarda güvenilirlik sunmak gerekecek. Güven, şeffaflık ve dijital tutarlılık uzun vadeli iş ortaklıklarının temelini oluşturacak.
Türkiye lojistik pazarının yönü artık net. Spot segment geliştikçe veri yeni rekabet avantajı haline geliyor — ve bu dönüşümü benimseyenler sektörün geleceğini şekillendirecek.










Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.