Türk denizciler eve dönmek istiyor
Fas topraklarında olduğu halde İspanya'ya bağlı olan Ceuta kentinin limanında 15 Eylülden beri bekletilen "Rhone" adlı Türk gemisindeki mürettebat oldukça...
Fas topraklarında olduğu halde İspanya'ya bağlı olan Ceuta kentinin limanında 15 Eylülden beri bekletilen "Rhone" adlı Türk gemisindeki mürettebat oldukça zor durumda olduğunu açıklayarak, yetkililerden yardım istedi.
Yaklaşık bir ay önce Rusya'nın Vyborg limanından hareket eden, 3200 ton sodyum sülfat taşıyan Türk bandıralı "Rhone" gemisi, açılan bazı deliklerden su almasından dolayı 15 Eylülde Cebelitarık Boğazı'nda karaya oturmuştu.
İspanyol makamları tarafından delikleri kapatılan gemi, kimyasal madde taşımak için güvenli olmadığı gerekçesiyle Ceuta limanına çekilerek, burada bekletilmeye başladı.
Uzun zamandır maaşlarını alamayan ve kumanya da verilmeyen 15 kişilik Türk mürettebatı ise bir an önce durumlarına çare bulunup, ülkelerine geri dönmek istiyor.
Geminin ikinci kaptanı Hüseyin Arslan telefonla yaptığı açıklamada, geminin kaptanı Ahmet Topuz, aşçı ve stajyer olan bir üniversite öğrencisinin dışında kendisi dahil 12 kişinin maaşlarının ödenmesini ve bir an önce evine dönmek istediğini söyledi.
Geminin seyre elverişli durumda olmadığını savunan Arslan, "Gemiye acente tayin edilmedi. Geminin herkese borcu var, yakıt ve kumanya alacak parası yok. 36 yaşındaki bir gemi bu. Yedek parçası yok. Ana delik kapatıldı, ama balans tankları arasında su geçişi var. Geminin klasmanı da düşürüldü" dedi.
Arslan, geminin armatörü olan Ortak Denizcilik adlı firmanın yaklaşık 15 gün önce gönderdiği faksta şirketin mal varlığını nakde çevirip sözleşmelerin feshedildiğini duyurduğunu ve kimyasal maddenin siparişini veren firmadan da hiçbir haber çıkmadığını ifade etti. "Ortada kaldık. Ne yapacağımızı bilemiyoruz" diyen Arslan, İspanyol makamları aracılığıyla Türkiye'nin Madrid Büyükelçiliği ile temasa geçtiklerini, ancak hiçbir yetkilinin yanlarına gelmemesinden üzüntü duyduklarını dile getirdi.
Yolculuk sırasında 2-3 kez batma tehlikesi yaşadıklarını ve korkudan can yeleği giydiklerini anlatan Arslan, Ceuta limanında da "sefillik yaşadıklarını ve utandıklarını" ifade etti. Mürettebattan bazı kişilerin sağlık durumlarının kötüleştiğini ve Kızılhaç'tan verilen ilaçlar sayesinde düzeldiklerini kaydeden Arslan, "Şu anda kimsenin sağlık problemi yok, ama ne paramız ne suyumuz ne de yiyeceğimiz var. Yemek için bize buradaki kilise, halk yardım ediyor. Hepimizin Türkiye'de ailesi var. Onlara para göndermemiz gerekiyor. Gerçekten söylemekten utanıyorum, ama bir Amerikalı ya da İspanyol denizci olsaydık bunlar başımıza gelmezdi" dedi.
Bu arada gün içerisinde gemiden inerek Ceuta limanında ve çevresinde dolaşabilen Türk mürettebatı bölgedeki yerel basının da büyük ilgisini çekiyor.
İspanyol basınına konuşan Türk denizcilerden Kadir Türkmen, "Bir daha denizci olarak çalışmayı düşünmüyorum. İyi bir tecrübe olmadı" dedi.
Mustafa Durmuş, "Nişanlım evlenmek için Türkiye'de beni bekliyor. Ama evlenmek için 3 aylık maaşımın ödenmesi gerekiyor. Allah izin verirse eve gidebileceğiz" açıklamasında bulundu.
Yaşar Çamaltı da "Okula giden 3 çocuğum var ve hepsi de benden para bekliyor. Hepimiz eşlerimizi ve toprağımızı özledik" diye konuştu.
Hemen hemen 10 bin ile 30 bin dolar arasında alacakları olduğunu söyleyen Türk denizciler, haklarını arayıp, sorunlarının çözülmesi için uluslararası denizcilik sendikasına da başvurduklarını söylediler.
Öte yandan Ceuta Denizcilik ve Liman İşletmeleri koordinatörü Francisco Sierra, "Gemi bu durumda burada bir hafta da kalabilir, bir yıl da. Bize bağlı değil. Armatöre, yükün sahibine ve Türkiye Büyükelçiliğine bağlı" açıklamasında bulundu.
PERŞEMBE ROTASI









Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.