"Türk armatör, yarış dışı kalmamak için yabancı bayrağı seçiyor"

"Türk armatör, yarış dışı kalmamak için yabancı bayrağı seçiyor"

İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, “Dünyadaki rakiplerimizin %75'i elverişli bayrak, diğer kısmı bizim gibi Türk, uluslararası gemi sicili benzeri 2. sicil kapsamında gemi işletiyor. Eğer biz de elverişli bayrağı kullanmazsak yarış kalırız"

İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) 2021 Şubat Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır başkanlığında yapıldı. Toplantı, Covid-19 tedbirleri kapsamında Türk Diplomat ve Büyükelçi Çağatay Erciyes'in katılımıyla video konferans yöntemiyle gerçekleştirildi.

İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran sektörel ve güncel gelişmeler hakkında bilgi verdi. Kıran şu ifadeleri kullandı;'' Dünyada ve ülkemizde büyük sıkıntılara yol açan Covid-19 virüsü ile mücadele tüm hızı ile devam ediyor. Yaklaşık 2 ay önce başlatılan kısıtlama önlemlerinden olumlu sonuçlar alınmaya, günlük 30 bini geçen vaka sayısı 5 bine doğru gerilemeye başlamışken, şimdi de karşımıza mutasyonlu virüs çıktı. İngiltere ve Güney Afrika'da tespit edilen Covid-19'un mutasyona uğramış halinin daha bulaşıcı olduğu bildirilirken ülkemizde de yakın zamanda günlük vaka sayılarının tekrar yükselmesinde bu hususun etkili olduğu belirtiliyor. Pandeminin ilk ortaya çıktığı andan bu yana güçlü sağlık altyapısı ile örnek bir mücadele veren ülkemizde başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere aşılama çalışmalarına başlandı, aşı olanların sayısı 2 milyonu geçti ve bu sayı hızla artmaya devam ediyor. Ama şu bir gerçek ki salgın bugün maksimum düzeyde tedbirleri sürdürmemiz gereken bir ciddiyette varlığını sürdürüyor.

Küresel ekonomide pandeminin seyri ana belirleyen olmaya devam ediyor…

Değerli üyeler, küresel ekonomide pandeminin seyri ana belirleyen olmaya devam ederken uluslararası kuruluşların 2021 yılına ilişkin tahminleri gelmeye başladı. Pandeminin seyri ile ilgili belirsizlikler devam etmekle birlikte aşıların etkili olmasıyla yılın 2. yarısında güçlü bir toparlanma gelmesi bekleniyor. 2020 yılında yüzde 4 civarında daralması beklenen küresel ekonominin 22021 yılında yüzde 4 civarında büyüyeceği tahmin ediliyor. Toparlanma beklenmekle birlikte bunun ağırlıklı olarak imalat sanayiinden geleceği, hizmetler sektöründeki toparlanmanın daha uzun zaman alacağı öngörülmekte. Dünya Bankası ocak ayı raporuna göre, 2020 yılında yüzde 9,5 daraldığı tahmin edilen dünya ticaret hacminin 2021 ve 22 yıllarında yüzde 5'er civarında büyüyerek yaşanan kaybı ancak 2 yılda telafi edebileceği öngörülüyor. Yaşanan sürece kısa değil, orta vadeli bakmamız işte bu yüzden gerekiyor.

Enflasyon ile mücadele öncelikli hale geldi!

Türkiye ekonomisi açısından enflasyon ile mücadelenin öncelikli bir hale geldiğini görüyor ve bunu son derece olumlu değerlendiriyoruz. Merkez bankasının kasım ayı ile beraber sıkı para politikasına yönelmesi, Türk lirasında bir istikrar sağlamış görünüyor. Yüksek enflasyon firmalarımızı, faaliyet dışı gelire yöneltirken üretim ve yatırımları olumsuz etkiliyor. Merkez bankasının son açıklamasında yüzde 5 enflasyon hedefini vurgulaması ve bu yönde politika oluşturmasını işte bu yüzden oldukça önemli ve değerli buluyoruz. Bu süreç reformlarla desteklenirse ülkemizin sürdürülebilir büyümeyi başarması çok daha mümkün olacaktır. Dolayısıyla enflasyon ile mücadele önümüzdeki dönemde ana gündem maddemiz olmaya devam edecek.

Ülkemizin üretim ve lojistik merkezi olması yönünde beklentilerimiz güçleniyor!

Para politikasında atılan adımların finansal piyasalarda istikrar sağlamasının reel ekonomiye ve beklentilere olumlu yansımalarını görmeye başladık. Önemli bir gösterge olan tüketici güven endekslerinde toparlanmalar izliyoruz. Geçtiğimiz pazartesi günü yayınlanan ocak ayı imalat sanayi satın alma yöneticileri endeksi, geçtiğimiz ağustos ayından bu yana en yüksek artışı gerçekleştirerek 50,8 değerinden 50,4 seviyesine geldi. Gelecek döneme ilişkin siparişlerde önemli artışlar gözleniyor. İmalat sanayinin güçlü performansı ve bunun ihracattaki artış eğilimiyle desteklenmesi ticaret savaşları ve pandemi ile değişen dünyamızda ülkemizin üretim ve lojistik merkezi olması yönünde beklentilerimizi güçlendiriyor.

Türk gemi adamlarımızın çalıştığı gemiye deniz haydutları tarafından silahlı saldırı gerçekleştirildi…

Ocak ayının son günlerinde elim bir olay yaşadık. Türk gemi adamlarımızın çalıştığı Liberya bayraklı Mozart isimli gemiye Nijerya açıklarında Deniz Haydutları tarafından silahlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda 2. mühendis olarak görev yapan Azerbaycan cumhuriyeti bir kardeşimiz hayatını kaybetti. Merhuma Allahtan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum. Saldırıda yaralanarak tedavi gören gemi adamlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Kaçırılan 15 Türk denizcimizin sağ salim kurtarılması için büyük çaba harcanıyor. Basından öğrendiğimiz üzere deniz haydutlarıyla sağandı, müzakereler yürütülüyor. Denizcilerimizin bir an önce kurtulmasını beklerken benzeri olayların bir kez daha yaşanmamasını temenni ediyorum.

kriz.jpgGündeme yabancı bayraklı Türk gemiler geldi!

Gine körfezinde kaçırılan Mozart isimli gemi Liberya bayraklı ve sahipleri de yabancı olmasına rağmen konu yabancı bayraklı Türk gemi sahiplerini de gündeme getirdi. Dolayısıyla ben de bugün yabancı bayrak konusuna biraz değinmek istiyorum. Bugün yaklaşık 2 milyar dwt dünya gemi filosunun yüzde 75'i yabancı bayrak, kolay bayrak, elverişli bayrak gibi isimlerle serbest bandıra ülkelerinin bayrağı altında çalıştırılmaktadır. Bunun maliyet avantajı gibi genel nedeni olabileceği gibi savaş zamanı düşmanı yanıltmak ya da kendi ülkesinde kuralların bu bayraklar altında uygulananlardan daha ağır olması gibi özel nedenleri olabilir. Geçmişteki örnekleri çok eskilere kadar gitse de, yabancı bayrağın ilk tercihi bir ABD şirketi tarafından panama bayrağı çekilmesiyle olmuştur. Birinci dünya savaşında ABD’nin yabancı bayraklı gemilerle müttefiklere yardım etmesi ikinci dünya savaşı sonrası elindeki liberty tipi gemileri Yunanistan başta olmak üzere müttefiklerine vermesi onların da Liberya ve Panama bayrağını tercih etmeleri yabancı bayrak kullanımına hız vermiş ve 1950’den sonra elverişli bayrak kavramı hayatımıza girmiştir.

Türk armatör yarışın dışında kalmamak için yabancı bayraklı!

Tam rekabet piyasası koşullarının hâkim olduğu bu iş kolunda, dünyadaki rakiplerimizin yüzde 75'i elverişli bayrak, diğer kısmı bizim Türk uluslararası gemi sicili benzeri 2. sicil kapsamında gemi işletirken, Türk armatörünün bu imkândan yararlanmamasının yarışın dışında kalma sonucunu doğuracağı izaha gerek duymamaktadır.

Türk denizciliğini taşıma kapasitesi dünya çapında 15. sırada

Deniz taşımacılığı, kabotaj taşımacılığını dikkate almazsak uluslararası bir iş olup tam rekabet piyasasının hakim olduğu bir iş koludur. Böyle bir ortamda dünyadaki rakiplerimizin yüzde 75’i elverişli bayrak diğer kısmı bizim Türk uluslararası gemi sicili benzeri ikinci sicil kapsamında gemi işletirken Türk armatörünün bu imkandan yararlanmamasının yarışın dışında kalma sonucunu doğuracağı izahtan varestedir. Bugün Türk denizciliğinin taşıma kapasitesi dünyanın en büyük filosunu kontrol eden ülkeler sıralamasında 1496 gemi ve 28.7 milyon DWT ile 15. sırada yer almaktadır. Şu an Türk sahipli filonun yüzde 79’unun yabancı bayrak altında çalıştırılmasına karşın filo büyüklükleri sıralamasında ilk 5 sırada yer alan ülkelerden Yunanistan’ın 401 milyon DWT’lik filosunun yüzde 84’ü, Çin’in 300 milyon DWT’lik yüzde 68’i, Japonya’nın 257 milyon DWT’lik filsounun yüzde 86’sı, Almanya’nın 87 milyon DWT’lik filosunun yüzde 91’i, Güney Kore’nin 86 milyon DWT’lik filosunun yüzde 84’ü yabancı bayrak taşımaktadır. Buna rağmen Türk armatörü filo durumu ve sosyolojik yapısı nedeniyle önceleri elverişli bayrağı tercih etmemiş ve milli gemi sicili daha sonra ise Türk uluslar arası gemi sicilinde kalmıştır. Türk armatörlerin yabancı bayrağa geçmeleri son 20 yılda giderek artmış bu da sahip oldukları büyük gemilerle Karadeniz ve Akdeniz taşımacılığı dışında küresel oyuncu olmalarıyla başlamıştır. Oyunun kuralı belli olup giderek zorlaşmaktadır. Bu nedenle bu kurallara uygun olarak çalışmak bir fırsatçılıktan ziyade bir var olma meselesidir.

İMEAK DTO Neptün Bildirgesinde imzacı oldu!

Gemi insanlarının kilit çalışanlar olarak tanınması ve COVID-19 aşısında öncelikli meslek grubu olarak belirlenmesi, Mevcut en iyi uygulamalar baz alınarak yüksek standartlarda sağlık protokollerinin oluşturulması ve uygulanması, Gemi insanlarının değişimlerini kolaylaştırmak amacıyla gemi işletmecileri ve kiracıları arasındaki iş birliğinin artırılması, Önemli denizcilik merkezleri arasında havayolu bağlantılarının kurulması gibi 4 temel hedefin gerçekleştirilmesi amaçlayan Neptün Deklarasyonu'nda odamız da imzacı kuruluşlar arasında yerini almıştır.''

KAYNAK: KAPTAN HABER AJANSI

LOJİPORT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.