"Lojistik, ihracatın önündeki en büyük engel"

"Lojistik, ihracatın önündeki en büyük engel"

“Lojistik, ihracatın önündeki en büyük engel” diyen EVSİD Başkan Vekili Talha Özger ise sorunun çözümü için önerilerini sıraladı.

Üretici ve ihracatçı firmalar olarak yeni yıla ihracat açısından umutlu ama bir o kadar da sorunlar yumağı ile girdik. 21. yüzyılda Avrupalı rakiplerimiz tasarım ve teknolojiye daha da fazla ağırlık vermek konusunda çalışmalar yürütüyor. Asyalı rakiplerimiz küresel markaları satın alma yoluna giderek pazar paylarını artırmaya çalışırken bizim gündemimizde maalesef en temel ve belki de diğer ülkelere göre en basit konulardan biri olan lojistik var. İhracatçılar olarak bin bir uğraşla ürettiğimiz ürünlerimizi satabilmek için köşe bucak tüm ülkeleri ziyaret ediyor, sayısız etkinliğe katılıyoruz ama gelişmiş ülkeler için çok basit olan lojistik konusu bizler için dev bir sorun olarak önümüze çıkıyor. Herkesin dilinde olan markalaşma, tasarım, katma değerli ihracat çok önemli ama maalesef biz daha malımızı gönderecek konteyner bulamıyoruz.

Üyelerimizin yüzde 95’i bu sorunla karşılaşıyor

Bu konuda geçtiğimiz ay üyelerimizden gelen şikayetler artınca Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) olarak önce konunun detaylarını ortaya koymak amacıyla üyelerimiz nezdinde bir anket çalışması yaptık. Gördük ki üyelerimizin yüzde 95 gibi büyük çoğunluğu lojistik konusunda problem yaşamakta. En çok gündem olan konular ise boş konteyner bulamamak, rezervasyonların yapılmasında yaşanan gecikmeler ve liman masrafları altında ihracatçılara yüklenen maliyetlerin hem anlaşılması zor hem de diğer rakip ülkelere göre çok yüksek olması. Araştırmamızı, verileriyle birlikte gündeme taşıdık ve bizler gibi üretici ve ihracatçı hüviyetinde olan diğer sivil toplum kuruluşları da seslerini yükseltmeye başladı. Anladık ki aslında bu sadece bizim sektörümüzü ilgilendiren bir sorun değil, aksine tüm diğer ihracatçıları etkilemekte.

Türkiye, Çin’den daha avantajlı

EVSİD olarak talebimiz konunun makro seviyede ele alınarak tüm ilgili kamu kuruluşları ile birlikte adımların atılması. Hepimizin önümüzdeki on yıllık döneme dair iddialı ihracat hedefleri var ve ihracata dayalı büyüme stratejimiz çerçevesinde olası engelleri de önceden değerlendirip uygun ortamı hazırlamamız gerekiyor. Bildiğiniz gibi Çin benzer şekilde ürünlerini daha hızlı ve ucuz bir şekilde Avrupa ve Afrika’ya ulaştırabilmek için Kuşak Yolu projesini hayata geçiriyor, birçok ülkede liman satın almaya başladı. Orta Amerika’da Panama Kanalı’na rakip Nikaragua’da kanal projesi yürütülüyor ve küresel bazda lojistik kabiliyetlerini geliştirmek için büyük çaplı projeleri sürdürüyor. Bizler Çin’e göre coğrafi açıdan şimdilik bölgemizde daha avantajlı olsak da önümüzdeki dönemin adımlarını şimdiden atmamız ve lojistik gibi temel bir konuyu sorun olmaktan çıkarmalıyız. Bu konuda ilgili bakanlıklarımızın konuyu yakından incelediğine ve kısa sürede tüm ihracatçılarımız için daha şeffaf bir yapılanma ve rekabet gücümüzü artıracak çözümler getireceklerine inanıyoruz.

NELER YAPMALI?

1- LOJİSTİK KOMİSYONU KURULMALI: İhracatımızın büyük oranda deniz yolu ile yapıldığı dikkate alınarak Amerika’da olduğu gibi FMC (Federal Maritime Commission) benzeri bir yapı oluşturularak tüm armatörleri, forwarder'ları, limanları, kısaca deniz navlunundaki lojistikte çalışan kurumları disipline eden bir yapıyı oluşturmak faydalı olabilir. Pandemi ile birlikte daha çok radarımıza giren e-Ticaret konusunda farklı lojistik çözümleri araştırabiliriz. Bugün Çin’den aldığınız bir ürünün kargo bedeli neredeyse yurtiçi kargo fiyatlarına denk rakamlarda. E-ticaret konusunda Asya’da nasıl bir sistem uygulanıyor, teşvikler neler, araştırabiliriz.

2- RAKİP ÜLKELER İNCELENMELİ: Dünya Bankası’nın iki yılda bir düzenlediği “Lojistik Performans Endeksi”nde 2014 yılında 160 ülke arasında 30’uncu sıradayken 2018 yılında 47’nci sıraya gerilemiştik. En kısa sürede hem sanayicimizi ve ihracatçımızı korumak hem de yabancı yatırımcıyı ülkemize çekebilmek için hep birlikte el ele vererek bu listede yukarı sıralara oynamamız gerekiyor. Bizden yukarıda bulunan rakip ülkeleri inceleyerek neleri doğru yaptıklarını, nasıl öne geçtiklerini analiz edebilir. Karbon ayak izi ileride daha çok gündeme gelecek; tüketicinin tercihlerini değiştirecek. Bu konuda eğitim ve altyapı yatırımlarını gündeme alınmalı.

3- RE-EXPORT ÖNEMSENMELİ: Bizler bugüne kadar hep ülkemizde ürettiğimiz ürünleri ihraç etmek için çalışmalar yürütüyorduk. Önümüzdeki dönemde farklı coğrafi noktalarda üretip veya ürettirip küresel bazda pazarlamayı düşünebilir, Dubai, Arap Emirlikleri, Hong Kong, Hollanda, Almanya, Singapur gibi re-export konusunda kendimizi geliştirebiliriz. Bu konuda başarılı olabilirsek, lojistik açıdan güçlü ve rekabetçi bir Türkiye sadece ürettiğini değil re-export yolu ile tüm çevre ülkelerin ürünlerini pazarlayan bir yapıya kavuşabilir. Böylece büyük hedefl erimiz olan ihracatta çok daha yüksek rakamları ve ülke çeşitliliğini konuşabiliriz.

4- SEVKİYAT ÜSLERİ OLUŞTURULMALI: Salgın sürecinde üretim kadar lojistiğin de önemi bir kez daha görüldü. Birçok ülke bu alanda yeni yatırımlar ve projeleri devreye aldı. Şu anda sadece Türkiye’nin değil, diğer ülkelerin de gündeminde lojistik merkez kurulumu var. Türkiye de bu konuda çalışmalarını hızlandırmalı. Belirli noktalara, belirli trafiklere ve bölgelere depolama alanları kurulmalı. Sadece bununla da değil sevkiyat merkezlerine de ihtiyacımız var. Her iki alanda atılacak adımlarla lojistik maliyetlerimizi azaltabilir ve müşteriye ürün tedarikindeki süreyi kısaltabiliriz. Bu adımlarla şirketler ihracatta daha da cesaretlenecektir.

Kerim ÜLKER – DÜNYA

LOJİPORT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.