İthalatta denetim mecburiyeti

Dünyanın iç içe geçtiği ve çok ağır rekabet ortamında,  denetimler olmazsa olmaz koşuldur.  Özellikle her ülke kendi üretimlerini mutlaka kollamak ve piyasa argümanlarını çok yakından takip etmek mecburiyetindedir. Sadece hükümetler değil,  her sektörde sivil toplum örgütlerinin çok faal olması gerekmektedir.  Burada kurumlara düşen, ülke gerçeğini asla göz ardı etmemeleridir.  Çok eksik olmasına rağmen,  ağırlıklı olarak denetimleri uç noktalarda yapmaktayız.  Bu anlayış denetimlerin eksik ve çok meşakkatli olmasını sağladığı da bir gerçektir. Ülkemiz de hâlâ roaliti, marka ve lisans kontrolleri tam olarak yapılamamaktadır. Bazı ürünlerde ki, asıl ihracaat motorumuz olan tekstilde,  bu konularda sıkıntılar yaşanmaktadır. Aynı handikapı taşıyan markalarımız, çok enteresan bir şekilde taklit ediliyor olmalarını,  gurur vesilesi saymaya devam etmektedirler. TSE Başkanı sayın Kenan Malatyalı’nın da işaret ettiği gibi sıkıntılar ağırlaşarak had safhaya çıkmaktadır.

           Evet,  denetim gümrük kapısında başlamalıdır ama asıl etkin olunması gereken yer tüketicinin kendisi, üreticiler ve sivil toplum örgütleri ile kolluk kuvvetleridir. Gümrük kapılarında yapılan denetimin tek başına yeterli gelmesine imkan olmadığı açıktır. İthal kalemlerinin seçimi, kısa günü kurtarmak için değil, geleceği planlamak için yapılmalıdır. Nerede ise her ay liste değiştirmek, evrak ayarlamaları yapmak, çözüm yerine yığılmalara sebebiyet vermektedir. Özellikle sadece TSE kurumunun, eleman sayısı itibarı ile yetersiz geldiği ve geleceği de bir gerçektir. İthalatı sadece denetimi sıklaştırarak ve süreyi uzatarak önlemenin imkansız olduğu ortadadır. AB müktesebatlarını uyum çerçevesi altında uygularken, nerede ise kraldan kıralcı pozisyonuna da ister istemez soyunmak zorunda kalınmaktadır. Açık bir örnek olarak, uzak doğudan getirilecek mallar, uygulanmaya başlanan CE standardizasyonu çerçevesinde, ağırlıklı olarak İtalya üzerinden aktarmalı gelmiş ve ülkemiz gümrük vergileri açısından çok büyük kayıplara uğramıştır. Bu duruma özellikli mallar, geldiği yere bakılmaksızın menşeisine göre deklerasyon arama yoluna gidilerek önü kesilmeye çalışılmıştır.

             TSE kurumunu yalnız başına bırakmak çok büyük hatadır. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek olmadığına göre, etkin piyasa kontrolüne faydalı olan RAPEX (acil bilgi akışı) sistemi olmazsa olmaz koşul olarak hemen devreye sokulmalıdır. Hatta birinci öncelik olmalıdır. TSE kurumu, etkin bir şekilde denetim yapabilmesi açısından teknik cıhazlarla donatılmalı ve sağlık açısından kontrollerin evrak üzerinden yapılmasına ek olarak analizlerinin de yapımının sağlanması gerekmektedir. Oyuncaklarda oluşan KANSERlimaddelerin kontrolü için etkin çalışılmalı ve laboratuvarların sayısı yaygınlaştırılmalı ve özel sektörden de destek alınmalıdır. İşin kısaca özü; Denetimi tek kurumla değil, kurumlar arası iletişim dahil, sivil toplum örgütleri, sektör temsilcileri, sanayi odaları, ilgili bakanlıklar ve tüketici temsilcileri TSE kurumu ile birlikte çalışmalıdır. TSE kurumu’da bu konjonktür içerisinde,  kolluk gücü yerine kendisini koymadan ve mükellefin,  kendisini kandırmaya, atlatmaya veya amiyane tabirle sahteciliğe sapar gözü ile bakmaması gerekmektedir.

           İthal eşyasının gümrük kapılarında denetim yapılmasının, zaman açısından handikaplar içeriyor olması, maliyetleri artırmakta, zamanında teslim edilmeyi güçleştirmekte ve olumsuzluklara sebebiyet vermektedir. Bu durum ülke ekonomisine olumsuz katkı sağlamaktadır. Kurum olarak,  gümrüklü sahalarda direk temsil edilmemesi ve eleman sıkıntısını da göz önüne aldığımızda, gereksiz gecikme ve gerginliklerin yaşanılması kaçınılmaz olarak devam edecektir.

           Bu itibarla olmazsa olmaz koşul, piyasa denetlemesini devreye sokmak ve bilgi akışının en hızlı ve doğru biçimde kanalize ederek, ülke ekonomisini, tüketiciyi ve üreticiyi rahatlatmak ve korumak gerekmektedir. Seslere kulak vermek ve süratle çözüm üretmek, hükümetlerimizin görev ve sorumluluklarıolduğu da bir gerçektir. Ayrıca TSE kontrollerinin en hızlı olarak Üç, beş gün içinde yapıldığını belirtmem yanlış olmaz herhalde.

Bu yazı toplam 1301 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.