Ekol, tekstildeki tüm lojistik  süreçlerinizi yönetmeye talip

Ekol, tekstildeki tüm lojistik süreçlerinizi yönetmeye talip

Gümrük işlemleri, stok yönetimi, katma değerli hizmetler… Size, mağazanıza gelen ürünü yalnızca poşetinden çıkarıp reyona koymak kalıyor…Ekol Logistics'in tekstil taşımalarını ne kadar titizlikle yaptığının ayrıntıları haberimizde...

Rekabetin kıyasıya yaşandığı tekstil ve moda sektöründe, doğru ürünün doğru zamanda doğru noktada olması, rekabette bir adım öne geçebilmek için altın değerinde. Ekol; hammadde alım aşamasından mağaza reyonuna kadar geçen süreçteki tüm lojistik faaliyetleri yöneterek terzi usulü çözümler geliştiriyor.

Ekol Logistics’in tekstil ve perakende sektöründeki lojistik çözümlerini, Ekol’ün Hadımköy’deki Orkide Tesisi’nin Sorumlusu ve Tekstil Sektörü Müdürü Uğur Ersop ile konuştuk.

  • Ekol, lojistikte 4.0 dönemini başlattı.  Bu, tekstil lojistiğinde ne gibi değişiklikler yapacaksınız anlamına geliyor?

ugur-ersop.jpgEndüstri 4.0 başlangıçta üretim tekniklerinde değişiklikler getirecek. Sektörün üretim dinamiklerinin de değişmesiyle hız faktörü daha da önem kazanacak. Rafta rakibinden 1 gün önce olabilen, rekabette de ön plana çıkacak. O nedenle müşteri odaklı süreçlerimizi daha yalın ve hızlı hale getireceğiz. Ekol, otomasyon sistemlerinde iştahlı bir firma olduğu için bu konudaki yatırımlarımız çok daha artacak.

  • Siz  Orkide Tesisi’nin yönetiminden sorumlusunuz. Orkide’de kaç kişi çalışıyor?

Burada 350 civarı personel var. Geçici personelle ile 500’e çıkıyor. Kontrat lojistiğinde 2 bin personelle yürüyoruz. Toplam personel sayımız da 6.500.

DEPOYA BİR BAKAYIM VAR MI? DÖNEMİ KAPANIYOR

  • Bir tekstil şirketi, lojistik operasyonlarını size outsource ederse ne gibi hizmetler alır?

“Siz tüketici olarak mağazaya gidip alışveriş yaptığınızda bir ürünü eksiltiyorsunuz. Bu ürünün yerine konması lazım ki, diğer müşteriler de geldiğinde aynı ürüne erişebilsin. İşte kritik nokta tam da burada başlıyor. Bunu çok iyi takip edip, anında o eksilen ürünün geri konulması gerekir. Müşterilerimize bir depolama değil, sipariş yönetimi sunuyoruz. Bunun yanı sıra, süreçlerimize katma değerli hizmetleri de dahil ederiz. Örneğin, tesislerimizden ürün gönderildiğinde hemen rafa çıkmaz. Bir tüketici olarak muhakkak çok karşılaşmışsınızdır bir ürünün farklı bir modelini talep ettiğinizde Depoya bir bakayım var mı?’ derler. Biz, bu durumu yok etmeye yönelik çözümler üretiyoruz. Bu sözcüğün literatürden çıkmasını ve müşterinin her aradığına anında ulaşmasını istiyoruz. Ürünleri sevk ettikten sonra beklemeye neden olan süreçler nedir, onları analiz ettik. Neden müşterimiz hemen reyonuna koymaktansa hala bekletmeyi tercih eder diye sorduk ve şu yanıta ulaştık: Mağazalardaki ekipler daha çok satışa yönelik. Dizmek, düzeltmek, etiketlemek gibi işleri ikincil iş gibi görüp, bunları da müşterinin en az yoğun olduğu dönemde yapıyorlar. Ya da ikincil olarak ürünlere alarm takıyorlar, ya da kolili gelmiş ürünü açıp, bir ütüden geçiriyorlar. Bu da rekabette bir adım önde olmaya çalışan firmalar için büyük bir handikap. Biz de gönderdiğimiz ürünlerin anında reyona konulabileceği bir çalışma düzeni yarattık.”

  • Ekol’ü diğer lojistik şirketlerinden farklı kılan tekstil çözümleri var mı?

img_7507.jpgÖrneğin, ütüleme katma değerli hizmetlerimizden yalnızca biri. Ürünlere askı takıp buhar tünelinden geçiriyoruz. Böylece direkt reyona konulabiliyor. Tüketici olarak beklentilerimiz çok yükseldi. Biz de ürünlerimizi bir hediye gibi sunabilecek durumda olmalıyız. Ütüleme ile ürünlerin cazibesini yükseltiyoruz. Yanı sıra, fiyat etiketi çalışması yapıyoruz. 20 satış mağazalı bir firma düşünün, yalnızca bu etiketleme işine belli sayıda personel ayırmak zorunda kalacaklar. Çok daha az kaynak ve mevcut ekibin sinerjisini de kullanarak, sorunu en baştan çözüp, hazır ürünü göndermiş olacağız. Yine alarmları da buradan takıp fazladan bir efor harcamalarını önlüyoruz. Ayrıca mağazacılığın artık bir de online kanalı var. Online tarafta da paketleme ayağındaki çözümlerle fark yaratacağız.

  • Depolama ve dağıtım çözümlerinizden söz eder misiniz?

“Tekstil ve perakendede toplu çözümler sorunu çözmüyor. O nedenle biz de butik çözümler sunuyoruz. Dizayn edeceğimiz süreçte, müşteri altyapıları da önemli. Örneğin, gelişmiş bir tedarik ağı olan müşterilerimiz, eğer sağlayabiliyorlarsa merkezi bir hub’tan dağıtım noktasına ayrıştırılmış kolili olarak gönderebiliyor. Bu nispeten kolay bir operasyondur. Biz sadece ürün ayrıştırmasını yapıp nereye yönlendireceğiyle ilgileniriz. Direkt stoğa gelen ürünlerde ise tek tek kolilerin açılması, ürünlerin barkodlarının okutulması; eksik, yanlış, fazla ürün varsa tespit edilip, doğru bir envanterin oluşturulması, sonra bunların alacağımız siparişlere yönelik toplanıp sevk edilebilmesi için uygun yerlerde adreslenmesi ve bunların da, sipariş geldiğinde paketlenerek doğru bir şekilde mağazalara gönderilmesi depolamanın bir parçasıdır.”

  • E-ticaret tarafında ne gibi çözümleriniz var?

“Online ayağında ise işler çok daha zor. Çünkü, internetten ürün satın alan müşterinin hataya tahammül eşiği çok daha az. Bir mağazaya yüzlerce, binlerce ürün gönderiyoruz. Orada aldığınız şikayet etkisi çok daha kabul edilebilir düzeydeyken, online tarafında gönderdiğiniz her ürün, bir müşteriye denk geliyor. Yapacağınız bir hata bir mutsuz müşteri anlamına gelir. Mutsuz müşteriler de, sosyal medyayı kullanarak şikayetlerini dile getirdiğinde dev firmalarımızın yüzbinlerce lira harcayıp, yürüttükleri reklam kampanyalarının etkisini bir anda yok edebilir. Online müşterisini memnun edebilmek için farklı süreçler tasarladık. Onların beklentilerini karşılayabilmek için ‘0’ hatayı prensip kabul ettik. Çünkü, online sipariş veren kişi ürününü hediye bekler gibi bekliyor. Kargo geldiğinde de bir hediye almış hissiyle onu  açıyor. Bu nedenle ürünlerin buradan çok düzgün bir şekilde gönderilmesi lazım. Bu amaçla depolarımızda özel alanlar tasarlıyoruz.”

  • Özellikle İstanbul’da yaşıyorsanız perakende ve tekstil sektöründe çok önemli bir sorununuz var demektir. Trafik sorununu nasıl aşıyorsunuz?

“Dağıtım aşamasında B2B (firmadan firmaya yapılan e-ticaret modeli) ve B2C (İşletmeden tüketiciye yapılan e-ticaret modeli) çözümlerimiz var. B2B’de özel geliştirilmiş araçlarımızı kullanıyoruz. Kendi road planlarımızı yapıyoruz. Örneğin, bir AVM’ye gidildiğinde kaç müşterimiz varsa, road planımızı da ona göre yapıyoruz. Geceden planlıyoruz ve sabah erken saatlerde İstanbul trafiği daha başlamadan araçlarımız yola çıkmış oluyor. Bir noktaya gittiğimizde maksimum dağıtım yapacağımız müşterinin ürününü dağıtmış oluyoruz. Örneğin bir AVM’de farklı birkaç mağazanın ürünleri varsa onların hacmi hesaplanıp, araçlara tasnifi öyle yapılıyor. Örneğin bazı AVM’lerde büyük araçlarla yanaşamıyorsunuz. Bazılarında rampa sorunu var. Cadde mağazalarında trafik sıkıntısı yaşanabiliyor. Yazılımımız tüm bunları hesaplayıp, uygun rota ve saati hesaplıyor.

B2C’de ise farklı bir network var. Bu konuda da yatırımlarımızı hızla sürdürüyoruz. Ekol Lojistik’in kargo çözümleri de şu an proje aşamasında, bu yönde de farklı çözümler sunacağız.  Gece teslimatlarıyla ile ilgili projeler geliştirme arzusundayız. Biz AVM’lerin saat 22’den sonraki atıl kapasitelerini kullanmak istiyoruz. Özellikle o saatlerde AVM’lerdeki otopark ve garajlar son derece müsaittir. Böylece mağaza kapalı dahi olsa, ürünlerin sevkıyatını sorunsuz yapmak mümkün olabilecektir. Ertesi gün mağaza açıldığında da mal kabullerini kendileri yapabileceklerdir.”

  • Dikey depolamayı hangi oranda kullanıyorsunuz? Ne gibi avantajlar getiriyor?

“Özellikle İstanbul’da arazi fiyatları inanılmaz hızlı artıyor. O nedenle dikey depolamaya yapacağınız yatırımların geri dönüşü oldukça hızlı oluyor. Yeni tesisimiz Lotus’ta 40 metrelik yüksekliklere çıkmayı hedefliyoruz. Böyle bir depoya da, hızlı ve verimli bir şekilde ancak otomasyon sistemleriyle ulaşabilirsiniz. Dikey depolama ile pahalı bir kaynağı optimum verimle kullanmış olursunuz. Bu da müşterilerinize de daha ucuza alabilecekleri hizmet olarak geri döner.”

  • Sizi tercih eden bir tekstil firması neleri outsource etmiştir?

“Uluslararası askılı ve konteyner taşımacılığında da farklı da farklı lojistik çözümlerimiz bulunmakta. Bizim en büyük çözümümüz ürünü tedarik noktasından alıp, mağazaya kadar teslim etmek ve tersine lojistik faaliyetlerinin de yerine getirilmesidir. Böylece müşterilerimize tüm lojistik çözümlerin tek bir elden çözüldüğü bir hizmet sunmuş oluruz. Taşımacılık, gümrük, dağıtımda ayrı muhataplarla değil, karşılarında sadece Ekol’ü bulan bir yapıdan söz ediyorum. Biz diyoruz ki, bize sadece ürünleri nereden teslim alacağımızı ve nereye teslim edeceğimizi söyleyin!

Örneğin, Uzakdoğu’dan bir ürün getiriyorsunuz. Biz gidip gümrükten çekiyoruz, Depomuza alıyoruz. Sonra süreç içinde üretici şu ürün azaldı, şu kadar gönder diyor, topluyor paketliyor, katma değerli hizmetleri de üzerine koyduktan sonra, mağaza reyonlarına bırakıyoruz; aynı şekilde iade yönetimiyle, satamadıkları ürünü tekrar satılabilir hale getirmek için depomuza çekip, stoklarımıza alıyoruz ki, aynı ürün satabilen mağazalara sipariş olarak gitsin. Ya da kendi aralarında transfer yaptıklarında onun koordinasyonu sağlansın.”

  • Hizmet portföyünüzde kimler var?

“Bu şekilde bir yanıt, müşterilerimizi rahatsız edebilir ama perakende mağazacılık alanında depolama işini outsource eden firmaların yüzde 70’inin Ekol müşterisi olduğunu söyleyebilirim.”

  • Sizi seçen tekstil üreticisi sizinle çalıştığı için ne gibi kazançlar sağlar?

“Öncelikle net bir bütçe tasarrufu sağlar. Büyük bir hız kazanırlar. Kendi depolarına birkaç günde ulaşabileceklerse, biz aynı hizmeti just in time seviyesinde sabah sattığı ürünü, akşam reyonuna koyabilecek şekilde veririz. Kendileri için ölçülebilir ve izlenebilir takip sistemlerine kavuşabilir ve bunu sorgulayabilirler. Ekip yönetme derdinden, tedarikçi yönetme aşamasına geçerler. Kendi merkez ofislerine de minimum kaynakla gerekli doneyi bizlerden almış olurlar. Tek yapmaları gereken bu işlerden sorumlu kişiyi izlemek olacaktır. Hatta ona bile gerek kalmadan bunu müşteriye özel raporlarımızla otomatize etmiş oluruz. Müşterilerimizin yöneticileri, otomatik gelen maillerden ne olmuş, ne bekliyorlardı ne oldu gibi bilgilere ulaşmış olurlar. Böylece yönetsel vakitleri de kazanca dönüşmüş olur.”

ekol-ihrac-(1).jpg“Ekol’den ihraç onayı almış ürün gümrükten geri dönmez”

ekol-ihrac-(2).jpg“İhracat operasyonlarında 11 farklı üreticiden ürünler burada toplanıyor. Burada müşteri adına profesyonel bir kalite kontrole tabi tutuyoruz. Ürünlerin yaka boyu, baskı kalitesi, etiketinde yazıldığı ölçünün doğru olup olmadığı, yıkandığında renk salma gibi standartlar gözden geçiriliyor. Kalite kontrolün ardından ret ya da kabul kararı veriliyor. Eğer ürünler ret yerse, üreticiye geri gönderilir, kabul edilirse ihracatı yapılır. Ürünlerin kontrolü konusuna hakim, eğitilmiş personel ile yapılır. Eğer bir ürün ret olduğu halde gönderilmeye kalkılırsa muhakkak çıkışta sorun yaşayacaktır. Yani üreticinin gözünden kaçsa da, ülke imajına zarar gelmemesi için biz o ürünün ihracatını yapmayız. Çünkü ürün ihraç edildiğinde iş işten geçmiş olur. Özetle Ekol’ün ihraç için gönderdiği ürünler %100 kontrolünden geçmiştir ve hiçbir sorun yaşamazsınız. Buradan gönderirken de, ürünleri Avrupa’daki mağazalar bazında ayrıştırarak göndeririz. Bizim İngiltere’ye gönderdiğimiz bir ürünü oradaki mağaza alır ve reyonuna koyar. Biz Türkiye’nin yıllardır söylenegelen lojistik hub söylemlerini bu projelerle ispat etmek istiyoruz. Doğu ile Batı arasında bir köprü olduğumuz söyleniyor ama hep üstümüze basılıp geçiliyor. Biz bu köprüyü akıllı projelerle kurabileceğimize inanıyoruz.”

urunler-lokasyon-(1).jpg“Ürünler, hangi lokasyona gidecekse ilgili sepetin üzerine gelince açılıyor”

urunler-lokasyon-(2).jpg

urunler-lokasyon-(3).jpg

“Burada bir otomasyon sistemimiz var. Bu bir souter, kurulumunu 2014 yılında tamamladık. 2015’ten itibaren de faal olarak kullanıyoruz. Mağaza siparişleri burada hazırlanıyor. Ürünleri dökme olarak karışık bir şekilde bir kerede topluyoruz. Bu bize hız kazandırıyor. Sonrasında da konveyör hatları aracılığıyla ürünlerin bu alana taşınmasını sağlıyoruz. Ürünler de, çok rahat bir şekilde katlardan buraya aktarılıyor. Daha sonra da hangi mağazaya gidecekse orada açılıyor. Otomasyon sisteminde ürünler hangi lokasyona gidecekse ilgili sepetin üzerine geldiğinde açılır ve içine düşer.  Burada barkod okuma sistemimiz var. Ürünler akan bir yapıdalar. Ürünler geçerken ürün barkodları okunur, böylece siparişin hangi mağazaya ait olduğunu, o mağazanın nerede olduğunu bilir ve üzerine geldiğinde kapaklar açılır ve ürün içine düşer. Bu aşamaların tamamında insan unsuru yok. Ürünler dolduğunda da konveyör hattı boyunca gider, ardından kolilerin üzerine bant çekilir ve kapatılır. Kapatılmış olan koliler de, yine mağaza bazında ayrılır ve dağıtım birimlerine verilecek paletler hazırlanır.”

ekol-gumruk-(1).jpg“Gümrükte boşa bekleme yok elleçleme burada başlıyor”

ekol-gumruk-(2).jpg“Yurtdışından gelen ürünler gümrüklü depo sahasında bekler. Burada müşterilere şu avantajı sunuyoruz. Gümrüklü depo sahasında aldığımız özel elleçleme izinleriyle ürünleri mağaza bazında hazırlarız. Yani koli şeklinde gelen ürünlerin nereye, hangi rotayla gideceği bellidir. Tek yapılması gereken gümrükleme işlemlerini bitirmek. O arada gümrük departmanımız gümrük işlemlerini tamamlarken, eş zamanlı olarak bilgi akışı gümrük personelimizden depo personelimize iletilir. Şu beyanname numaralı ürünler bu akşam millileşecektir mesajı aldığında da sevkıyat planlamaları başlar. Yani gümrükten ‘çıkabilir’ emri geldiğinde her şey hazır olur. Diğer türlü, gümrükten çıkmasını 2-3 gün beklemek durumunda kalıyorsunuz. Bunu millileştikten sonra yaptığınızda ise üzerine 1-1.5 gün gibi elleçleme ile ilgili süreleri koymak durumunda kalıyorsunuz. Gümrükten çıktığı an sevkiyata veriyoruz. Akşam millileşiyor, sabah mağazada.

ekol-kutu.jpgKolilerin üzerindeki rakamlar gidecekleri rotayı gösteriyor

ekol-dikey-depolama.jpg“Burada da koli haline gelmiş ürünler ayrıştırılıyor. Kolilerin üzerindeki rakamlar rotaları gösteriyor. Buradan gelen ürünler, ilgili lokasyonlara dağıtılır. Ürünler otomatik sistemden girerek paletlere dizilir. Böylece dağıtımı da gerçekleştirilmiş olur.”

16 metre yüksekliğinde dikey depolama alanı

“Orkide Tesisi’ndeki dikey depolama alanı 16 metre yüksekliğinde tamamen otomasyon sistemiyle yönetiliyor. Ürünün siparişi hangi sepetteyse onu çağırıp önümüze getiriyor. Işıklı dağıtım sisteminde ise ilgili sepetlerden kaç adet ürün toplanacağı LED ışıklar yardımıyla görürsünüz. Burada sadece bir kişi ürün arabasıyla geliyor, işini tamamladığında düğmeye basıp çıkıyor, bu da ürünler alınmıştır anlamına geliyor.”

“Askılı otomasyon sistemimiz
Avrupa’da dahi birçok ülkede yok”

“Ekol’ün askılı otomasyon sistemleri, 2000 yılında yapılmış olmasına karşın, Avrupa’da dahi birçok firmada olmayan bir sistem. Tek kancalı konveyör sistemi pek fazla depoda yok. Daha çok troilerler ile hareket ettiriyorlar. Gelen ürünler, daha araçtan indirilip, üst katlara alınırken sayımı yapılır. Bir konveyör hattı ile yukarı taşınır. Ürün barkodları yine otomatik bir şekilde okunur. Daha sonra ürünler geçici depolama alanına alınır. Ne zaman ki, bize mağazalardan sipariş gelir, ürünler bulundukları yerlerden çağrılır, otomasyon sistemi, ürünleri mağaza bazında tasnif edip, aşağıdaki rampaların önüne düşürür. Geriye ürünleri alıp, araca yüklemek kalır. Günde 10 bin adet askılı ürünü otomasyon sistemi sayesinde sevk edebiliyoruz. Askılıda 3 milyon adet stoklayıp, yılda da yaklaşık 4.5 milyon adet ürün elleçleyebiliyoruz.”

ekol-askili-(2).jpg

“Buhar tünelinde ürünler 4 farklı modda buhara maruz kalıyor”

“Askılı ürünlerin ütülenmesi burada sağlanır. İpek, yün, koton gibi 4 farklı modu var. Ürünün modu seçilir ve ürünler seçilen modun derecesinde buhar yoğunluğuna maruz bırakılır. Buhardan geçtikten sonra da konveyör hattından ürünler toplanır, askılı troilerler vasıtasıyla araçlara yüklenir. Müşterinin biri düzgün ütüleyeceğine bir türlü inanamayıp, gömleğini vermiş ve sonucu gördükten sonra da şaşkınlığını gizleyememiş, biz de işi almıştık.”

urunler-karisik.jpg“Ürünler karışık gelir ama sistem nerede ve kime ait olduğunu bilir”

“Bu askılı otomasyon sistemini ise teknik ekibimiz geliştirdi. Aşağıdakinden farklı olarak burada ürünler karışık ve dökme bir şekilde hareket eder. Toplanan ürünler, mağaza bazında ayrıştırılarak reyonlarına aktarılır. Yine askılı ürünleri minimum şekilde elleçleyecek yarı otomatik bir sistem. Sistem bu karışık ürünlerin nerede ve kime ait olduğunu bilir. Örneğin, herhangi bir ürünü mağaza benden istediğinde ben o ürünü hangi rafta bulacağımı bilirim. Eğer yanlış bir ürün alırsam,  paketleme aşamasında sistem bir alarm sesiyle uyarır. Paketlenmeye izin vermez.”

e-ticaret1.jpg E-ticaret, geniş bir call center ekibi ve 80 kişilik Ar-Ge personeliyle optimize ediliyor…

e-ticaret2.jpg

15 firma hem ürünlerini satıyor hem platformdan gelir sağlıyor

“Ekol’ün e-ticaret birimi, 15 farklı firmanın girişiyle kurulmuştur. Tedarikçiler aynı zamanda sitenin ortaklarıdır. Hem ürünlerini satar, hem de platformdan gelir sağlarlar. İnternetten yaptığınız bir talep, bize sipariş olarak ulaşır. Örneğin, 3 sipariş geldi. Bu ürünleri git ve ilgili yerlerden siparişleri topla komutu veririz. 3 sipariş farklı kişilere ait olsa da, aynı anda toplanır. Dolayısıyla bir noktaya bir kez gelinmiş olur. Tüm süreçleri, tamamen Ekol Lojistik’e ait bir yazılımla optimize ederiz. Sadece bunun için yaklaşık 80 kişilik bir Ar-ge ekibimiz var.

e-ticaret3).jpgToplanan ürünler, buradaki dağıtım merkezlerine getirilir. Burada her türlü ürünü karışık halde bulmanız mümkün. Burada 60 farklı müşterinin ürünü var. Her bir sepet bir müşteriye aittir. Sisteme önce sepetler tanıtılır. Bu işlem bittikten sonra ürünler okutulmaya başlar. Sisteme okutulduğunda sistem, hangi sepete gitmesi gerektiğini bildiği için üzerinde bir ışık yanar. Ürünü neyin içine bırakmamız gerektiğini böylece anlıyor ve içine bırakıyoruz. Konulan ürünün doğruluğunu da şöyle test ederiz. Ürün okutulduğunda bir resim belirir, görsel ile okutulan ürün arasında bir uyumsuzluk olursa o ürün kenara ayrılır.

e-ticaret5-(1).jpgIŞIĞI TAKİP ETMEK YETER

Ürün okuttuğu anda bir ışık yandı, sistem düşünme ya da yorum yapmaya gerek bırakmıyor. Sadece ışığı takip etmeniz yeterli.

Az önce dağıtımını yaptığımız ürünlerin paketleme bazında siparişini yapıyoruz. Paketlerken de ürünün görsel kontrolü ile eşitlenmesi sağlanır. Yanlış ürün okutulursa sistem hata mesajı vererek, ürünün gitmesini engeller.

e-ticaret6).jpgVE PAKETİNİZ HAZIR

Ürünleri yağmurdan, ısıdan korumak için ürünler streçlenir. Bandın sonunda da tüm bilgiler kargo departmanına akmış oluyor. Kargo firması, istediği yere sevk ediyor. Müşterilerimiz, istediği kargo firmasını seçme esnekliğine sahiptir. Ürünü poşetli bir şekilde, ambalajlı tüketiciye ulaşacak hale gelmiş, üzerinde adresi, kimliği, irsaliyesi ile müşteriye gitmeye hazır.

orkide-sebze-meyve.jpg

Orkide personeli, kendi sebze meyvesini kendi yetiştiriyor

Tesiste bir voleybol bir de basketbol sahası var. Çalışanların dinlenme aralarında spor yapabileceği alanlar oluşturulmuş. Bir piknik alanı mevcut. Ayrıca bir de hobi bahçesi var. Toprakla birarada olmak isteyen ama imkan bulamayan çalışanlara hobi bahçesinde 5-6 metrekarelik bir alan veriliyor. Çalışanlar da burada istediği fideyi dikebiliyor ve evlerinin sebze ihtiyacını karşılayabiliyor. Domates, biber, patlıcan ekenler olmuş. Ayrıca şirkette bir de bahçıvan var. Toprak konusundaki her türlü sorunlarını onunla paylaşıp çözüm üretebiliyorlar.

Ekol’ün hayvansever bir şirket olduğu Orkide tesisinde de net bir şekilde görülüyor. Biz göremedik ama Sosis adlı maskot bir köpekleri var. Şirket bahçesinde de birçok köpek geziyor. Ayrıca küçük de bir hayvan barınağı var. Bakıma ihtiyacı olan hayvanları belediye ile işbirliği yapıp, tedavi ettikten sonra ya tekrar doğaya salıyorlar, bakılması gerekiyorsa da tesiste bakılıyor.  

lotus.png

Ekol’e dev bir çiçek daha geliyor: LOTUS

Ekol Logistics, yıl sonu itibariyle yeni bir çiçeğe daha kavuşuyor. Tesislerine çiçek, gemilerine otantik Türk kadını isimleri veren Ekol; endüstri 4.0’a uygun tesisinin ilk fazını yıl sonu devreye alacak. Lotus adı verilecek bu tesis Kocaeli’nin Şekerpınar ilçesinde olacak ve 215 bin metrekarelik büyüklüğüyle Avrupa’nın en büyük tesisleri arasına girecek. Tamamlandığında tüm sertifikalara haiz, otomasyon sistemlerinin çok yoğun bir şekilde kullanıldığı çevreci bir tesis olması hedefleniyor. Görece büyük Orkide 60 bin metrekare ise, 215 bin metrekarelik Lotus’u gözümüzde canlandıramıyoruz. Yeni tesis Lotus, Türkiye’deki dikey depolamanın da rekorunu kıracak. Çünkü, Lotus’ta 40 metrelik raf yüksekliklerine çıkılması hedefleniyor. Böyle bir depoya da hızlı ve verimli bir şekilde ancak otomasyon sistemleriyle ulaşılabileceği için de otomasyon payının ne kadar yüksek olacağı yorumunu da sizlere bırakıyoruz. 

Selçuk ONUR - LOJİSTİK EKİPMANLAR

LOJİPORT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum