DTO’da yine ‘kılavuz ve römorkaj’ tartışması

DTO’da yine ‘kılavuz ve römorkaj’ tartışması

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın, Nemrut Körfezi’ndeki kılavuzluk ve römorkör hizmetleri konusunda radikal bir adım atarak iki şirkete...

DTO’da yine ‘kılavuz ve römorkaj’ tartışmasıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın, Nemrut Körfezi’ndeki kılavuzluk ve römorkör hizmetleri konusunda radikal bir adım atarak iki şirkete daha yetki izni vermesi denizcileri yeniden 10 yıl önceki tartışmalara sürükledi.

Önceki yıllarda olduğu gibi heyecanlı tartışmalarda başı çeken Kenan Türkantos, bu kez eski günlerden uzak görünen sakin haliyle durumu şöyle özetledi: “Kimi armatör ve acente temsilcileri kılavuzluk hizmetlerini ticarileştirmek adına, kimi liman temsilcileri de bunu destekleyen tarzda açıklamalarda bulundular. Yaklaşık 20 yıldır hizmet veren saygıdeğer bir şirketimize ilaveten iki güzide firmamıza daha o bölgede kılavuz ve römork hizmetinde bulunma izni verildi. Mevcudiyetini 1996 yılında DTO’nun katkılarıyla İzmit Liman Yönetmeliği’nin bir maddesi değiştirilerek, Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nin İzmit Körfezi limanlarında kılavuzluk ve römorkörcülük hizmeti devam etmekteyken, rakip kuruluş olarak başlayan firmaların 1997 yılı sonuna kadar TDİ’nin İzmit Körfezi’nden çekilmesiyle, kendi konsorsiyum ortaklarıyla 2004-2006 yılları arasında anlaşmazlık yaşamaları üzerine tam rekabet koşulları oluşturan ticari kuruluşların bugün ‘kılavuzluk ve römorkör hizmetleri rekabete kapalıdır, açılamaz’ beyanları vermesi, sadece ve sadece maddi kaygılarından ibarettir.”

Bu sözlerin hazirun tarafından anlaşılamayacağına hükmeden odanın Şubat ayı olağan meclis toplantısını yöneten Faruk Ürkmez, “Çok kapalı konuştun biraz aç söylediklerini” demesi üzerine yeniden kürsüye dönen Kenan Türkantos, bu kez şunları kaydetti:

RABBENA HEP BANA DİYORLAR

“İzmit Körfezi’nde Dekaş-Medmarine ortaklığına idaremiz tarafından müsaade edilmiştir. Öyle uygun görmüşler vermişler. Fakat geçen yıl süresi dolan Nemrut Körfezi’ndeki şirketimizin izni Sayın Binali Yıldırım görevden ayrılırken, bakan oluru ile uzatılmıştır. Bunun üzerine bazı ticari kuruluşlar dava açtı. Bir karar çıktı, bu çıkan kararı bir firmamız uygulamadı, doğrusu da oydu. Ama maalesef verilen sözler tutulmadı.

TDİ PİLOTU İKEN ORTAK OLDULAR, BUNLARI MI SÖYLEYEYİM

Nemrut Körfezi’nde pilotaj ve römorkaj hizmetleri veren firma dahil, TÜPRAŞ ve PETKİM şirketleri (pilotaj ve römorkaj yapmaya çok ihtiyaçları olduğu için) başvurmuş ve uygun görülmüşler. Ne zamana kadar? 31 Aralık 2015’e kadar. İki firma daha teklif verdi, onları uygun görmemişler. Tüpraş biraz uzak, geriye kalıyor Petkim. Petkim’in de kendi kılavuz ve römorkaj teşkilatı yok, taşeron kullanıyor. Bazı açıklamalar var, içeriği çok doğru. Ama işi bilen biri biraz incelerse, oradan ‘Rabbena Hep Bana’ anlamı çıktığını görür. Sen bu göreve rekabeti kullanarak girdin. İkisi de TDİ ile rekabet etti. Daha da ötesi, TDİ pilotu iken, ortak oldun. Bunları mı söyleyelim. Şimdi ortaya çıkıp, yaygara koparmanın alemi yok. Sözün özü senin mevcudiyetinin kaynağı rekabettir. Bunu anımsatayım istedim.”

Türkantos’un hemen ardından sözü, bu konuda konuşabilecek en yetkili ağız aldı. 1996’ya kadar Denizcilik İdaresi’nin en üst kademesinde görev yapan ve şu anda Ambarlı Limanlar Bölgesi’ndeki Arpaş Pilotaj ve Römorkaj Hizmetleri A.Ş’nin Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüten Altan Köseğoğlu, “Eskiyi bilmeyen yeniyi takdir edemez. Geçmişi bilmeden konuşmamak lazım” diye başladığı sözlerini şöyle sürdürdü:

DTO’da yine ‘kılavuz ve römorkaj’ tartışması“Çünkü, geçmişteki olaylar bugün değerlendirilir ve uygulamalar yapılır. Ama o uygulamalar süreç içinde yapılan ilavelerle değiştirilmişse, bunları da takip ederek bugünü tartışmak gerek.

Pilotaj ve römorkajın doğuşu İzmit Körfezi’nde yer alan Çolakoğlu firmasının 1 yılda 2 milyon dolar gemi beklemelerinden kaynaklanan sorunla karşılaşınca, bunun kendileri tarafından da yapılabileceğini keşfetmesiyle pilot yetiştirip, römorkör yatırımı yapmasıyla başlar. O tarihlerde İzmit Körfezi’nde TDİ ile ilgili hiçbir tekel mevcut değildi. TDİ’nin yaptığı, Gölcük askeri tesislerinin kurulması sırasındaki denetim uygulamalarıydı.

UYGULAMA, BENDEN SONRA YANLIŞ ZEMİNE OTURTULDU

Uzmar, Nemrut Körfezi’nde Petkim ve Tüpraş varken de vardı, şimdi de var. İkisinin de teşkilat olarak izinleri varken, İzmir Körfezi’nde yerleşen ve hareketleri artan birkaç iskele açısından gelip izin istemiştir. Petkim, o tarih itibariyle ‘ben kendi limanıma hizmet veririm, başkası beni ilgilendirmez’ demiştir. Sayılı iskelelere izin verilmiştir. Bugün Türkiye’de İzmit Körfezi ve Nemrut Körfezi’ndeki uygulama, 1998’de yanlış zemine oturmuştur. O gün verilen izinler tesis ve iskele bazındadır. Onun dışında 1996’ya kadar, yani benim dönemimde neredeyse 20’ye yakın iznin tamamı limanlara verilmiştir. O limanlardaki bazı şirketler de taşeron olarak çalışabiliyorlardı, halen de çalışabiliyorlar.

O dönemde etap uygulaması da kaldırılmıştı. Demiryollarının, Tüpraş’ın kendi teşkilatları vardı. İskelelere etap dışında, talep halinde TDİ de servis veriyordu. Ama kendilerinin verdiği bu hizmete ne pilot, ne de römorkör yetiştirilebiliyordu. Hatta o tarihlerde bazı pilotların iskelelere yanaştırabilmek için özel şartlar öne sürdüğü de kulağıma gelmişti.

25 MİLYON DOLARI BIRAKIP, BURASI RANTABL DEĞİL DİYENLER DÜŞÜNSÜN

Med Marine ve Dekaş konsorsiyumuna verilen izin başlangıçta sadece ve sadece 4 tane iskele içindir. TDİ, Dekaş-Med Marine, Tüpraş ve TCDD. Millet orada çalışırken, neden TDİ çekildi. 25 milyon dolarlık hasılatı ‘ben burayı rantabl görmüyorum’ deyip çekinenler düşünsün! Sene 1997. Ben 1996’da ayrıldım. 1998’de yapılan teşkilat yönetmeliği, hem Nemrut’ta, hem de İzmit’e özel olarak sanki tekel oluşturacak şekilde iki kuruma ayrıcalıklı pilotaj-römorkaj hizmeti verme imkanı sağlamıştır. Ondan bu yana da düzeltilemiyor.  1998’de Ambarlı için liman bazında izin istedim o dönemde bile ‘bekleyin yönetmelik çıkarıyoruz’ diye oyalamaya kalktılar, tazyik yapmasaydım bana da vermeyeceklerdi. O tarihte TDİ İzmit’ten çekilmiş, ama Ambarlı’da pilotaj-römorkaj hizmetini ‘ben yapacağım’ diye ortaya çıktı. Bunun hesabını o tarihte çalışan arkadaşlar, buraya versin.

PİLOTAJ-RÖMORKAJ BAL GİBİ REKABETE AÇILIR

Pilotaj-römorkaj hizmetleri bal gibi de rekabete açılır. Bugüne kadar kim söylerse söylesin pilot hizmetini limanlar bazında yapmadığınız sürece, bu veya benzeri uygulamalara başınıza dert açmaya devam edecektir. Ama liman bazında organizasyonlar yapılırsa, iki pilot aynı anda o gemiye çıkmaz. O limanda başka, diğerinde başka pilotaj yapıldı. İzmit Körfezi’ni 4 bölgeye ayırırsınız o 4 bölge, için ayrı ayrı pilot çalıştırır ve profesyonel hizmet sağlarsınız. Pilotaj hizmetinin tek merkezden idare edilme zorunluluğu vardır. Bir değerlendirme yapıyorsak, önünü arkasını iyi bilmemiz lazım. Önümüzdeki günlerde pilotaj-römorkaj ile ilgili düzenlemeler yapılmaya çalışılıyor.”

DTO’da yine ‘kılavuz ve römorkaj’ tartışmasıGARABETİN MÜSEBBİBİ BİZİZ, ELİMİZLE CANAVAR YARATTIK

Konuşmaların ardından her zaman olduğu gibi son sözü yine İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan söyledi:

İdare’nin, ülkenin refahını artırmak için çalışması gerektiğini, birilerini zengin etmek gibi bir görevi olmadığını anımsatan Kalkavan, “Hele taraf olmak gibir bir rolü hiç yoktur. İdare, taraftır ama devletin, kamunun tarafındadır. Beklemelerden doğan kayıplar nedeniyle Deniz Ticaret Odası’nın talebi dikkate alınarak Kılavuz ve Römorkaj düzenlemesi yapılmıştır. Müsebbibi biziz, DTO’dur. Kendi elimizle canavarlar yarattık. Altan Bey’in söyledikleri doğrudur. Dünyanın her yerinde kılavuzluğun farklı şekillerde uygulandığını görmüşüzdür. Ama biz çoğu kez, bu kılavuzluğun rekabet altında yapıldığına çok şahit olduk” diye konuştu.

Selçuk ONUR - LOJİPORT

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.