Denizcinin 'TEŞVİK' isyanı
Denizciler, her fırsatta gemi inşanın geldiği noktadan övünç payı çıkaran hükümete, ?başarıdan pay alıyorsan problemden de pay alacaksın? mesajı...
Denizciler, her fırsatta gemi inşanın geldiği noktadan övünç payı çıkaran hükümete, ?başarıdan pay alıyorsan problemden de pay alacaksın? mesajı vererek destek istediler.
İMEAK Deniz Ticaret Odası?nın (DTO) ağustos ayı olağan meclis toplantısı, her fırsatta hükümete övgüler gönderen denizcilerin ilk kez eleştiri dozunun zirveye çıktığı anlara sahne oldu. Başkan Metin Kalkavan?ın ılımlı açıklamalarla havayı yumuşatmaya çalışmasına rağmen, özellikle önceki dönemin Meclis Başkanı Erol Yücel ve Prof. Dr. Yücel Odabaşı, ağır sözlerle hükümeti eleştiri yağmuruna tuttu.
?Ne halt etmeye 47 tersaneden 156?ya çıktık?
Teşvikte unutulduklarını düşünen denizcilerde fitili Erol Yücel ateşledi. Sözlerine ?Başbakan Yardımcımız Ali Babacan?a teşekkür ediyorum? diye başlayan Yücel, şöyle devam etti: ?NTV Televizyon kanalına çıktı, aslanlar gibi ?Ey denizciler, ey tersaneciler bizden bir şey beklemeyin! Sizi teşvik kapsamına almıyoruz? dedi. 8 Haziran 2009, sabah 10:00 NTV haberleri... En azından oyalamadan söyledi. Ama, bu hükümet hepimizi yanılttı, özellikle de tersanecileri... Benim tersanem yok. Niye, 47 tersanemiz varken, tersane sayısını 156?ya çıkarttınız! Şimdi, bu ülkenin Başbakan Yardımcısı, ?Avrupa Birliği?nde böyle teşvikler yok. Gelmeyin karşıma? diyebiliyor. Benim bildiğim 86 ayrı kalemde teşvik var Avrupa Birliği?nde. Ya, Bakan yanlış biliyor, ya bakanı yanlış yönlendiriyorlar. Ya da hükümet bizi yanlış yatırıma kanalize etti. Ereğli?de bir tersaneyi geziyoruz. ?10 milyon dolar yatırdım? dedi bir tersaneci. Yatırım daha çelik konstrüksiyon aşamasında; ne makine, ne de ekipman var. Ali Babacan?ı dinlediğim günden beri o gariban arkadaş geliyor gözümün önüne, adama acıyorum. Niye kötülük ettik bu insanlara? Niye Hopa?dan İskenderun?a kadar yurdun dört bir yanını tersanelerle çevirdik. Yönetim Kurulumuza sesleniyorum. Kibarlığı bırakın! Ali Babacan?ın erkekler gibi ?Gelmeyin kapımıza? dediği gibi siz de söyleyeceğinizi söyleyin bu hükümete...! Biz, bugüne kadar hata mı yaptık? Geldiğimiz noktaya bakın! Yazık değil mi bu kadar paralar yatırıldı. Ne halt etmeye 47?den 156?ya çıktık. Niye çıkardınız? Artık, gerçekten sözün bittiği yerdeyiz.?
?En zor olan çalışanların durumu?
Erol Yücel?den hemen sonra kürsüye çıkan DTO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan ise, ılımlı sözlerle havayı yumuşatmaya çalıştı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım?ı bu eleştirilerden ayırmak gerektiğinin altını çizen Kalkavan, zorda olanın yalnızca tersanelerden ibaret olmadığını belirterek, ?Bu, bir domino etkisidir. Yan sanayimiz de çok zor durumda. Ancak, en zor durumda olan da çalışanlarımız. İşini kaybetmenin ne demek olduğunu ancak işini kaybeden anlar. Armatörlüğümüzde belli bir kesimde birikmiş olan kazançlardan dolayı şimdilik rahat olabiliriz. Ancak, özellikle koster ve küçük filolarda çok büyük sıkıntı olduğunu biliyoruz? dedi.
?AB?de teşvik olmadığı doğru değil?
Denizcilik, keşke herkesin kendi gücünde yaptığı bir iş olarak kalabilseydi, ancak bu sektörde çok fazla devletin karıştığı ve hedef sektör olarak seçtiği ülkeler var.
Denizciliğin stratejik önemi nedeniyle birçok devlet tarafından hedef sektör olarak öne çıkarıldığına işaret eden Kalkavan, ?Yarıştığımız ülkelere baktığımızda neredeyse tamamı müdahale etmiş durumda. Böyle olduğunda da, kendi gücümüzle ayakta kalmak çok kolay olmuyor. Hemen burada çok çarpıcı bir örnekle durumu açıklamak istiyorum. Fransa?dan bir mal almıştık. Gemi inşadaki kriz nedeniyle sipariş iptal olunca, biz de malı geri vermek istedik. Üretici firma,
- ?Gerek yok kalsın? dedi.
- ?Ödemeyeceğiz, gemi yapılmıyor? dedik.
- ?İstediğin zaman öde? dedi.?
- ?Niye böyle söylüyorsun? dedik.
- ?Çünkü, ben o paramı devletten aldım? dedi.
Bu, teşvik yok denilen Avrupa Birliği?nde şahit olduğumuz çok ciddi bir teşviktir. Her ülke, üreticisini kendi yöntemiyle koruyor. ?Size versek, diğerleri de istiyor? diyorlar. İyi de müdahale edilen ülkelerde bu yok mu? Yapılan basit. Hangi sektörleri ayakta tutmak istiyorlarsa, o sektöre korkunç bir müdahale var. Bizim ise ayakta durmamız gittikçe güçleşiyor? ifadelerini kullandı.
?Milyonlarca doları toprağa gömdüm?
En fazla yakınanlardan biri de tersaneciliğe hiç hesapta yokken giren Karavelioğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Karavelioğlu idi. İnebolu?ya modern bir tersane kurduklarını belirten Karavelioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ?Vinçler aldık, havuzumuzu getirdik. Herkesi davet ettik. Ancak, talep olmayınca kim gemisini tamir ettirecek? 7-8 aydır çark dönmüyor. Bu çarkı çevirmek için desteğe ihtiyaç var. Ben, tersaneciliğe ülkeye bir faydam olsun diye girdim. Para pul ihtiyacım çok şükür yok. Ama, milyonlarca doları toprağa gömdüm. 47?den 156?ya çıkmışsa, tersaneci kardeşlerimizin günahı ne? Okullar kurmaya devam ediyoruz. İnşallah yüksek denizcilik okulu da açacağız. Hayır işlerini devam ettiriyoruz. Ama, tersanecilikte bu desteğe ülkenin ihtiyacı var. Denizcilik, en büyük istihdam yaratan emek yoğun bir sektörse mutlaka desteklenmelidir.?
?Genel ev kapatır gibi tersane kapattılar?
Gemi inşa sektörünü sürekli sessiz kalmakla eleştiren Prof. Dr. Yücel Odabaşı ise, ?Hızlı bir çalışma bakanımız geldi, genel ev kapatır gibi tersane kapattı. Tersaneler sessiz kaldı. Yani, daha kriz çıkmadan bizim krizimiz başlamıştı. Yurtdışı bankaları, müşteriler ?Ne kadar güvenebiliriz?? soruları sormaya başladı. ?Yarın sipariş verdiğim tersane kapatılırsa ne olur?? demeye başladılar. Arkasından ruhsat sorunları gelmeye başladı. Bunlar, yerli basında çıkıp, yabancı basına yayılan konular. Uluslararası platformda oynuyorsunuz, ruhsatınız yok. Sektör, yine sessiz kaldı. Arkasından, alışılagelmişin dışında bir kriz geldi. Sayın DTO Başkanımızın tutumunu anlıyoruz, sorumlu mevkilerde olanların konuşurken dikkatli olmak şartı vardır. Ama, bu sektörün bakiye kısmının susmasını gerektirmez. Ve sesini çıkarmayana kimse mama vermez. Artık, zamanı gelmiştir. Biri çıksın ve ?kral çıplak? desin? diye konuştu.
?Sektörün istediği Çalık?a verilenin yarısı?
Her şeye rağmen gemi inşasında çok iddialı bir konuma geldiğimizin altını çizen Odabaşı, şöyle devam etti: ?Bunu da özellikle siyasilerimiz her platformda dile getirdiler. Başarıdan pay alıyorsan, problemlerden de pay almayı öğreneceksin. Şu anda sektördeki istihdam, 2008 haziranına göre 1/3 seviyelerindedir. Bunu kanıtlamak için saat 17;30?da Tuzla?da trafiğe girmeniz yeterli. Eskiden göbeğin etrafını 1 saatte dönerken, şimdi 5 dakikada çıkıyorsunuz.
Sektörün ihtiyaçları belli. Kimse, hibe istemiyor. İstenilen, ekstrem bir durum olan krizde yardım beklentisi. Krizde yardımın da temel koşulu kredi. Her zaman olduğu gibi bizim bankalarımız banker olarak derhal tutumlarını değiştirdiler. Faiz alanları, şartlar, garanti talepleri yeniden reorganize edildi. Allaha şükür elimizde kalmış 3 tane devlet bankamız var. 3 bankanın da kredi portföyü gayet düşük. Sektörün tamamının istediği para, Çalık?a verilen paranın yarısı. Biri bana ?Maliye Bakanı para bulamıyor? diyorsa, bunu da savunmaya kalkıyorsa, ortada bir yanlışlık var demektir.?
Selçuk ONUR - PERŞEMBE ROTASI









Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.