82'lik delikanlı Kaptan Altay Altuğ

82'lik delikanlı Kaptan Altay Altuğ

Bu hafta, denizcilik sektörünün Altay Baba?sını tanıtacağız sizlere. Geçen yıl, kılavuz ve römorkör işletmeciliği dalında Altın Çıpa Ödülü...

Bu hafta, denizcilik sektörünün Altay Baba?sını tanıtacağız sizlere. Geçen yıl, kılavuz ve römorkör işletmeciliği dalında Altın Çıpa Ödülü kazanmış Uzmar?ın Yönetim Kurulu Başkanı Kaptan Altay Altuğ... Türkiye?de düzenlenen IMO toplantısında Genel Sekreter Mitropoulos?un muhabbetle kucakladığı; denizden aldığını denize vermeyi düstur edinmiş 82?lik delikanlı kaptanımızın öyküsü....

 

 Denizcilik sektörünün önde gelen isimleri arasında yer alan Uzmar Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı kaptan Altay Altuğ'un, kılavuz kaptanlıkla başlayıp römorkör üretimiyle devam eden yaşam öyküsü, Türkiye'nin denizcilikte son dönem tarihine ışık tutuyor. 

Yılın 12 ayını ''Nedime'' isimli gemisinde geçiren ve denizden kopamayan kaptan Altay Altuğ, Altınyunus Marinası'nda açıklamalarda bulundu.

Denizciliğe ''ilkokul ikinci sınıfta kağıttan gemileri yüzdürerek'' başladığını belirten Altuğ, hevesle aldığı denizcilik eğitiminin ardından Türkiye Denizcilik İşletmeleri'ne ait gemilerde çalışmaya başladığını söyledi. TDİ Ankara gemisinde uzun yıllar kaptanlık yaptığını, memleketine tayin isteği üzerine İzmir Limanı'nda başkılavuz kaptan olarak göreve başladığını anlatan Altuğ, burada görev yaptığı 15 yıllık dönemde limanın ismini dünyada duyuran çalışmalar yaptıklarını kaydetti. 

İzmir Limanının 1960'lı yıllarda dünyada çok tanınmadığını ve küçük bir liman olarak kabul edildiğini ifade eden Altuğ, ''Dünyanın 'küçük' dediği bu limana dönemin en büyük gemisi France transatlantiğini davet ettik, kabul ettiler. 1969 yılında suyun en yüksek olduğu 10 Nisan günü limana yanaştı. Büyük olay oldu. Halk bu gemiyi ziyaret etmek için kuyruğa girdi. Artık tanınır bir liman haline geldik. Başka büyük gemiler, hatta nükleer denizaltılar da onu takip etti. 1970'lerde Meryemana'ya daha yakın olması nedeniyle Kuşadası limanı öne çıktı. Ancak, son yıllarda İzmir'e yine büyük gemilerin geldiğini görüyoruz. Bu çok olumlu gelişme ve eski günleri hatırlatıyor'' diye konuştu. 

      

Deli Petro?dan alınan ders 

  

Kurduğu şirkette kılavuz kaptanlığa devam ettiğini, ancak uygun römorkör tipleri için üretim araştırmasına girdiğini söyleyen Altuğ, Rus Çarı Deli Petro'nun hikayesinden etkilenerek Hollanda tersanelerini ziyaret ettiğini anlattı. 

Deli Petro'nun Hollanda'daki tersanelerde işçi olarak çalışarak gemicilik tekniğini öğrendiğini, ülkesinde kurduğu tersanelerde ürettiği gemilerle tüm Akdeniz'i dolaşarak Osmanlı donanmasını Çeşme'de yakma başarısını gösterdiğini söyleyen Altuğ, şöyle konuştu: 

''Bu baskın benim için çok etkileyici bir hikayeydi. Ben de 1995 yılında Hollanda'da bu alanda en başarılı üreticilerden Damen Ship'e bir römorkör ısmarladım. Ancak, o tersanede bir oda isteyerek oğlum Noyan'ı iş bitene kadar orada bıraktım. Burada birçok şey öğrendik. Kanadalı bir firmayla teknik işbirliği yaparak Tuzla'da kiraladığımız tersanede ilk römorkörümüzü ürettik. Buradan ilk ihracatı Panama, ikincisini İtalya'ya yaptık. Şili, İngiltere, Fransa, Portekiz ve nihayet 1995 yılında bu işi öğrendiğimiz Hollanda'ya geçen yıl ihracat yaptık. Bu bizim için önemli bir basamaktı. 

 

Damen Shipyard?ın elinden işi aldılar

 

Bize moral veren başka bir olay da, Bakü- Ceyhan boru hattı projesinde kullanılacak 3 römorkör için İngilizlerin açtığı ihaleydi. Birçok firmanın girdiği ihalede son aşamaya bizimle birlikte bir firma daha kaldı. O da bizim bu işi öğrendiğimiz ve 12 yıl önce hayran olduğumuz Damen Shipyard?tı. İhalede onların yerine bizi tercih ettiler.'' 

  

Kocaeli?de ayda bir römorkör üretilebiliyor

  

Tuzla'daki kiralık bölgeden çıkarak Kocaeli Serbest Bölgesi?nde bir tersane kurduklarını söyleyen Kaptan Altuğ, tesisler henüz bitmemesine rağmen 2 römorkör üreterek Fransa'ya sattıklarını belirtti. 

Yeni tesislerde artık seri üretime geçeceklerini kaydeden Altuğ, üretime başladıkları ilk yıllarda yılda 1 römorkör üretirken, artık ayda 1 römorkör üretebileceklerini, 2010 yılında 80-90 milyon dolarlık ihracat hedeflediklerini ifade etti. 

Hedef, özel amaçlı gemi üretmek

Motor ve bazı makine parçalarını yurt dışından getirdiklerini, üretimin yüzde 60'ını yerli girdiyle yapabildiklerini ifade eden Altuğ, bazı firmaların motor yapımı için uğraştığını, gelecekte bu oranı yüzde 80'lere çıkarmayı umut ettiklerini kaydetti. 

Yeni tersanede römorkör dışında büyük gemi üretimine de girmeyi düşündüklerini ifade eden Altuğ, 20 bin tona kadar olan ticari gemi ve özel amaçlı gemi üretimine yöneleceklerini dile getirdi. 


Gemilere helikopter hizmeti

 

Felsefe olarak denizden aldıklarını denize yatırdıklarını kaydeden Altuğ, kılavuz kaptanlık alanında da Nemrut Aliağa?da, Türkiye'de ilk kez denenecek uygulamayla gemilere helikopterle hizmet vermeyi planladıklarını belirtti. Ülkedeki en süratli kılavuzluk servisini verdiklerini söyleyen Altuğ, 1 katamaran, 54 millik 1 monoblok ve 32 millik servis motorlarıyla en hızlı gemilere bile yetişebildiklerini kaydetti.

Türkiye'nin geçmişte deniz yoluyla yolcu taşımacılığında Yunanistan ve İtalya'nın önünde yer alırken karayolları ağının gelişimiyle çok gerilere düştüğünü ifade eden Altuğ, son yıllarda gemi yapım konusunda yaşanan gelişmenin kendisine umut verdiğini ifade etti. Denizcilikte global çapta bir büyüme yaşandığını kaydeden Altuğ, Türkiye'nin bu büyüme rüzgarını arkasına alması gerektiğini dile getirdi. 

Kaptan Altay Altuğ, ?Denizcilik mesleği bilgi, beceri ve istek ister. Gelişmiş ülkelerde herkes, ünlülerden daha ünlü olabilmek için çalışır. Gelişmekte olan ülkelerde ise, ünlülerin önü kesilmeye çalışılır. Bu özelliğimizden bir an önce arınmalıyız.?

 

Jet yakıtı taşıyan NATO tankeri kıvılcım

saçan römorkörle yanaştırılmak istendi

  

Kaptan Altay Altuğ, römorkör üretmeye karar vermesinin arkasında İzmir'in atlattığı büyük bir tehlikenin yattığını söyledi. 1964 yılında NATO'ya ait ABD bayraklı bir tankerin Türk uçaklarına jet yakıtı nakletmek üzere Turan İskelesi'ne yanaştığını ifade eden Altuğ, yaşanan olayı şöyle anlattı: 

''Tanker, iskeleye yanaşırken ABD'li kaptan römorkör istedi. O sıralar limandaki tek römorkör, ağaçtan yapılma odun kömürle çalışan, bacasından kıvılcım saçan Foça römorkörüydü. Tankere az bir mesafe kala ABD'li kaptan römorkörün bacasından çıkan kıvılcımları gördü ve acilen geri dönmesini istedi. Teknolojik yetersizlik nedeniyle ancak bir gemiden diğerine bağırarak römorkörü geri döndürebildik. ABD'li kaptanın 'Böyle römorkör mü olur, az kalsın patlayacaktık' sözleri üzerine modern römorkörler yapmayı kafama koydum. Emekli olunca 1984 yılında Uzmar Denizcilik şirketini kurdum.'' 


PERŞEMBE ROTASI

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.