Tuzla, eski günlerine geri döndü

Tuzla?da herkesin girebileceği bir ?Halk Plajı?nın açıldığını duyunca gerçekten çok sevinmiştim. Çünkü Tuzla?da en son denize girişimin üzerinden 25 yıl gibi uzun bir zaman geçmişti. Henüz 10?lu yaşlardaydım sanırım.

Tuzla sahili o yıllarda ?iğne atsanız yere düşmez? derecede yüzmeye gelen insanlarla dolu olurdu. Genci yaşlısı, kadını erkeği herkes Tuzla sahilini doldururdu. 1980?li yıllardan bahsediyorum tabii ki. Sanki o yıllarda kimsenin derdi tasası yoktu, bütün insanlar denize girmek ya da güneşlenmek için sahile akın ederdi, ?deniz kültürü? daha bir baskındı sanki.

İstanbul sınırları dahilinde şirin bir balıkçı ve sayfiye kasabası olan Tuzla?da 1980?li yıllarda hayat, ?balık?, ?deniz?, ?içki? ve ?Porselen Fabrikası?ndan ibaretti kuşkusuz.

Ancak ne olduysa oldu, ?acımasız bir değişim rüzgarı? Tuzla?dan yana da esmeye başlamıştı. Tuzla?yı yavaş yavaş avucunun içine alan değişim olgusu, eski değerleri bir bir yok etmeye yetiyordu. Evet, deniz kirleniyor ve en kötüsü deniz dolduruluyordu. Peki, doğdukları günden itibaren denizle iç içe olan Tuzla insanı, deniz olmadan nasıl yaşayacaktı?

?Deniz kültürü?yle yetişmiş insanları denizden koparmak, onlara yapılabilecek en büyük kötülük değil miydi? Kuşkusuz öyleydi?

Tuzla?da senelerden sonra ?Halk Plajı?nın açıldığını öğrendiğimde bu yüzden çok sevinmiştim. Çünkü, Tuzla bir anlamda eski günlerine dönüyordu. Bu duygularla, Mercan?da açılan ?Halk Plajı?nın yolunu tuttum. Pazar günü olması dolayısıyla ?müthiş bir kalabalık? plaja akın etmişti.

İşte Tuzla?da yıllarca görmeyi arzu ettiğim o güzel tablo nihayet yıllar sonra karşımdaydı: ?Herkes denize giriyordu?.

Tuzla?da yıllardır denize girememenin verdiği hasretle, plajın iskelesinden öyle bir denize atladım ki, gerçekten görülmeye değerdi. Mutluydum, çünkü artık güney sahillere, Fethiye?ye, Antalya?ya gitmeye bir anlamda gerek kalmayabilirdi.

İleriki yıllarda Tuzla?da plaj sayısı artar ve tesis sayısı da buna paralel olarak yükselirse kim bilir belki eski günlerimizi tekrar yaşama fırsatını yakalayabiliriz. Ne dersiniz?        

Sinan SAYGI-LOJİPORT