Tedarik Zincirlerinde Sistem Yaklaşımı

Akın Toros

Tedarik zincirleri; global ve yerel pazarlarda yaşanan güçlü rekabet nedeni ile kısalan ürün yaşam süreleri, artan sıklıkta gerçekleştirilen promosyon faaliyetleri ve yaygınlaşan kişiye özel üretim ve hizmetlerin sonucunda karmaşık ve yüksek düzeyde belirsizlik içeren bir eko sistemde rekabet etmek durumunda kalmaktadır. Bu durumun sonucu olarak; daha fazla sayıda ürün, daha kısa teslim sürelerinde, daha karmaşık arz ve talep ilişkileri içerisinde, tedarik, üretim ve teslimat süreçlerinden geçerek müşteriye sunulmaktadır.

Müşteriler, satış kanallarında benzer fonksiyonlu ürün arzının artması ve marka bağımlılığının azalması nedeni ile, yüksek teknoloji ürünleri haricindeki ürünleri satınalırken, ürünleri hızlı bir şekilde emtialaştırma eğilimi göstermektedirler. Bu eğilimin doğal sonucu olarak; müşteriler açısından fiyat, temel belirleyici satınalma kriteri haline gelmektedir. Rekabetin fiyat odaklı olarak gerçekleştiği eko sistemlerde, ürün satış fiyatı üzerinde oluşan fiyat baskısı nedeni ile, karlılıkların arttırılması, sadece tedarik zinciri maliyetlerinin azaltılması ile mümkün olmaktadır.

Tedarik zinciri maliyetlerinin azaltılması; üretim, depolama, dağıtım ve teslimat süreçlerinde şeffaf ve izlenebilir bir ürün akışının sağlanarak belirsizliğin asgari seviyeye düşürülmesi ve sistem yaklaşımının uygulanması ile mümkün olmaktadır. Tedarik zinciri boyunca karar vericiler, artan belirsizlik düzeyinden doğrudan olumsuz etkilenmekte, belirsizlik artışı nedeniyle, emniyet stoklarını ve satınalma sipariş miktarlarını arttırmak zorunda kalmaktadırlar. Bu durum, ilave operasyonel ve finansal maliyetlerin oluşumuna sebebiyet vermektedir. Tedarik zinciri boyunca belirsizliğin en aza indirgenmesi; şeffaflık, ürün izlenebilirliğinin sağlanması ve bilgi paylaşımının eş zamanlı olarak gerçekleştirilmesi ile mümkün olmaktadır.

                                                                                                                           

2015 yılında, Avrupa’da yerleşik orta ve küçük ölçekli firmaların tedarik zinciri yöneticilerinin katılımı ile BCI (Business Continuity Institute) tarafından gerçekleştirilen araştırma (Supply Chain Resilience Report) sonucuna göre; tedarik zincirlerinin %74’ü, 2015 yılında en az bir kez kesintiye uğramıştır; kesintilerin  %50’si birincil seviyedeki tedarikçilerden kaynaklanmıştır. Bu firmaların %72’sinde, tedarik zincirlerinde uçtan uca izlenebilirlik sağlanamadığı ifade edilmiştir.

Tedarik zinciri sistem yaklaşımının temel amacı; tedarik, üretim  ve teslimat süreçlerinde karşılaşılan belirsizlik ve yaşanan kesintilerin ortadan kaldırılmasıdır. Firmaların tedarik zinciri boyunca karşılaştıkları belirsizlikler, finansal ve operasyonel kayıplara neden olmaktadır. Bu kayıplardan bazıları; üretim kayıpları, karşılanamayan müşteri siparişleri sonucu oluşan müşteri şikayetleri, ciro kayıpları, artan envanter düzeyleri ile tedarik ve teslimat süreleridir. Bu kayıplar, satılan malın maliyeti, firmaların karlılıkları ve müşteri memnuniyeti üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir.

Tedarik zincirinde sistem tasarımı; firmaların temel iş süreçleri ve etkileşimde bulunduğu müşteri, üretici ve tedarikçi, dağıtıcı ve toptancı konumunda yer alan firmaların stratejik ve operasyonel bilgi gereksinimleri göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. Sistem tasarımının amacı, tedarik zinciri boyunca firmaların iş süreçlerini  etkin ve verimli hale getirmek, sistemsel olarak bilgi gereksinimlerini karşılayarak uçtan uca izlenebilirliği sağlamak ve belirsizliği asgari seviyeyedüşürmektir. Tedarik zinciri sistemlerini ve bu sistemlerin birbirleri arasındaki etkileşim, Tablo 1’de  yer almaktadır.

               Tablo 1 Tedarik Zinciri Boyunca Sistem Yaklaşımı

Tedarik zinciri sistem yaklaşımı ile hedeflenen operasyonel amaç; üretici, distribütör, toptancı ve perakende firmaları ve satış noktalarının ERP sistemlerinde üretilen bilgilerin B2B platformu üzerinden eş zamanlı olarak zincir boyunca paylaşılmasıdır. Bununla birlikte; bir diğer amaç, firmaların satış bütçelerinde öngörülen hedef verileri yerine, gerçek zamanlı veriye dayalı olarak talep tahmini ve tedarik sürecinin yönetilmesini sağlamaktır. Bilgi paylaşımının sistemsel, eş zamanlı ve sürdürülebilir olarak gerçekleşmesi  ile belirsizliğin asgari seviyeye inebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Tedarik zinciri sistem yaklaşımı ile herhangi bir (t) anda; tedarik zinciri boyunca fabrikalarda üretilen ürün miktarları, satış alanları, merkez ve bölge depolarında konumlandırılan ürün stokları, dağıtım merkezleri ve yoldaki ürünler, satış alanlarında gerçekleşen satışlara ait bilgiler, gerçek zamanlı veri olarak üretilebilmekte ve paydaş firmalarla paylaşılabilmektedir. Tedarik zinciri boyunca üretilen bilgiler, tanımlanan yetki seviyesinde ve veri güvenlik gereksinimleri sağlanarak sistemsel olarak firmaların erişimine açık olmalıdır. Tedarik zinciri yöneticilerinin, sadece kendi sistemleri içerisinde üretilen kısıtlı veriler yerine, tedarik zinciri boyunca gerçekleşen  ve uçtan uca firmaları kapsayan verileri analiz etmeleri , kararların yüksek doğrulukta verilmesine imkan verecektir. Tedarik zinciri boyunca oluşan ilave maliyetlerin önemli bir kısmı, karar vericilerin kısıtlı bilgiye dayalı olarak verdikleri hatalı kararlar nedeni ile meydana geldiği göz ardı edilmemelidir.

Tedarik zinciri boyunca sistem yaklaşımında yer alan başlıca sistemler ; talep tahmini ve tedarik planlama sistemi, kurumsal kaynak planlama sistemi (ERP) ve depo yönetim sistemi (WMS), nakliye yönetim sistemi (TMS) ve Teslimat yönetim sistemi (POD) ile dinamik rotalama ( güzergah)  ve yük optimizasyon sistemleridir. Bu sistemlerin tedarik zinciri boyunca operasyonlardaki etkin kullanımı, birbirleri ile olan etkileşimi,  sistem bütünlüğünü sağlaması açısından önemlidir. Bununla birlikte, uçtan uca izlenebilir tedarik zinciri ile müşteri memnuniyeti üzerinde artış sağlayan, karlılıkları doğrudan etkileyen stratejik ve operasyonel kararların yüksek  doğrulukta verilmesine imkan vermesi nedeni ile önem arz etmektedir.

1.Talep Tahmini ve Tedarik Planlama Sistemi (Ortaklaşa ve Tedarik Zinciri Boyunca)

Firmaların, karmaşık arz ve talep ilişkilerine sahip ürünlerini sadece organizasyonel sınırlar içinde yıllık satış hedeflerine bağlı kalarak ve geçmiş dönemlere ilişkin kısıtlı satış ve stok verilerine dayalı olarak yönetmeleri mümkün değildir.  Bunun yerine, tedarik zinciri firmalarının ortaklaşa kullanımı,merkezi  veri paylaşımı ve kolay erişimini sağlamak amacı ile, bulut üzerinde konuşlandırılan  talep tahmini ve tedarik planlama sistemlerinin kullanımı sağlanmalıdır.

Tedarik zinciri sistemleri içerisinde en stratejik kapsamda konumlanan talep tahmini ve tedarik planlama sisteminin; zincir boyunca yer alan firma uzmanlarının oluşturduğu, firma üst yönetimleri tarafından desteklenen bir proje ekibi tarafından temel fonksiyonları belirlenmeli, ERP sistemleri ile entegre olarak  gerçek zamanlı verilere göre çalıştırılmalı ve sistemin sürekli gelişimi sağlanmalıdır.

Talep tahmini ve tedarik planlama sistemi ile, paydaş firmaların ERP sistemlerinden  temin ettiği  gerçek zamanlı satış ve stok verileri ile birlikte geçmiş dönem verilerini analize dahil ederek zincir boyunca firmalar için yüksek doğrulukta talep tahmini ve tedarik planlama faaliyetini sistemsel olarak gerçekleştirilecektir. Sadece geçmiş dönemli  satış ve stok verisi yerine, gerçek zamanlı veriye dayalı olarak gerçekleştirilen talep tahmini ve tedarik planlama faaliyeti, yüksek doğrulukta ve etkinlikte olacaktır. Tedarik zinciri boyunca ortaklaşa gerçekleştirilecek planlama faaliyetlerinin, gerçekleşen envanter düzeyleri ve tedarik zinciri karlılığına doğrudan katkı sağlayacağı göz önüne alınmalıdır.

2.Kurumsal Kaynak Planlama Sistemi (ERP)

Tedarik zinciri boyunca yer alan firmalar tarafından kullanılan kurumsal kaynak planlama sistemlerinin entegrasyon yetkinlikleri, tedarik zinciri sistem yaklaşımının etkin olarak uygulanması açısından önem arz etmektedir. ERP sistemleri içerisinde ayrı bir modül olarak entegrasyon fonksiyonun yer alması; öncelikli olarak B2B platformu, talep tahmini ve tedarik planlama sistemleri ile diğer sistemler arasında kısa sürede etkin bir veri alışverişi kurulmasına imkan vermektedir. Tedarik zinciri firmaları arasında etkin ve sürdürülebilir şekilde veri alışverişinin sağlanması, ancak ERP sistemlerinin yeterlilikleri ile mümkün olmaktadır. Yeni nesil ERP sistemlerinin; finans vemuhasebe, satış, satınalma ve insan kaynakları fonksiyonları ile birlikte, depo ve dağıtım süreçleri ile talep tahmini ve tedarik planlama fonksiyonlarını da içeriyor olması, tedarik zincirilerinde sistem yaklaşımının uygulanması açısından önem arz etmektedir.

3.Depo Yönetim Sistemi (WMS)

Depo yönetim sistemleri, satınalma (SAS) ve müşteri şipariş yönetimi, stok yönetimi, depo operasyonları ile iş gücü yönetimi faaliyetlerini gerçekleştirmektedir. Bununla birlkte, kurumsal kaynak planlama sistemi (ERP), nakliye yönetim sistemi (TMS) ile teslimat yönetim sistemleriyle (POD) eşgüdümlü çalışmak, depo yönetim sisteminden beklenen temel gereksinimlerdir. Günümüzde depo yönetim sistemleri (WMS), ERP sistemlerinin içerisinde bir modül olarak bulunabildiği gibi, ERP sisteminden tamamen  bağımsız bir yazılım sistemi olarak da hizmet verebilmektedir. ERP sistemlerinden bağımsız olarak piyasada yer alan depo yönetim sistemleri, çok daha fazla operasyonel özelliğe sahip olması sebebi ile firmalar tarafından tercih edilebilmektedir.

Özellikle lojistik hizmet sağlayıcı firmalar (3.PL) tarafından ERP sisteminden bağımsız olarak kullanılan  depo yönetim sistemleri, farklı sektörlerdeki müşterilere çözüm sağlayabilmesi ve güçlü entegrasyon çözümlerine sahip olmaları nedeni ile tercih edilmektedir. Bu kapsamda tercih edilen depo yönetim sistemlerinde entegrasyon fonkiyonlarının ayrı bir çözüm olarak bulunması, karmaşık entegrasyon gereksinimlerine cevap verilmesi açısından önem arz etmektedir. Depo yönetim sistemleri ; envanter sayım, stok yönetimi, stok paylaşımı, ikmal sistemi ve sistemsel mal yerleştirme çözümleri ile tedarik zinciri firmaları açısından operasyonel verimlilik ve maliyet tasarrufu sağlayabilmektedir.

4.Nakliye Yönetim Sistemi (TMS)

Tedarik zinciri depolarında müşteri siparişlerine istinaden toplanan ve sevk peronlarında bulunan yüklerin hangi rotaya (güzergah) hangi araç ile sevk edileceğinin belirlenmesi faaliyeti, nakliye yönetim sistemi tarafından gerçekleştirilmektedir. Nakliye yönetim sisteminin temel amacı ; yük ile sevk aracını eşleştirmek, rota ve yük optimizasyonunu sağlayarak nakliye maliyetlerini en uygun seviyede gerçekleştirmektir. Rota optimizasyon faaliyeti statik ve dinamik şekilde sistemsel olarak   gerçekleştirilebilir. Dinamik rota belirleme işlemi; nakliye yönetim sistemi ile birlikte dinamik rotalama yazılımının çalıştırılması ve günlük rota önerisi oluşturulması faaliyetleri ile tamamlanır. Dinamik rota belirleme faaliyeti, çoğunlukla nakliye yönetim sistemi harici ilave bir optimizasyon çözümüdür. Dinamik rotalama faaliyeti ile, rota ve yük optimizasyonuna; müşteri teslimat önceliği, rezervasyonlu teslimat, halk günü gibi dağıtım sürecini doğrudan etkileyen kısıtlar da dahil edilmektedir.

Nakliye yönetim sisteminin sağlıklı olarak çalışması, ancak depo yönetim sistemi ile etkin ve karşılıklı biçimde veri alışverişinde bulunması ile mümkündür. Bununla birlikte, depo yönetim sistemi tarafından iletilen sevk edilmeye hazır siparişe ait müşteri, teslim yeri, teslim tarihi ile ağırlık ve hacim bilgilerinin doğruluğunun, nakliye yönetim sisteminin etkin ve verimli çalışmasına imkan vereceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Nakliye yönetim sistemleri ; tedarik zincir maliyetleri içerisinde önemli bir yer tutan nakliye maliyetlerini, yük birleştirme ve rota optimizasyonu yaparak azaltması ve dağıtım verimliliğinini arttırması nedeni ile ayrıca stratejik önem arz etmektedir.

5.Teslimat Yönetim Sistemi (POD)

Tedarik zinciri depolarından sevk edilen yüklerin, teslim yerinde araç şöförleri tarafından akıllı telefonlar kullanılarak teslim bilgisinin üretilmesi ve entegrasyon yolu ile ERP ve depo yönetim sistemlerine iletilmesi faaliyeti, teslimat yönetim sistemleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Teslimat yönetim sistemleri, geleneksel yöntemler ile araç takibi sağlamak yerine yük ile birlikte aracın takip edilmesini sağlamaktadır. Bununla birlikte, tedarik zinciri izlenebilirliği açısından stratejik önem arz eden teslim anında teslim bilgisini üretmekte ve entegrasyon yolu ile paydaşlarla paylaşabilmektedir. Teslimat yönetim sistemleri ile dağıtım ekibinin teslimat performansları ölçümlenmekte, teslimat noktalarındaki bekleme süreleri belirlenmekte ve  dağıtım süreci veriye dayalı olarak yönetilebilmektedir.

Teslimat sürecindeki belirsizliğin yok edilmesi ve gelen (inbound) ve giden (outbound) lojistik süreçlerinde izlenebilirliğin sağlanmasına imkan vermesi açısından teslimat yönetim sistemlerinin varlığı, tedarik zincirleri açısından kritik önem arz etmektedir. Bununla birlikte; teslimat yönetim sistemleri, dağıtım maliyelerinin azaltılmasını sağlayarak tedarik zinciri karlılığına katkı sağlamaktadır.

Tedarik zinciri sistem yaklaşımı ile ürün izlenebilirliği sağlanırken; üretim, dağıtım ve teslimat süreçlerinde karşılaşılan belirsizliğin azalması sayesinde, mali ve operasyonel verimsizlikler asgari seviyeye inmektedir. Tedarik zinciri boyunca şeffaflık ve ürün izlenebilirliğinin sağlanması, zincir boyunca ERP, WMS, TMS ve POD sistemlerini kapsayan sistem yaklaşımının uygulanması ve sistemler arasındaki entegrasyon etkinliğinin sağlanması ile ilişkilidir. Tedarik zincirinde ürün izlenebilirliğinin sağlanması; gelen ve giden lojistik kapsamında gerçekleşen ürün hareketlerinin, satınalma ve müşteri siparişi ile ilişkilendirilerek gerçek zamanlı olarak kayıt altına alınması, verilerin eş zamanlı paylaşımı ile mümkün olmaktadır. Tedarik zinciri boyunca sistemlerin ürettikleri temel bilgiler ve etkileşimde bulundukları sistemler, Tablo 2’de yer almaktadır.      

 (Tabloda X Bilginin üretildiği sistemi, Y ve Z bilginin aktarıldığı sistemleri ifade etmektedir.)

Tablo 2 Tedarik Zinciri Boyunca Sistem Etkileşimi Tedarik Zinciri Boyunca İzlenebilirlik

Tedarik zincirleri, sıklığı artan promosyonlar ve pazarlama stratejisi olarak uygulanan ilave ara indirim dönemlerinin sonucu olarak talepte öngörülmesi zor artış ve azalmalar ile karşı karşıya kalmaktadır. Bununla birlikte; arz tarafında ise, ürün yaşam sürelerinin kısalması sebebi ile daha fazla sayıda yarı mamul ve malzeme,  tedarik zinciri boyunca farklı coğrafi bölgelerde yerleşik tedarikçilerden temin edilerek, üretim ve dağıtım süreçlerinden geçerek,  global ve yerel pazarlarda müşterilere sunulmaktadır. Tedarik zincirleri, bu yeni eko sistem içerisinde; firma organizasyonel sınırlarının ötesinde en azından birincil tedarikçi ve üretici, toptancı ve distribütörleri ile perakende mağazalarını içine alan sınırlar içerisinde sistem yaklaşımını uygulayarak ürün izlenebilirliğini sağlayabilmektedirler.

Tedarik zinciri sistem yaklaşımı ile, tedarik zinciri firmalarına satış hedefleri ile geçmiş zamanlı satış ve stok verileri yerine, tedarik zinciri boyunca uçtan uca gerçekleşen gerçek zamanlı veriye dayalı olarak alınacak olan stratejik ve operasyonel kararların yüksek doğrulukta gerçekleşmesine imkan sağlayacaktır.

Sistem yaklaşımı, tedarik zinciri boyunca işbirliği kültürü ile desteklenmeli, ana firmanın sürdürülebilir destek ve liderliğinde, eko sistemin değişen gereksinim ve ihtiyaçlarına göre sürekli geliştirilmelidir. Dijital teknoloji  ve nesnelerin internetinde yaşanan gelişmeler, bu yeni eko sistemde tedarik zincirlerinde uçtan uca izlenebilirliğin sağlanmasına imkan verecek yenilikçi çözümler sunabileceğinin sinyallerini vermektedir.

                                                                                                        

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.