Taşeronlaşan tersaneler

Küresel ve ulusal rekabetin çok yoğun yaşandığı Dünya gemi inşa sanayinde Türkiye’nin sağlam tutunabilmesi için, öncelikli olarak ileri, yüksek teknolojiler...

Taşeronlaşan tersaneler

Küresel ve ulusal rekabetin çok yoğun yaşandığı Dünya gemi inşa sanayinde Türkiye’nin sağlam tutunabilmesi için, öncelikli olarak ileri, yüksek teknolojiler üreterek  performansını arttırmalıdır. Bunun gerçekleşebilmesi, insana ve bilgiye yapılacak olan yatırımlarla doğrudan ilgilidir. Emeğe verilen değer ile duyulacak olan saygı, konunun  farklı bir sosyal boyutudur. Diğer önemli gerçek ise, finansman sorununun kalıcı nitelikte çözülerek, uzun vadede süreklilik kazanıp dinamik kalmasının sağlanmasıdır.

Verimin artması için tersanelerdeki iş ve kaynak kayıpları en alt seviyelere çekilmelidir. İş-emek-sermaye-üretim-istihdam-rekabet-teknoloji ve yatırım alanlarında sürekli aktif olabilme yeteneğini koruyabilmelidir. Bunun için disiplin altına alınarak sıklıkla kontrol edilebilmeli ve gelişmeler izlenmelidir.

Sektörde, bütün acılarıyla yaşanan, çok önemli ve hassas bir konu olmasına karşın,  gündeme getirilmek istenmeyen diğer çarpıcı gerçek ise, tersanelerde meydana gelen ve ölüm ile sonuçlanan iş kazalarıdır. Hayatını kaybeden işçilerin çoğunu, sektörde taşeron olarak bilinen alt yüklenici firmalarda çalışanların oluşturuyor olması, konunun çok daha kapsamlı incelenmesini gerektirmektedir. Bu taşeron firmalardaki işçi çalıştırmaya yönelik kayıt dışılık kontrol altına tutularak, işçi sağlığı ve güvenliğinin kesintisiz yerleşmesi için gerekli bütün önlemler, devlet tarafından alınmalıdır. Bu gerçekleştiğinde tersane sektörümüzün sosyal güvenlik sistemine güven gelecektir.

Tersane kızakları üstünde sessizce pusu kurmuş ölümün o korkulu yüzünde, Sermaye ile emek arasında sıkışmış kalmış gerçeklerden en vahşi ve acımasız olanı, doymak bilmeyen, o daha çok kar yapabilme hırsıdır. İnsana ve eğitime yatırım yapmaktan uzak duran şirketler, sorumluluktan kaçarak risk almak istememektedir. Bunun sonucunda doğal olarak alt yüklenici firmalar çoğalarak onlarca sorunu da beraberinde getirmektedir. Taşeron işletmelerini elbette ki yok kabul edemeyiz, ama doğrudan (asli) çalışan işçilerin oranı %25 iken, taşeron firmalarda bunun %75 olması, sosyal güvenlik sisteminde birçok sorunun doğmasına neden olmaktadır

Gemi inşa sanayindeki asli kuruluşlar sorumluluk almaktan kaçınmadan taşeron firmaların üzerindeki yükü hafifletmelidirler. Önemli olan, riski kontrol altında tutabilmek ve çok iyi yönetebilmektir.

Taşeron firmalardaki sosyal güvenliğe yönelik sorunların çözümü için, devletin kontrol ve desteğinde reform çalışmalarına başlanmalıdır. Karşılıklı işbirliği ve iyi niyetli özverilerle sosyal güvenlik sisteminde barışının sağlanması, bütün kesimleri mutlu edecektir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diğer Haberler

Schmitz Cargobull AG ve GT Trailers uzmanlıklarını birleştirdi
Mumbai, trafiği uçan elektrikli feribotlarla aşacak
THY, Onuncu Kez Avrupa’nın En İyi Havayolu Seçildi
Gümrük kapıları Yaz geçişlerine hazırlanıyor
Kocaeli Sanayi ve Lojistikte Yeni Döneme Giriyor
Ambarlı'da kılavuzluk hizmetleri ihaleye çıkarılıyor
Karasu Limanı, 4.9 milyar liralık yatırımla daha da genişleyecek
Prometeon ve Gökbora kilometre başına maliyet anlaşması imzaladı
Boğazlardan gemi geçiş ücretleri zamlanıyor
Ford Otosan’dan yeni bir eğitim yatırımı