“Gün”ünüz Kutlu Olsun Sevgili Okyanuslar!

Dr. Güntürk Üstün

Ülkemizin dört sevgili ve kendine özgü denize kıyısı var ancak hiçbir sevgili ve kendine özgü okyanus ile sahil komşuluğu yok! Peki ama bu durum okyanus sevdalısı olmamamız için bir engel mi? Elbette hayır! Hem de matrak ve oyunbaz gök balinalar kadar kocaman bir hayır! Türkiye gibi dört denizle ant kardeşliği olacak denli şanslı olan veya olmayan tüm ülkeler “Mavi Kıtalar” diye bilinen dev boyutlardaki derin deniz kütlelerinin yani okyanusların varlığının kalıcı biçimde korunmasına olanakları ölçüsünde katkıda bulunmalı! Çünkü artık şurası bilimsel açıdan kesinkes bilinmektedir ki, insanlığın sağlıklı geleceği için okyanusların ve barındırdıkları canlıların sağlıklı biçimde hayatta kalmaları şart mı şart!

İşte geçtiğimiz 8 Haziran cuma günü bir diğer anlamlı “Dünya Okyanus Günü” daha gezegenimizin çoğu ülkesi gibi Türkiye’de de farklı etkinliklerle kutlandı. Bir kez daha Birleşmiş Milletler Örgütü’nün öncülüğü ve örnek özendirmesiyle uzun yıllardır insanlığın önemine gözlerini kapamasa bile kısık gözlerle baktığı ve doğal dengelerini bozmak için bilinçli/bilinçsiz hayli çaba harcadığı okyanuslarımızı artık adeta birer dünya kültür mirasıymışçasına korumamız gerektiğini kavramış olarak, gerekli eylemlere geçmenin verdiği ruh rahatlığını benliklerimizde capcanlı duyumsadık. Yalnızca her yılın 8 Haziran günü değil, her senenin 365 günü boyunca okyanuslarımızın sağlığını ve geleceğini kendimizinkiyle özdeşleştirip önemsemek zorundayız hiç kuşkusuz.

Aslında bu konuda gezegenimizin vatandaşları olarak geciktiğimizin de farkındayız. Neden derseniz, “Dünya Okyanus Günü” Birleşmiş Milletler (BM) örgütünün aldığı bir kararla ancak 2009 yılından başlayarak, her sene bütün dünyada 8 Haziran’da resmi olarak çok sayıda çarpıcı vurgulamaların yapıldığı aktivitelerle kutlanıyor. Oysa böylesi bir özel günün mutlaka kutlanması gerekliliği hakkında ilk önerinin gündeme Kanada Hükümeti tarafından daha 1992 senesinde getirildiğini anımsamakta yarar var. 1992’den 2009’a dek niçin küresel bir ortak uyanış ve karara varış için 17 senelik uzun bir zaman diliminin akıp gittiği ise okyanusların dipleri kadar gizlerini koruyan bir konu. İlk defa resmi biçimde kutlandığı 2009 yılındaki ana teması, “Okyanuslarımızdan biz sorumluyuz” olan bu anlamlı günün içinde bulunduğumuz 2018 yılındaki temel izleği ise, “Okyanuslarımızdaki plastik kirliliğin önlenmesi ve sağlıklı bir okyanus ortamı için uygun çözümlerin teşvik edilmesi.” Ya da BM örgütünün daha akılda kalıcı olması için özetle belirttiği slogana göre söylersek, “Okyanuslarımızı temizleyelim!”

Gezegenimiz ve üzerinde yaşayan her türden canlı için hayati öneme sahip okyanuslar (ve denizler) dünyanın yaklaşık üçte ikisini (%70’ini) kaplıyor, ayrıca da su kaynaklarımızın yüzde 97’sine ev sahipliği yapıyorlar. Doğa bilimcilere göre, bu eşsiz yaşam pınarının henüz tamamı keşfedilmiş değil. Önemli bir bölümü halen gizemini korumayı sürdürüyor. Ben de, bu haftaki köşe yazımı söz konusu gizemli ve güzeller güzeli okyanuslara adadığım yeni bir şiirimle noktalamak istiyorum. Umarım, köşemi izleyen siz sadık LOJİPORT okurlarından bir bölümünün ilgisini çekip beğenisini kazanır, kısa süre önce yazdığım aşağıdaki şiir! Hepinizin ve okyanuslarla denizlerin “8 Haziran - Dünya Okyanus Günü” tekrardan kutlu olsun!

Verimli günler ve gelecek pazarki yazımda görüşmek üzere.

OKYANUS DİLİYLE KONUŞUP YAZMAK

Denizci olmadığım ve olamayacağımdan konuşamam
Ne amatör ne de profesyonel denizciliğin diliyle
Ama denizcilik tutkunu biraz sıra dışı bir dünyalıyım ya
Denizlerle okyanusların diliyle konuşabiliyorum o yüzden

Bakın, yalnızca konuşmak da değil elbet
Yazabiliyorum onların baskın ve ortak diliyle de
Ki o yalın ve duru dilde mavinin, yeşilin, morun
Akıntılı tonları işlemiştir uyak, dize ve sözcüklere

Bir dalgalı, bir durgun, bir delişmen, bir dingin
Akıl sır ermez kolay kolay okyanusun ruh haline
Orkalar, Büyük Beyaz’lar, yunuslar, foklar bile
Suyuna gitmek zorunda olduklarını bilirler onun

Bakın, yalnızca ekosistemin koruyucuları değil elbet
Ekolojik dengenin bozucuları da huyunu bilmekle
Yükümlüdürler o sancağı iskelesi belirsiz devingen devin
Yani aymazlık barınamaz Ro-Ro’dan kruvaziyere uzanan filolarda

Canıgönülden besler durur onu yağmur, dolu, kar
Göller, ırmaklar, buzullar canıyürekten çalışır durur ona
Türümüz hayatta kalabilir eğer omuz verirsek onun canlı kalmasına
Onca atıkla onu ve yoldaki kuşakları hiçe saymaya hakkımız yok artık

Ne başlangıçtır ne de son bu kıyılarla şu ufuklar
Kesin kararlıysak okyanusa yaşanabilir bir gelecek sunacağımıza
O bizi affetmedikçe, biz kendimizi pek bağışlayamayız
Okuyup yazabilsek bile onun tuzlu, iyotlu, balıklı diliyle.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.