Boşuna trafik çilesi çektiğimizi kare kare kanıtladık

Özellikle Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün açılmasıyla birlikte lojistik sektörünün maliyetleri iyice arttı. Onlar da kendilerince haklı olarak bu maliyetleri navluna yansıttı. İthalatçı ve ihracatçı da boş durur mu, o da mallarına navlun oranında zam yaptı. Yani, özetle olan yine son tüketiciye oluyor.

Artık herkesin şapkasını önüne alıp düşünmesi lazım. Biz bu tabloyu hak ediyor muyuz? Birkaç gündür çözümün olduğunu duyuruyor ama bunu yeterince net aktaramıyorduk. İşte  kimsenin kafasında soru işareti kalmasın diye atladık aracımıza ve yola çıktık. 

Burası Çatalca. Gördüğünüz gibi yolun kapalı olduğunu gösteren işaretler var. 

Dinlemiyor, giriyoruz. Pırıl pırıl bir asfalt. Sanki altımızdan kayıyor. 

O da ne? Yol birdenbire bitiverdi. Oysa Halkalı Gümrüğü’ne yalnızca birkaç kilometre kalmıştı. 

Karşıdaki bina Halkalı Gümrüğü. Oysa, bu küçük mesafe tamamlanmış olsa, TIR’lar otomatikman otobana bağlanacak. Halkalı gümrüğünden çık, Mahmutbey’e girmeden yoluna devam et. Daha sonra, Çatalca turnikelerden çık transit yola geç. 

Geldiğimiz yoldan döndük, çünkü çok daha büyük bir hedefimiz var. Sizlere çözümün adresini göstereceğiz. 

Üzerinde gittiğimiz yol D20 yolu, 45 kilometrelik tertemiz bir asfalt. 

3. Havaalanı inşaatına geldik. Tabelada yolun havaalanı çalışması nedeniyle kapalı olduğu ve geçişlerin Arnavutköy üzerinden yapılacağı yazıyor. 

Arnavutköy yerine yönümüzü havaalanı inşaatına çeviriyoruz. 

Havaalanı inşaatına girdik. Muhteşem bir çalışma arı gibi yürüyor her şey. Terminal binası ortaya çıkmış. 

Yol burada sökülmüş. Karşı taraftaki bölümünü bulmaya çalışıyoruz. Sökülen yol yaklaşık 3 km. Bu yol karşıda devam ediyor. Ama bir türlü bulamadık.

Makyol tarafından yapılan yol, edindiğimiz bir bilgiye göre 3. Köprünün açılmasıyla denk düşen günlerde sökülmüş. Oysa buradan bir tahliye yolu vermeleri lazım. Havaalanı şantiyesi yine ayrılsın, sökülen yolun hemen kenarından sökülen yol kadar yapılacak yeni bir yol trafik akışını normal seyrine sokacaktır. 

Yolun sökülen bölümünü içeride bulamadığımızdan Arnavutköy istikametine dönüp, diğer taraftan arayacağız. 

Lojistik firmalarının çözüm arayışı taleplerine çare arayan Uluslararası Nakliyeciler Derneği de, çıkış için Arnavutköy formülünü bulmuş. 

UND, TIR’ların Arnavutköy Taya Kadın’ın içinden geçip otobana bağlanmasını öneriyor. Yol kullanılabilir ancak bölünmüş değil, bir gidiş bir de geliş var. Birkaç dönel kavşak bulunuyor. TIR’ları orada düşünemiyorum. Her TIR o daracık birkaç noktayı geçmekte zorlanacak, bu da arkasında trafik oluşmasına yol açacaktır. Bunun dışında yaklaşık 30 kasis tespit ettik.  Bu yol işlemez. Üstelik 10-12 km sürüyor. TIR buraya giremez. Halk birkaç gün sonra sokaklara dökülür. 

Sökülen yolun karşı tarafını etrafını dolanarak bulduk. Öbür uçtan havaalanının girişine geldik. Sonradan kasisler yapmışlar. Oysa bu yol kapatıldığında paralel bir yol yapılıp, trafiği aksatmayacaklardı. 

Gidiş istikametinde ilerlerken, geliş istikametinde bir şey dikkatimizi çekiyor. Yolun tamamını inşaat malzemeleriyle kapatmışlar.  Yol artık depolama amaçlı kullanılıyor. 

Sonunda sökülen yolun diğer bölümüne ulaştık. 

Görev tamamlandı, ardından dönüş yoluna geçtik. Birkaç dakika içinde 3. Köprü bağlantısına ulaştık. 

Çatalca’dan gelip buradan 3. Köprü yoluna çıkmak işte bu kadar kolay. 3. Havaalanı inşaatı nedeniyle sökülen yolun paralelinden bir yol yapılabilseydi Odayeri’ne 5 dakikada ulaşabiliyordunuz. 

Paralı otobana giriş yapıyoruz. Burası Odayeri, 5 dakika sonra Mahmutbey’deyiz. 

Gördüğünüz gibi bir kapalı yol daha… Bu yol da Başakşehir’in arkasından Hadımköy’e çıkıyor. Bu yol tamamlanabilseydi, Mahmutbey ve havaalanı yoluna girilmesine hiç ihtiyaç yoktu. 

Mahmutbey’e 6-7 dakikada geldik. Öğle saatleri olmasına karşın, yine bir trafik yoğunluğuyla karşı karşıya kaldık. 

Ulaştırma Bakanlığımız sorunun çözümü hemen yanıbaşlarında dururken hala geçici çözümlerle uğraşıp, geçiş sensörlerini yukarı almaya çalışıyor. Oysa, kanayan yaranın merhemi de yine sizde, lütfen tuz basmak yerine tedavi edin

Selçuk ONUR - LOJİPORT