Kapt. Ünal Benlialper

Kapt. Ünal Benlialper

ÖLÜME YOLCULUK

Denizler, insanca bir yaşam için kurulan düşlerin ve geleceğe yönelik umutların tükenip son bulduğu yerler olmamalıdır. Ege'nin sevgi ve dostluk duyguları ile bezenmiş masmavi sularında, böylesine insanlık dışı vahşetler artık gündeme gelmemeli. Yasadışı yollarla ülkemiz üzerinden Avrupa'nın çeşitli ülkelerine yapılan göçmen ticareti, her geçen yıl artış göstererek önemli boyutlara ulaşmıştır. Ege denizi'nden yepyeni dünyalara açılan pembe hayallerin süslediği bu tehlikeli macera, çoğu zaman ölüm yolculuğuna dönüşmektedir.     Yurda kaçak sokulan mültecilerin, hangi tekneyle, nereden ve ne zaman açıldıklarının çok da önemi yok. Burada önemli olan ve aydınlatılması gereken konu, bu aşamaya, diğer bir söyleyiş ile Ege kıyılarına gelene kadar insan kaçakçılarının neden engellenemediğidir. Asıl cevaplandırılması gereken soru budur.     Ülkemiz, özellikle Asya ve Afrika ülkelerinden başlayan "umutsuz yolculuğun" önemli rotasıdır. Kaçak göçmenler, pençelerine düştükleri insan tacirlerinin kontrolünde Doğu ve Güneydoğu Anadolu sınırlarından yurda sokulmakta sonra da çeşitli yollarla Ege ve Akdeniz sahillerine götürülmektedir.Bundan iki yıl önce kadardı.Seferihisar'ın Doğanbey kıyılarında onlarca kaçak mülteciyi taşıyan bir tekne batmış ve elliye yakın insan acımasızca ölüme terkedilmişti. Sonuç tam bir katliam. Bu kadar çok sayıda, üstelik farklı ırklardaki insanlar nasıl oluyorda yüzlerce kilometreyi aşıp, Ege kıyılarına ulaşıncaya kadar hiç mi farkedilmiyordu? Üstelik bu kaçak göçmenler İzmir'in Basmane  semtini kendilerine küçük yurt ilan etmiş olmalarına rağmen. Bunca belirgin gerçekler ortada dolaşırken niye farkedilmediklerini anlamak mümkün değil. Farkedilen tek utanç abidesi gerçek ise, boğulmuş bir annenin, küçücük yavrusunun cansız bedenine sımsıkı sarılmış, insanı dehşete düşüren korkuç görüntüsüdür. Doğru olan ve yapılması gereken girişim, kaçak göçmen grublarının daha yolun başındayken yakalanmalarının sağlanması ve bu tür yasa dışı işleri organize eden çetelerinde çökertilmesidir. Sonradan facia feryatları atmanın hiçbir mantığı ve açıklaması olamaz. İnsan kaçakçılığı önemli bir sektör haline gelmiştir. Yasadışı yollarla yapılan bu insan ticaretinden, örgütler yılda 7 milyar doların üstünde kazanç sağlamaktadır. Bu kanlı ve ölüm kokan paranın bedelini, son 14 yılda Ege ve Akdeniz'de yaşamını yitiren 3 bin 900 mültecinin cansız bedenleri ödemiştir. Ölümle sonuçlanan bu yolculuklardan, Sahil Güvenlik güçlerimiz sorumlu tutulamaz. Devlet, sahip olduğu ilgili kurumlarıyla uluslararası ilişkiler çerçevesinde sergileyeceği tutarlı dış politikaları üreterek, kansere dönüşmüş bu soruna çözüm bulmalıdır. Umutla başlayıp, ölümle sonuçlanan bu hayal yolculuğuna Türkiye aracı olmamalı ve kesinlikle geçit vermemelidir

Bu yazı toplam 1426 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.