Mersin Konteyner Limanı 12 yıldır neden gecikiyor?

Mersin Konteyner Limanı 12 yıldır neden gecikiyor?

MESİAD Başkanlar Kurulu Başkanı Mustafa Güler, “Çünkü konteyner limanı inşaatı başladığı zaman mevcutların değeri tabiî ki bu kadar yükselmeyecektir. Çok basittir bunları kimlerin yaptığı” dedi.

Mersin Sanayici ve İş İnsanları Derneği (MESİAD) Başkanlar Kurulu Başkanı Mustafa Güler, katıldığı bir televizyon programında; havalimanı gibi yapımı yılan hikayesine dönen Mersin Konteyner Limanı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Limanların ekonominin temel rol üstlenen araçları olduğunu ve bunlar olmadan yaşamı sürdürmenin olanaklı olmadığını dile getiren Güler, “Lojistik olmadan ticaret, ticaret olmadan üretim olmaz” dedi. Üretilenlerin dünya ile paylaşılması, dünyaya erişme, ihtiyaçların dünyadan karşılanması için mutlak anlamda lojistiğe ihtiyaç olduğunu vurgulayan Güler, “Lojistik bu haliyle ticaretin ve dünya gelişiminin en önemli, birinci sırada rol üstlenen alanı, hizmet organizasyonudur. Mersin Limanı’nın 1800’lü yıllarında bir iskele ile başlayan serüveni süreç içerisinde büyüyen Türkiye potansiyelinin dünya ile buluşturulması noktasında iskelelerin yetmemesi sonucu 1960’larda hizmete alınan bugünkü yapıya kavuştu.

Mersin’in varoluşu da limana bağlı, kent iskele ile birlikte doğan bir yerleşim yeri. Yani 200 yıl dolmadan 0 nüfustan bugün 2 milyon nüfusa erişen Mersin’in temel göstergesi limandır. Mersin’in varoluşunda temel gösterge, parametre limandır. Liman bu anlamda Türkiye’nin de önemli bir merkezidir. Onun için de Türkiye, Mersin üzerinden dünya ile buluşmuş ihracat-ithalat yapmış ve yaşamını sürdürmüştür” dedi.

mustafa-guler-(1).jpg“MERSİN LİMANI, HİNTERLANDI EN GENİŞ LİMANLARDAN BİRİ”

Mersin Limanı’nın, hinterlandı en geniş limanlardan olduğunu vurgulayan Güler, Mersin Limanı’nın Türkiye’de Orta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun dışa açılan kapısı, aynı zamanda Irak, İran, Kafkas ülkeleri, yeni yapılan İpek Demiryolu Ağı ile Orta Sibirya ve Pekin’e kadar uzanan bir güzergahın Doğu Akdeniz’deki çıkış kapısı olduğunu anımsattı. “Nitekim geçen yıl İpek Demiryolu Ağı açılışında ilk katar Mersin’e geldi. Yine aynı yolu izlemek suretiyle ilk katar da Mersin’den kalktı. Mersin ile başlayıp, Mersin ile biten bir dünya buluşması var burada” diyen Başkan Güler, “Lojistik öyle önemli bir olay ki; bugün dünyanın ticaret hacmi 100 trilyon doların üzerindedir. Ama dünya ticaretinin değişmez parametresi şudur ki, bu pastanın yüzde 25’ini lojistik oluşturuyor. Yani tohumdan sofraya kadar olan sürecin tamamını kapladığı zaman da en az lojistik 20-25 trilyon dolarlık bir pasta olarak karşımıza çıkıyor.

Mersin’in, Türkiye’nin konumu, 3 kıtanın buluştuğu yerdir. Afrika, Asya ve Avrupa’nın buluştuğu tek merkez olmakla çok önemli bir lojistik üstür burası aslında. Otomotiv sanayinin gelişmesi de buna bağlıdır. Çünkü Uzakdoğu’daki Japon sanayiciler Avrupa ile rekabet edebilmek için Türkiye’ye gelip, buradan dünyaya açılmak isterken aynı şekilde Avrupalılar da Japonlar ile başa çıkabilmek, rekabet edebilmek için Türkiye’ye, Mersin’e gelmektedir. Böylesine büyük bir ticaret hacminin adıdır Mersin” diye konuştu. 

MERSİN LİMANI KAPASİTESİNİ DOLDURDU

mustafa-guler-(2).jpgMersin Limanı’nın özelleştirme sürecine dair de bilgiler veren Mustafa Güler, tıkanan bürokrasi ile işlemez hale gelen limanın 12 yıl önce özelleştirildiğini aktardı. Özelleştirmenin ülkenin yararına olduğunu dile getiren Güler, özelleştirmenin hacminin büyütülmesini ve genişletilmesini sağladığını belirtti. “Nitekim 100 binler ile ifade edilen elleçleme kapasitesinden bugün 1 milyon 700 bin TEU gibi rekor bir seviyeye erişildi” diyen Mustafa Güler, “Yani Mersin Limanı bu haliyle aslında kendi kapasitesini de doldurmuş vaziyette neredeyse. Nitekim özelleştirmede yapılan sözleşme de 1 milyon TEU’ya erişilebilecek bir yatırımın yapılması şart koşulmuştu.

KONTEYNER LİMANI İLK OLARAK 2007’DE GÜNDEM GELDİ

Bu kapasitenin yakın zamanda doldurulabileceğini düşünen hükümetimiz 2007’de yılında Ulaştırma Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı ile birlikte Avrupa ile entegrasyonu sağlamak üzere bir rapor hazırlanıyor. Bu raporda 4 denizimizde 4 yeni yapılması öngörülüyor. İşte bu limanlardan biri Mersin Limanı’nın önüne yapılması düşünülen ve kapasitesi itibariyle 4 liman arasındaki en büyük proje olan Mersin Konteyner Limanı’dır. Ayrıca Ege’de Çandarlı Limanı’nın yapılması planlanıyor ki şuan bu liman inşaatında sona yaklaşılıyor. Derince Marmara ve Karadeniz’de de Kilyos Limanları planda öngörülen diğer yatırımları olarak biliniyor. Ayrdıca Çanarlı ve Mersin Limanları,  Avrupa Deniz Otoyolları Projesine uygun olarak hayata geçirmeyi planlıyor.

Konteyner Limanı’nın, Mersin Limanı ve Serbest Bölge limanın ön tarafına tamamen deniz doldurulmak suretiyle inşa edilmesi planlanıyor. Yeni liman deniz dolgusu ile elde edilirken bağlantı yolu olarak Serbest Bölge’den otobana çıkan bağlantı yolu projesi bulunmaktadır.

Mevcut limanın kapasitesinin 2 milyon TEU civarında olabileceği düşünülerek yeni limanın kapasitesi 12 milyon TEU olarak belirleniyor.

Yeni liman bağlantıları ile Doğu Akdeniz’i Afrika, orta Çin ve kuzeyde Orta Sibirya’ya kadar uzanan bir geniş alanın hammaddesini sanayi ülkelerine, oradan da sanayi ürünlerini alıp karşıya taşıyabilecek dev bir organizasyon, dev bir ticari hacim yaratacaktır.

Mersin bu yeni liman ile derinlik 30 metrenin üzerine çıkarıldıktan sonra 40-50 bin tonluk gemilerin yanaşabileceği büyük bir limana dönüştürülecekti. Bir üs olarak da görülen limana gelecek gemilerin yüklerinin yakın limanlara taşınması planlanıyordu.

“BU GECİKTİRME TÜRKİYE’YE BÜYÜK KAYBETTİRECEKTİR”

Yeni limanlar kentlere ‘kıyak’ veya ‘iyilik yapalım’ mantığıyla değil, coğrafi konumu nedeniyle seçildi. Lojistik dünyanın en önemli hizmetlerinden biridir. Dünyanın en zengin kentleri Singapur, Hong Kong, Hamburg’dur ki bunların hepsi lojistikten bu parayı kazanıyor, bu zenginlik buna bağlı. Genelde Türkiye, özelde Mersin dünyanın en önemli lojistik üslerinden biridir. Lojistik Mersin’in coğrafi misyonudur. Ne Mersin bundan kaçabilir, ne de Mersin’den kaçırılabilir. Olsa olsa muğlaklık, bulanıklık yaratılarak Doğu Akdeniz gibi belirsiz bir kavramla buradan uzaklaştırılmaya çalışsalar bile bunu başka yere çekme olanağı yok. Çünkü bu liman bu coğrafyaya, bu derinliğe, bu lokasyona has bir projedir. Buraya ait bir olaydır. Mesele burayı geciktirmekten başka bir işe yaramıyor. Ama bu geciktirme Türkiye’ye büyük kaybettirecektir.

“BİRİLERİ BURAYA MÜDAHALE EDİYOR”

Mersin Limanı’ndaki doluluğu gerekçe göstererek daha doğudaki limanın kapasitesinin arttırılması Türkiye’ye kazanç sağlamaz. Özel görüşmelerimde de yetkililerin söylediği şudur, ‘Birileri buraya müdahale ediyor. Bir bulanıklık, muğlaklık yaratarak bunu belirsizliğe sürüklerken kendi malını değerli kılmaya çalışıyor’. Çünkü konteyner limanı inşaatı başladığı zaman mevcutların değeri tabiî ki bu kadar yükselmeyecektir. Çok basittir bunları kimlerin yaptığı. Kimlerin aleyhine olabilir bu iş. Veyahut da bu limanın burada olmaması kimin lehine olabilir? Bundan kim kazanç sağlayabilir sorusunu sorduğumuz zaman yanıtı ararken, belirsizlik yaratmanın kimin işine yaradığını, kimin bunu yapabileceğini rahatlıkla bulabiliriz. 

“BİZ KENDİ LİMANIMIZI, BİZE AİT OLANI İSTİYORUZ”

Biz kimsenin limanına engel de değiliz. İsteyen limanını faaliyete geçirebilir. Yani İskenderun’un da, Ceyhan’ın da liman olsun, bizim açımızdan sorun değil. Biz kendi limanımızı, bize ait olanı istiyoruz.

Limanlar ülkenin dışa açılan kapısıdır. Limanlar ne kadar çok olursa bizim dış ticaret hacmimiz o kadar büyür. Biz ülkemizi, insanları seviyoruz. Ülkemizin her yerinde limanların, havaalanlarının, bağlantı yollarını çoğalmasını istiyoruz. Biz kimsenin limanın önün engel değiliz. Ama biz bize ait olan limanın yerine konmasını istiyoruz. Çünkü bunu isteseler de götüremeyecekler. Bu liman Mersin coğrafyasına aittir. Ama şimdi bunu geciktirmek suretiyle geçici fayda sağlamak isteyenler vardır. Kendilerine dair küçük hesaplar yapmaktan vazgeçsinler. Ülkenin çıkarlarını düşünsünler. Kendi çıkarlarını ülke çıkarları içinde görürler ise büyürler” şeklinde konuştu.

“MİLLETVEKİLLERİ İLGİSİZ KALDI”

Konteyner Limanı’nın 11. Kalkınma Planı’nda görüşüldüğü esnada bir yazı yazarak, tüm Mersin milletvekillerine göndererek destek istediğini de açıklayan MESİAD Başkanlar Kurulu Başkanı Mustafa Güler, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Ancak müdahil olmadılar. Sadece sayın Plan Bütçe Komisyonu Başkanı ve Milletvekilimiz Lütfi Elvan, cumhurbaşkanı yardımcısına soru sorarak, ‘Bu Doğu Akdeniz neresidir?’ diyerek orada bir Mersin adını andı ve herkes bununla yetindi. Ancak liman plana Doğu Akdeniz olarak kayda geçti. Üzüntüm şu; milletvekillerimizden hiç biri ama hiç biri planda limanın yeri ile ilgili Doğu Akdeniz ifadesinin düzeltilmesi için ne önerge verdi, ne de konuştu üzerine. Haksızlık yapmamak için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki ve Plan Bütçe Komisyonu’ndaki tüm tutanakları oturdum teker teker inceledim. Acaba bir milletvekilimiz bir önerge vermiş midir? Diye baktım. Önerge verse reddedilebilir. Ama ben bu gayreti görmek istiyorum aslında. Ancak ben bunu göremedim. Buradan milletvekillerine çağrıda bulunuyorum; lütfen Mersin’in sorunlarını kendi sorunları olarak belirlesinler ve üzerine yürüsünler. Çünkü vekilimiz olarak görevleri bu.

“KONTEYNER LİMANI’NA MERSİN TALİP OLMALI”

Konteyner Limanı, Mersin’in ana sorunlarından birisidir. Çünkü 12 yıldır geciktirilmiştir ve bu erteleme birilerini değirmenine su taşıyıp, onları daha karlı hale getirmiş, Mersin’e zarar vermiştir. Mersin’de mevcut liman kapasitesinin sonuna geliyor. Yeni liman inşaatı 3-5 sene sürecek, büyük bir dolgu ile yapılacak bir iştir. Bu limanın maliyeti büyüktür ama Mersin buna talip olmalıdır. Çeşitli gerekçelerle yıllardır ertelenen bu liman hükümet ile çatışmakla değil, ona destek olmak için istenmelidir.

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in de bu konuda önderlik yapması gerekiyor. Bu Mersin’in sorunudur. Mersin’in sorunu Büyükşehir Belediye başkanının da sorunudur, sorunu olması gerekmektedir. Bunun için de büyükşehir, hükümet bu projeyi yap-işlet-devret modeliyle yapmıyorsa teklifte bulunabilir. Biz de Mersinliler olarak buna talibiz demeliyiz. Kimler olabilir bu yapıda; büyükşehirin öncülüğünde Mersin Deniz Ticaret Odası, Ticaret Sanayi Odası, Ticaret Borası, Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB), taşımacılar ve bu kenti seven tüm sivil toplum örgütlerinin katılımıyla kurulacak olan bir şirket bu limanın yapılmasına rahatlıkla talip olabilir, olmalıdır da. Bunun finansmanı kendi içerisindedir. Konteyner Limanı’nın etüt çalışmasında, projenin maliyeti yaklaşık olarak 353 milyon Avro’dur.

“LİMANIN FİNANSMANI KENDİ İÇİNDE”

Toplam kapasitesi 2 milyon TEU’nun altında olan Mersin Limanı bugün 2 milyar dolar ticaret hacmine erişmiş vaziyette. Çünkü yüzde 40’ı daha yakın zamanda 850 milyon dolara satıldı.

Konteyner Limanı’nın maliyetini 1 milyar dolar olarak da kabul edebilir, maliyeti 3 katı kadar daha şişirebiliriz. Bunu finansmanı kendi içerisindedir. Buraya talip olduğumuz zaman dünyanı tüm finansörleri bu projeye finans sağlamak için koşup sıraya girerler, Gireceklerdir. Bu liman çok hızlı bir biçimde ve zamanından daha erken bitirilebilecek bir limandır. Çünkü bu kente ait olanı savunmak başta bu kentin önderlerine düşer. Yani bunların başında da Vahap Seçer başkanımız buna öncülük yapabilir, yapmalıdır.

Sağa sola koşuşturmadan Doğu Akdeniz gibi belirsiz bir noktaya ötelemeden biz Mersin Konteyner Limanı’nı yapmaya talibiz ve Mersin’e bu limanı da yaparız. Dünya ile entegrasyonu sağlamak için yapmamız gerekenler var. Limanın kuzeyinde 10 bin dönümlük bir lojistik alan ayrılmış durumda. Bu konteyner limanın arka planındaki bir çalışmadır. Bunun yapılması için de finansman gerekmemektedir, bir organizasyon meseledir. Yani lojistik merkezi faaliyete geçtiği zaman şehrin içindeki tüm tır ve çirkinlikler kaldırılarak bu merkeze taşıma ve dev bir ticaret merkezi kurmaya başlamanın da yolu buradan geçiyor. Örneğin lojistik merkez içerisinde binlerce Tır’ın gelip gittiği yerde tamirciler, benzin istasyonları gibi pek çok destek hizmet alanları olacaktır.

Limana el atmamız gerekiyor, bu belirsizlikten kurtarılması lazım. Bu belirsizlik realize edilerek Mersin ekonomisini büyütülmesi, her gün başkanların kapısını aşındıran binlerce işsizin istihdam edileceği, umut olabilecek bir alana el atmak gerekiyor. Mersin, halk ve işsizler adına bunun yapılması lazım. Oturup seyirci kalamayız.

Liman bir lokasyondur, topu taca atma derler buna. Belirsizliklere sürüklenmek Mersin’i sevmemek, Mersin’e düşman olmak demektir. Buna seyirci kalmamalıyız. Biz bunu yapalım ki Mersin’in önünü açalım, makus tarihini yenelim.

Türkiye’den daha fazla işsizlik oranına sahip olunması Mersin adına ayıptır. Bu ayıbın giderilmesi de bu ayıbın atılmasına bağlıdır. Bu sayede yeniden Türkiye’nin gözbebeği olacak, tüm Türkiye’ye ışık satacak bir merkez ve yeni adımların başlangıç noktası olabilir Mersin.

“LİMANI BURADAN KAÇIRMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Limanı buradan kaçırmaya çalışıyorlar. Lojistik merkez devreye girecek, on binlerce istihdam sağlanacaktı. Ekonomi mutluluğun anahtarıdır. Aş olmadan, iş olmadan mutluluk, refah, barış olmaz. Ekonomi sihirli bir başlangıçtır ve ekonomi ile demokrasi birbirinden ayrılmaz ikilidir. Mersin’in önderi, lideri büyükşehir belediye başkanıdır. Kent önderimizdir. Doğal olarak lokomotif, öncü, önder olmasını istiyoruz. Lokomotifi başa koymadığımız zaman vagonlarda ne kadar çok yük olursa olsun istasyonda çürür. Vagonların menziline erişmesi için başlarında lokomotif olması lazım. Limanımızı yapmak, bitirmek istiyoruz. Kağıt üzerinde haritada işaretlenmiş konumuyla değil hizmet verir noktaya getirilmesini istiyoruz. Çünkü zaten mevcut limanın kapasitesinin sonuna geliniyor” 

Hediye EROĞLU - MERSİN / LOJİPORT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.