Megalight treyler ile Ro-Ro bypass edilebilir

Gökbora Lojistik, filosundaki hafif treyler (megalight) sayısını 150’ye çıkarttı. Teslimat töreni öncesinde konuşan TIRSAN Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, rekabetin inanılmaz boyutlara geldiğinin altını çizerek, “Doğal olarak herkes rekabette avantajlı hale geçmek istiyor. Üreticiler de, bu avantaja katkıda bulunmak için çabalıyor. 2009 yılı şubat ayında Ar-Ge merkezini kurduk. Böylece mühendislikteki ciddi deneyimlerimizi birkaç adım daha öne taşıdık. Özellikle uluslararası nakliyede ve yurtiçi taşımacılarının rağbet ettiği megalight treylerimizi geliştirdik. En büyük özelliği çok özel bir malzemeden yapılmış olmasıdır. Bu malzemenin getirdiği avantajlar da, normal çelikten çok daha fazla. Daha hafif olmasına karşın, daha mukavemetli bir ürün yaratabiliyorsunuz. Megalight treyler, emsallerine oranla 1.5 ton daha hafiftir. Bu, öncelikle boşken yüzde 2 oranında mazot tasarrufu demektir. Bu da özellikle 5-6 bin kilometre süren batıya olan taşımalarda önemli rakamlar anlamına gelir. Bir başka özelliği de, batı kapılarından çıkıldığında istiap haddinin değişmesiyle birlikte bu araca 26 ton yükleyebiliyorsunuz. Batıya karayolu ya da Ro-Ro ile çıkabiliyorsunuz. Ro-Ro ile yapılan taşımalarda 2 ton daha fazla yükleyebilirsiniz. Çünkü, direkt İtalya’ya gittiğiniz için AB regülasyonlarına göre 2 ton avantajınız söz konusu. Ama bu araçla Ro-Ro’ya ihtiyaç duymadan karayoluyla taşıyabilirsiniz. 26 ton ile karayolundan da gidebilirsiniz” diye konuştu.

“SU TAŞIMACILARI 24 PALET YERİNE 26 PALET YÜKLÜYOR”

Megalight treylerin yurtiçi taşıma yapan nakliyecilerin de gözdesi olduğunu belirten Nuhoğlu, “Taşımada da yol denetimlerinin artması, ağırlık kantarlarının yoğunlukla kullanılmasıyla yurtiçinde de megalight treylere inanılmaz bir talep gelmeye başladı. Özellikle su ve meşrubat taşımacılarında net olarak yararını görebiliyoruz. Örneğin, su taşımacıları 24 palet atabiliyorken, bu ürünle birlikte 26 palete çıktılar. Çok kısa mesafede 2 palet daha fazla yüklenmesi büyük avantaj demek” açıklamasını yaptı.

“RO-RO’DA YAŞADIĞIMIZ TONAJ SORUNU ASGARİYE İNDİ”

Filolarında bulunan 750 aracın 150’sinin hafif treylerlerden oluştuğunu ifade eden Gökbora Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Çak da,  “Bu tür dorselerle Ro-Ro’da yaşadığımız tonaj sorunu asgariye indi. Böyle olduğunda ve rakamlara bakıldığında, karadan taşımanın daha cazip olduğu gözüküyor. Bizim gözlemlediğimize göre, minimum 300 Euro, yabancı plakalı çekicilerimizi de devreye soktuğumuzda 500 Euro’yu geçiyor. Bizim Batı Avrupa’ya aylık 700-800 seferimiz var. Rakamlar ortada. Ro-Ro fiyatları biraz daha cazip olursa belki Ro-Ro’ya döneriz. Ama şu anda cazip olan kara taşımacılığı gibi gözüküyor” diye konuştu.

“MEGALIGHT TREYLER İLE KARLILIĞIMIZ ARTTI”

İlkleri hep TIRSAN ile yaşadıklarını söyleyen Çak,  “TIRSAN ile ilk Jumbo TIR’ımızı aldığımızda tanıştık. Yenilikleri de ilk TIRSAN ile denedik ve bu ürünlerle rekabeti lehimize çevirdik. Taşımacılıkta kar payları çok düşük olduğu için araçlarımıza daha fazla yük koymaya çalışıyoruz. Ama bu da bize kantar cezaları olarak geri dönüyordu. 2009 yılında megalight treyleri denemek bana müthiş heyecan verdi. O günden bugüne dorse yatırımlarımızı hafif metalle yapılmış dorselerden seçtik. Şirketimizdeki ceza ve akaryakıt masraflarındaki düşüşe bakınca da, karlı bir iş yaptığımız ortaya çıkıyor.  Meslektaşlarımıza da bu tür araçlara yatırım yapmalarını tavsiye ederim. Parsiyel taşımacılık yapıyoruz. Önceden 23.5-24 ton koyuyorken, şimdi 27 tonlara kadar çıkabiliyoruz. Bu, yüzde 10’lara çıkabilen çok önemli bir navlun avantajıdır. Kar çok minimize olmuş bir vaziyette. Hesaplarınızı çok ciddi yapmak zorundasınız” ifadelerini kullandı.

“BULGAR VE ROMEN ŞOFÖRLER DAHA KALİTELİ”

İtalyan, Bulgar, Romen ve Alman plakalı araçlarının olduğunu belirten Şenol Çak, Türk ve yabancı şoförler arasındaki farkı da şu sözlerle ortaya koydu: “Yabancı şoför çalıştırmak 450-500 Euro’ya mal oluyor. Türk şoförünün ise bize maliyeti 1.400-1500 Euro’dan aşağı değil. Bir de en büyük belamız işten ayrılan, emekliye ayrılan şoförler ertesi gün soluğu mahkeme kapılarında alıyor. Geriye dönük kıdem tazminatı istiyorlar. Bu da bize sıkıntı veriyor. Bulgaristan ve Romanya’yı göz önüne alırsak bu ülkelerin şoförleri bizim Türk şoförlerinden çok daha ucuz ve kaliteli.”

Şenol Çak, Suriye ile yaşanan gerginliğin artması ve savaş çanları çalınmasının da sektöre büyük zarar verdiğini ifade ederek, “Suriye’ye çalışan önemli bir nakliyeci sayısı vardı. Bütün bu meslektaşlarımız başka pazarlara girdi. Bu da fiyatların aşağı çekilmesine neden oldu” diye konuştu.

“NORMAL TREYLER ÖZELLİKLERİYLE BİZDEN HAFİFİ YOK”

Treylerde sağladıkları hafiflik için yalnızca alaşımın tek başına yetmeyeceğini ifade eden Çetin Nuhoğlu da, sorumuz üzerine bizi şöyle yanıtladı: “Özellikle mukavemet etkisi olmayan bazı parçaların çıkartılması şart. Çelikten alüminyuma geçmek ve dizaynı aynı mukavemeti sağlayacak şekilde değiştirdiğiniz an hafifliği sağlayabiliyorsunuz. Çok özel bir dizayndır, bir başka arkadaşımız treylerin ortasında delikler açmış ve bu hafif treyler oldu demişse bu başka bir şeydir. Dünyada 1.5 ton hafifliğe ulaşan başka firmalar da var. Ancak, onların da belli sınırlamaları bulunuyor. 2.250’ye ulaştılar. Ancak, orada 60 km sürati geçmeyeceksin veya şu standartta, şu güzergahı kullanacaksın deniliyor. Hem normal treyler gibi kullanacaksın hem de 1.5 ton hafif olacaksın. Şu an bizim dışımızda böyle bir treyler yok. Şunu da ilave etmek gerekir. Bu araçlar inanılmaz rekabetçi. Ağır yük taşımalarında öyle yükler var ki, mecburen Ro-Ro’ya yönlendiriliyor. Bir ithalatçı firma ihaleye çıkmıştı. Ancak, malları 24.500 kiloya fikslemişti. Nakliyeci de ‘Ben ro-ro kullanmıyorum. Bunu çekemem’ demiş. İthalatçı da, ‘TIRSAN hafif treylerini alırsan çekersin’ diye yanıtlamış. Artık ithalatçı da, gelişmeleri yakından takip ediyor. Nakliyeci de, o gün araçlarını normal megadan hafif megaya çevirdi. Yüzde 10 bu dönemde hiç kimse kar etmiyor. Yüzde 10 çok önemli bir rakamdır.” 

LOJİPORT