Dayak yiye yiye TIR filosu kurdu

Dayak yiye yiye TIR filosu kurdu

"Kamyona mal yüklerken ilmek atamadım. Kamyonun şoförü Mehmet abi öyle bir dövdü ki başım yarıldı, 9 dikiş attılar. O gün bu işlerin zorluğundan...

"Kamyona mal yüklerken ilmek atamadım. Kamyonun şoförü Mehmet abi öyle bir dövdü ki başım yarıldı, 9 dikiş attılar. O gün bu işlerin zorluğundan ve yediğim

dayaktan dolayı pes edip işi bıraksaydım bugün halen işçi olarak kalırdım."  Bu sözler,

bugün 100 TIR'lık Megatarans, havacılık okulu ve hava taksi şirketi sahibi Ahmet Özbey'e ait. Malatyalı Özbey'in kamyon muavinliğinden, TIR filosu patronluğuna oradan da havacılık sektörüne uzanan ilginç bir hikayesi var. Bugün kurduğu şirketlerde 500 çalışanı olan Özbey, havacılık okulu ve hava taksi işinde büyüyeceklerini söylüyor. Hava taksi hizmeti için Beechjet 400A tipi bir jet uçak alan Özbey, yoğun talep üzerine 2 uçak siparişi daha vermiş. Özbey, ilk uçağı seçim süresince saati 3 bin 200 dolardan Saadet Partisi'ne kiraladıklarını söylüyor. İşadamlarından da hava taksiye yoğun

ilgi olduğunu belirten Özbey, uçakların boş kalmadığını söylüyor.

 İran Devrimi'nden kıl payı kurtuldum  

Ahmet Özbey, 1960'lı yıllarda muavinlik yaparak başladığı iş hayatında, 30 kuruşa kayısı tarlalarında da çalışmış, odun da taşımış. Özbey, bugün geldiği noktaya hırsı ve çok çalışması sayesinde geldiğini söylüyor. Bugün 100 TIR'lık bir filoya sahip Megatrans şirketinin de sahibi. "Yumruk yediğimde pes etseydim bugün en fazla şoför olurdum. Ama şimdi işadamıyım" diyen Malatyalı Ahmet Özbey hikayesini şöyle anlatıyor:

"16-17 yaşlarında muavinlik yapıyordum. İki defa yumruk yedim. Sirkeci'   de eşya yüklüyoruz. Mesafe olmadığı için ilmek atamadım. Kamyonun şoförü Mehmet ağbi öyle bir yumruk attı ki başım yarıldı. Sirkeci'de bir sağlık ocağına götürüp dokuz dikiş attılar. Pes etmedim. Başka bir seferde yine İzmir'e gittik. Kayısı götürdük. Kamyonun bakımı yapılması lazımdı. Daha vakit var diye bakımı ihmal ettim. Mehmet abi beni yine öyle dövdü ki İzmir sanki başıma yıkıldı. Yumruk yiye yiye sektörde yoğruldum. Benimle birlikte bu işlere başlayanlar hep ayrıldı. Pes etseydim bugünlere asla gelemezdim. İlkokul diplomasını aldığım gün işe başladım. Evin yakınındaki dereden kum yapıp sattım. Her türlü hamallığı yaptık. Odun taşıdım. İş olduktan sonra hiç küçük görmem. 30 kuruş kayısı toplama yevmiyesine gittim. İran'da 5 yıl çalıştım. Güzel bir para kazandım. İran Devrimi'nden 5 gün önce İran'dan ayrıldım. Paralarımı kurtarmıştım. Birçok arkadaşın parası kaldı. Türkiye'ye dönüp askerliğimi yaptıktan sonra küçük bir minübüs aldım. Daha sonra biraz daha büyüğünü ve sonunda büyük otobüs aldım. 1981'de TIR teşvikleri vardı. Hollanda'ya gidip o günkü parayla 30 bin Gulden'e abimle TIR aldık. Taşımacılık yapmaya başladık. Hollanda'dan İran'a 30 bin Gulden'e mal taşımaya başladık. İlk seferde TIR'ın parasını çıkardık. Çok güzel paralar kazandım. Daha sonra bunu yenileri takip etti ve bugün 100 TIR'a ulaştık. Şirketlerimde 500 kişi çalışıyor. Havacılık okulumuzun yanı    sıra hava taksi işine girdik. İşler yoğun. Beechjet 400A tipi konforlu bir    jet alarak girdik bu sektöre. 2 tanesinin daha siparişini verdik. Bu sektörde büyümeye devam edeceğiz."

 Havacılığın pilot fabrikası

Türkiye'de hızla büyüyen havacılık sektörü için pilot yetiştiren Sindel Havacılık da Ahmet Özbey'in şirketlerinden biri. Uçak Eğitim Okulu'nda eğitimlerin 13 ayda tamamlandığını belirten Sindel Havacılık Başkanı Ahmet Özbey, 2001'de bu sektöre girdiğini söyledi.

Havacılık sektörüne girişini de "kader kısmet" olarak nitelendiren Özbey, "2001'de havayolu yolcu taşımacılık işine girmeyi niyetlendik. Çalıştığımız bankanın müdürü bize bu sektörde iş yok. THY dahil havacılık sektöründe gelecek görmüyoruz' dedi. Biz de bu söze göre sektöre girmekten vazgeçtik. Bir ay geçmeden Bursa'daki Havacılık Okulu'nun satışa çıktığını öğrendik. Burayı satın alarak sektöre adım attık. Bu okulu Ankara'ya taşıdık. İstanbul'da teori, Ankara'da pratik eğitim veriyoruz. Hiç bilmediğim ve aklımdan dahi geçmeyen bir sektöre böyle girdik" diye konuştu. Bugün havacılık sektöründe birçok pilotun Sindel Havacılık Uçak Eğitim Okulu'nda eğitildiğini  belirten Özbey, "Bundan üç yıl önce sektördeki yabancı pilot sayısı 260'ın üzerinde idi. Bugün bu sayı 150'nin altına indi. Yerli ve bayan pilot payı yükseliyor" dedi.

Japonya'dan gelen bile var    

Eğitim için 8 uçağı bulunan Sindel Havacılık, 13 aylık pilot eğitimini 50 bin dolara veriyor. Pilot adayları bu eğitimin ardından işe başlayacakları havayolu şirketi tarafından da eğitime tabi tutulduktan sonra uçuşlara başlayabiliyorlar. Öğrencilerle ilgili ilginç tespitlerde bulunan Özbey, bayan öğrencilerin işi daha sıkı tuttuğunu, erkek öğrencilerin ise eğitimde gırgır geçtiklerini söylüyor.

Pilot eğitimine en fazla Türk Silahlı Kuvvetleri'nden emekli olan askerlerin ilgi gösterdiğini belirten Özbey, son dönemlerde yabancı uyruklu öğrencilerden de ilgi olduğunu söylüyor. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün yaptığı düzenlemelerle yabancı öğrencilerin gelmesinin kolaylaştığını belirten Özbey, "Balkan ülkelerinden, Türkmenistan, İran, Azerbaycan'dan öğrencilerimiz var. Japonya'dan bile öğrenci geldi" diyor

İdris ÇOKAL - REFERANS

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.