Başka olur, klasik oto tutkusu

Başka olur, klasik oto tutkusu

Avrupa'da olduğu gibi özel statü bekliyorlar. Yerli dizi film ve reklamların vazgeçilmez maskotu haline gelen klasik otomobiller, dünyada gördüğü itibarı...

Avrupa'da olduğu gibi özel statü bekliyorlar. Yerli dizi film ve reklamların vazgeçilmez maskotu haline gelen klasik otomobiller, dünyada gördüğü itibarı Türkiye yollarında bulamıyor. Avrupa ve ABD'de özel plaka tahsis edilen klasik otomobillerle ilgili Türkiye'de henüz yasal bir düzenleme bulunmuyor. Resmi bir tanımı olmadığı için son model otomobillerle aynı kefeye konan 'yaşlı kurtlar', birçok prosedür nedeniyle zorluklar yaşıyor. Özellikle muayene işlemlerinde 2011 model araçlarla bir tutulan klasiklerde, fabrika orijinalinde bulunmayan donanımlar aranıyor. Yarım asrı yollarda devirmiş otomobillerin sahipleri ise, Avrupa ve ABD'de olduğu gibi klasik otomobiller için yasal bir tanımlama bekliyor.

Uluslararası Tarihi Taşıtlar Federasyonu'nun (FIVA) kriterlerine göre, 30 yaşını doldurmuş ve fabrika orijinali değiştirilmemiş araçlar, 'Klasik otomobil' olarak tanımlanıyor. 60 yaşını geçen araçlarsa 'antika otomobil' sınıfına giriyor. FIVA, motor gücü sonradan değiştirilen, emniyet kemeri eklenen veya modifiye gibi müdahale yapılan araçlara 'Klasik- antika otomobil' sertifikasını vermiyor. İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği Genel Sekreteri İlker Tayalı, ABD, Almanya ve Yunanistan gibi ülkelerde, özel plakaya sahip olan klasik otomobillere bazı kolaylıklar sağlandığını anlatıyor. Klasiklerin orijinal donanımlarına göre denetime tabi tutulduğunu söyleyen Tayalı, Türkiye'de yasal anlamda gereken itibarı görmediğine değiniyor. 1950 model birçok otomobilin fabrika çıkış orijinalinde emniyet kemeri bulunmadığına dikkat çekerek, "Bizim araçlarımızın hepsi fabrika çıkış orijinalindeki araçlar. Ancak 40-50 yaşındaki klasikler, muayene işlemlerinde 2011 araçlarla aynı muameleyi görüyor. Hal böyle olunca da emniyet kemeri veya cam silgeci-silecek suyu gibi aparatların olmaması nedeniyle araçlarımız kusurlu bulunuyor ve trafikte ceza yiyecek duruma düşüyoruz. Hatta sinyal lambası kırmızı olan araçlar kusurlu kabul ediliyor" diyor.

Sorunların bunlarla bitmediğini anlatan Tayalı, yine özel plaka uygulanan ülkelerde bu araçların tarihî eser gibi kabul edildiğini ve çok cüzi vergiler alındığını ifade ediyor. Türkiye'de ise vergilendirmenin motor silindir niteliğine göre olduğu için bazı klasiklerin vergisinin son model aracın vergisini bile geçtiğini aktararak, "Bu araçlar zaten yılın birkaç ayı trafiğe çıkıyor. Bu yüzden Avrupa'da kaç ay trafikte ise ona göre vergi ödeniyor. Türkiye'de ise müzelerde sergilenen araçların bile vergisi var" şeklinde şikâyetlerini dile getirdi. FİVA'nın Türkiye temsilcisi olan Klasik Otomobil Kulübü Başkanı Aydın Harezi de, 30 ile 60 yıl önce üretilmiş araçların yüzde 90'ının yasal prosedürde istenilen şartları sağlayamayacak durumda olduğunu anlatıyor. "Bizim isteğimiz, bu araçlara, özel bir sınıf olduğunu belirten plakalar verilerek kendi donanımlarına göre denetime tabi tutulmasıdır" diyen Kulüp Başkanı, "Bu araçlar uzun yolculuklara çıkan otomobiller değil. Yılın birkaç ayı hobi amaçlı kullanılıyor" şeklinde konuştu. Klasik otomobillerin fabrika üretimi haliyle Avrupa'da trafiğe çıkabildiğini ifade eden Harezi, özel plakalı araçlara, otobüste yaşlı birine nasıl yer veriliyorsa trafikte de sosyal bir anlayışla öncelik gösterildiğini hatırlattı.




ZAMAN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.