Renault, Türkiye’deki Macron’unu  buldu, yeniden zirveye koşuyor

Renault, Türkiye’deki Macron’unu buldu, yeniden zirveye koşuyor

2013 yılında çatısı altına girdiği Volvo ile güçlerini birleştiren Renault Trucks, bu stratejinin tutmaması üzerine yeniden yalnız yürümeye başladı. Türkiye’yi genç lider Delépine’in kaptanlığında tekrar biraraya gelen ekip başarıya taşıyacak.

Uzunca bir süredir sessizliğini koruyan Renault Trucks, yeni yönetimiyle birlikte adından sıklıkla söz ettireceğe benziyor. Fransa’nın popüler lideri  Macron gibi genç, fakat oldukça tecrübeli yeni Genel Müdür  Sébastien Delépine, hedeflerini  “Türkiye’deki Avrupalı markalar arasında ilk üç içerisinde olmak. Lojistik ve inşaat sektörlerinde müşteriye en yakın mesafeden uygun çözümler sunmak ve Türkiye’nin her yanına yayılmış bir bayi ağı ile hizmet etmek” olarak açıkladı.

Yeni yapılanması ile Türkiye'de ticari araçlar sektöründe hedeflerini büyüten Renault Trucks, üst düzey yönetici kadrosuyla sektörü değerlendirdi. Renault Trucks Türkiye Genel Müdürü Sébastien Delépine, Satış Direktörü Ömer Bursalıoğlu, Satış Sonrası Direktörü Serkan Karataban, Mali ve İdari İşler Direktörü İpek Puntar, Pazarlama Direktörü Şebnem Uygurtürk, Bayi Geliştirme Direktörü Özgür Fırat ve İnsan Kaynakları Müdürü Burcu Sarıgül'ün katıldığı özel toplantıda ticari araçlar sektörü değerlendirilirken, Renault Trucks'ın Türkiye'deki hedefleri konusunda bilgiler verildi.

Önümüzdeki yıl Türkiye'de 20. yıllarını kutlayacaklarının altını çizen Renault Trucks Türkiye Genel Müdürü Sebastien Delépine, "Hem lojistik hem de inşaat sektörleri göz önüne alındığında 16 ton ve üzeri ticari araçlar pazarı açısından Türkiye çok önemli bir yere sahip. Renault Trucks, Türkiye'de lojistik ve inşaat sektörlerine odaklanıyor ve en verimli lojistik çözümlerini sunan marka olarak tanınıyor. Renault Trucks olarak tüm Türkiye'ye yayılmış, işini tutku ile yapan, müşteri odaklı ve tecrübeli bayi ağımız sayesinde Türkiye'deki Avrupalı ticari araç markaları arasında ilk üç içerisinde olmayı hedefliyoruz ki çekici pazarında 2017 yılının ilk altı ayına baktığımızda şu anda üçüncü sırada yer alıyoruz" dedi.

renault--(2).jpgÇekici gamında çeşitlilik artacak, inşaata da iki farklı seçenek geliyor

Son 3 yılda 2 milyar Euro’luk bir yatırımla bütün ürün gamlarını yenilediklerini ifade eden Delépine, “Yenilenen ürün gamımızla birlikte mükemmel denilen bir seviyeye ulaştığımızı söyleyebilirim. İlk olarak yapacağımız iş Türkiye’ye getireceğimiz ürün gamını genişletmek olacak. Çekici gamındaki seçeneklerimizi artıracağız. İki farklı inşaat gamındaki araçla da inşaat sektöründe olacağız. Çekici için en önemli ürünümüz T gamı. 3 yıldır Türkiye’de satılıyor. Bunu yüksek kabin T520 modeliyle destekleyeceğiz. Bir diğer seçeneğimiz ise D Wide olacak. Bu araç da, birçok ihtiyacı karşılayabilir ama daha çok yurtiçi nakliye için tercih edilecek. Renault Trucks markası Türkiye’de en iyi yakıt tüketimine sahip marka olarak bilinir. En düşük yakıt tüketimi ve toplam sahip olma maliyetinde çok iddialıyız.

İnşaat gamında ise varlığımızı K gamı ile güçlendireceğiz. Şu anda yeni inşaat grubu gamımızın en önemli oyuncusu olan K gamıdır. Pazardaki 50 ton kapasiteye de sahip olan kamyonların en güçlüsü belki de birincisi. İnşaat grubundaki ürün gamımızı tamamlayıcı özellikte bir de C gamımız var. Bu da daha hafif gereksinimlerde (mikser gibi) kullanılacak. Şehir içi dağıtım segmentine de D16 gamımızla gireceğiz. Yani çok daha geniş bir ürün yelpazesiyle pazarın bütününe hizmet verme arzusundayız” ifadelerini kullandı.

“Galibiyetin jürisi müşteridir, biz de ona odaklanacağız”

Renault Trucks’ın en öne çıkan avantajını “yakıt tasarrufu ve toplam sahip olma maliyeti” olarak açıklayan Delépine şöyle devam etti:  “Hizmet kalitesi de müşteri için büyük önem taşıyor. Bu yüzden pazara birçok satış sonrası hizmet ve ürün sunar hale geldik. Merkezimiz tarafından verilen ve tüm Türkiye’de geçerli olan tam paket hizmetimizi de müşterilerimize sunuyor olacağız. Bu paketler  Avrupa’da da geçerli olacak. Müşterinin sadece kendi işi olan lojistiği yapmasını istiyoruz. Özetle müşteri memnuniyetine odaklanacağız. Çünkü galibi belirleyen jüri, müşteridir.”

Koçaslanlar ile İstanbul’da da çalışılacak, İzmir ve Denizli Özmutlubaş’ın

16 lokasyonda bayilik ve servis hizmeti verdiklerini kaydeden Delépine, “Buna kasım ayında 1 lokasyon daha eklenecek.  20 yılı aşkın hizmetlerini sürdüren Koçaslanlar Grubu ile İstanbul’da da işbirliği yapacağız. Gerçekten müşterisine odaklı bir şirket. Bizim sahip olduğumuz aile değerleriyle %100 uyumlu bir şirket. İzmir ve Denizli’de de Özmutlubaş Grubu’nun yeni iş ortağı ve temsilcisi olduğunu açıklamaktan gurur duyuyoruz. Özmutlubaş Grubu da, yalnızca müşteri hizmeti sektöründe çalışarak büyümüş. Şu an işbaşında ikinci kuşak var. Ana işleri sadece müşteri memnuniyeti yaratmak olmuş. Onlara da teşekkür ediyorum. Bazı servis noktalarında Volvo Trucks ve Renault Trucks’a aynı anda hizmet verilebiliyor. Bunun devam edip etmeyeceğini önümüzdeki günlerde görüşeceğiz. Bazı noktalar çift, bazı noktalar tek marka ile devam edecek. Önemli olan müşteri faydasıdır. Her zamankinden daha güçlüyüz. Her zaman olduğundan daha adanmış bir vaziyetteyiz” diye konuştu.

Niye birleştiler? Niye ayrıldılar?

Basın toplantısında soruları da yanıtlayan Renault Trucks Türkiye Genel Müdürü Delépine, bizim 2013 yılında Volvo Trucks ile satış ve pazarlama hizmetlerini niye birleştirmiştiniz, şimdi niye ayırdınız? Sorumuzu şöyle yanıtladı:

“Stratejileri yöneticiler belirler. 2013 yılında görevde olan CEO’nun yönetim stratejisi dahilinde çok markalı yürümek durumundaydık. Türkiye de tek bir organizasyonla iki markayı yönetir hale geldik. Ancak, son iki yıldır sonuçlara bakıldığında bu stratejinin çok da başarılı olmadığı görüldü. Sonra başka bir CEO geldi ve her bir bölgede kendi marka stratejilerini yönetme kararı aldı. Sonuç itibariyle aynı grubun parçasıyız. Şu an itibariyle her markanın ilgili pazarında kendi pazarlama stratejilerini yönetme sorumluluğumuz var. Türkiye’de de aynı grup olmakla birlikte farklı şekillerde yönetilmesi kararı alındı. Bize de bunu uygulamak kalıyor. Türkiye’de yollarda 15 bin adet aracımız var. Türkiye bizim için çok önemli bir pazar. Seçtiğimiz yol kendi şirketlerimiz ile yürümek şeklinde gelişti. Volvo Trucks kendi yolunda, biz de kendi yolumuzda yürüyoruz.”

Türkiye’de tarihin en kötü pazarı fırsat mı? Talihsizlik mi?

“Öncelikle bu en kötüsü değil, daha kötüleri olmuştu. Ama en zorlusu ve en talepkar koşullar içereni olduğunu söyleyebiliriz. Fakat Türkiye tarihinde hep inişli çıkışlı dönemler yaşanmıştır. Burası 80 milyonun yaşadığı dinamik bir ülke. İnşaatta birçok dev proje var. Türkiye pazarının gerçek ihtiyacının 30 binlerde olduğunu biliyoruz. Umarım, o değerlere en kısa zamanda geliriz. Şunu da biliyoruz ki, zor dönemlerde müşterinin yanında olmak önemlidir. Eğer, bunu pazar koşullarına adapte ederseniz hem saygınlık, hem de kar elde edersiniz. Evet bu bir fırsattır, çünkü bizi daha iyi olmaya yöneltiyor.”

renault--(5).jpg

Selçuk ONUR - LOJİPORT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.