İstanbul’un kaderini “Gece Lojistiği” değiştirebilir

İstanbul’un kaderini “Gece Lojistiği” değiştirebilir

“Şehir içi nakliyesi için yollara çıkan ve trafiği hınca hınç dolduran ticari araçların, -en azından hatırı sayılır bir kısmının- trafikten çekilmesi mümkün. Yapılması gereken lojistik operasyonlarını gündüzden gece saatlerine kaydırmak…”

Sürekli büyüyen şehirler, artan nüfus ve tüketim yolunda gelişen ekonomi; tedarik zincirine karşı bitmek bilmeyen bir açlığı da beraberinde getiriyor. Bakkalların, marketlerin, mağazaların ve özellikle de alışveriş merkezlerinin sürekli olarak duyduğu ürün yenileme ihtiyacı, şehir lojistiğini içinden çıkılmaz bir hale koydu. Hele ki İstanbul gibi eski, kalabalık ve plansız bir şehirde bunun çözümü, şehir içi nakliyesine bir denge getirmek ve lojistik faaliyetlerini geceye taşımaktan geçiyor.

İşten çıktınız, günlerden de Cuma… Üzerinizde koca bir haftanın yorgunluğuyla, şevkle evin yolunu tutmak için otoparka indiniz, arabanızı çalıştırdınız ve işte tam karşınızda: İstanbul trafiği! Eve ulaşmak artık zor… Koca koca kamyonlar, perakende ürünler taşıyan minibüsler ve sonu gelmez araç kuyrukları, önünüzde Don Kişot’un yel değirmenleri gibi uzanmakta. Güneş batmadan eve ulaşmak artık bir hayal, çünkü modern insanın kabusu trafik, size izin vermeyecek. Peki, bir anda on binlerce aracın, sihirli bir elle yolunuzdan kaldırıldığını düşünün. Elbette, sihre inanacak yaşı çoktan geçtik ama zaten çözüm de sihirde değil, yöntemde…

istanbul-trafigi-001.jpg

ZARARIN BOYUTLARI DUDAK UÇUKLATIYOR
Türkiye’de yurtiçi nakliyenin yüzde 98’i karayoluyla yapılıyor. Perakendenin lojistikteki payı ise yaklaşık yüzde 20 civarında. Sadece sigara dağıtımı için İstanbul'da trafiğe çıkan araç sayısı bile günde 3 bin! Onlarca farklı etken yüzünden bir yumak haline gelen İstanbul trafiğinde lojistik faaliyetlerini sürdürmek, hem hizmet alan hem de hizmet verenler için ekstra maliyet getiriyor; asap sınırlarını zorluyor. Dur-kalk sürüş daha sık hızlanma ve yavaşlama yapmak demek, rölanti sürelerinin de uzaması anlamına geliyor. Akan trafikteki sürüş koşulları ile kıyasladığımızda rölantide motora yüzde 60 daha fazla yük biniyor. İşte bu nedenle dur-kalk sürüş motorda erken aşınmalara yol açıyor. Tabi ki akaryakıt giderlerinin artması da cabası. İstanbul’daki sürücüler 30 dakikalık bir mesafeyi yüzde 109’luk gecikme ile 62 dakikada kat ediyor. Buna ek olarak; günde iki saatini yolda geçiren bir İstanbullunun, yılda bir ayı tamamen trafikte geçmiş oluyor. Yalnızca iş gücü olarak bakıldığında bile kişi başı yıllık 4 bin lira civarında bir kayıp söz konusu. Bu kaybı azaltmak, hem ekonomik açıdan hem de sosyal açıdan oldukça önemli. Çabalar da bu yönde…

GECE LOJİSTİĞİ YÜZDE 30’A YAKIN TASARRUF SAĞLIYOR
Şehir içi nakliyesi için yollara çıkan ve özellikle mesai saatlerinde trafiği hınca hınç dolduran ticari araçların,  -en azından hatırı sayılır bir kısmının- trafikten çekilmesi mümkün. Yapılması gereken lojistik operasyonlarını gündüzden gece saatlerine kaydırmak. Gece dağıtımları trafik yoğunluğu ve yol yasakları gibi sevkiyat zorluklarının aşılmasına yardımcı olurken, daha hızlı teslimat, maliyet avantajı ve karbon ayak izinin de azaltılmasını sağlıyor.

gece-lojistigi.jpg

AVM’ler açısından bakıldığında bu durumun sağlayacağı yararlar yeni yeni anlaşılıyor. Birçok önemli firma, tedarik hizmeti aldığı lojistik şirketlerine bu yöndeki taleplerini aktarmaya başladı bile. Özellikle zincir mağazalar, ürünlerinin reyonlarında daha erken saatlerde yer almasını istedikleri için lojistik şirketlerine gece teslimatı talebinde bulunuyor. Çünkü gündüzleri 30-40 araçla gerçekleştirilen lojistik faaliyetleri, geceye alındığında yaklaşık 25 araçla yapılabiliyor. Bu, daha düşük maliyet ve iş gücü anlamına gelmekle birlikte, gündüz trafiğini de ciddi ölçüde rahatlatabilecek bir uygulama olarak öne çıkıyor.

ALTYAPI SORUNU...
Elbette ki sistem her ne kadar teoride iyi görünse de, pratikte bazı sıkıntılar da çıkmıyor değil. En önemli sorun ise altyapı yetersizliği. Neredeyse bir “AVM Mezarlığı” haline gelen İstanbul’da pek çok AVM, lojistik düşünülmeden inşa edilmiş. Mal kabul alanları yeterince verimli değil. Öncelikle bunların sil baştan tasarlanması gerekiyor. Cadde mağazacılığı ise ABD ve Avrupa’daki gibi tek parça binalarda yapılmıyor. Genelde apartmanların ilk katları mağaza olarak kullanılıyor. Bu da lojistik operasyonları için başlı başına bir sorun.

omsan-001.jpg

UMUT VAAT EDEN UYGULAMALAR
OMSAN Lojistik, Koton’un gün içinde Bursa, Ankara, İzmir mağaza ürün dağıtımlarını gerçekleştirirken şimdi de bu illerdeki 37 mağazasına gece dağıtım hizmeti vermeye başladı. Bu, gece lojistiğinin yaygınlaşması adına atılmış son derece önemli bir adım. UPS de gece lojistiği çalışmalarını sürdürmek ve artırmak yolunda son derece verimli işlere imza atan bir diğer şirket. Uzun yıllardır kimsenin önemini kavrayamadığı lojistik, artık AVM’lerin de imar planlarında kendine yer bulmaya başladı. Bu da, bir şeylerin değişmesi için hala vakit olduğu anlamına geliyor…

Burak GÜNER

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.