Sabri Ergenecoşar

Sabri Ergenecoşar

DİKKAT HAYALLERİMİZDE KRİZ VAR !

HAYALLERİMİZDE DİKKAT KRİZ VAR !

      hayal-kurmak.jpg   Herkesin bir çocukluk hayali vardır. Kimisi devlet memuru olmak ister, kimisi kendi işini kurmak, kimi çocukta astronot olmak ister. Çocukken sadece hayal kurarız. Hayatın keşmekeşliğinden uzakta tek tasamız aşağı ki mahallenin çocuklarını yenmektir aslında. Çocukken hemen büyümek isteriz ama büyüdüğümüzde de çocukluğumuza geri dönmek.

         Yıllarca okuruz. Lisede artık hangi mesleği seçeceğimiz yavaş yavaş belli olur. Ona göre üniversite bakarız. Ona göre sınavlara hazırlanır. Üniversitenin hayallerini kurarız.

         Üniversite de geçen 4 senenin sonunda mezun olur diplomayı alırız. Diploma töreninin ertesi günü eşekten düşmüş karpuz gibi ortada kalırız. Artık okul yok ve iş hayatının o kaos ortamında yapayalnızızdır. Diplomamız elimizde diğer arkadaşlarımızla yarış içerisinde iş sizlik kervanından beyaz yakalı işçi statüsüne adım atmaya cabalar dururuz.

         İş görüşmeleri başka yazıların konusu;8b5a608356d337addd29323999bb30b9.jpg

         Ama sonunda asgari ücret ile bir yere başlamanın haklı gururunu yaşarız. İlk gün diplomanın da vermiş olduğu cesaret ile hafif korkaklık arasında dünyaya inmiş marslı gibi etrafımıza bakar dururuz.

         Her gün sabah erkenden kalkar işimize gideriz. Temiz ve pak giyinir işyerinde ki görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışırız. İş yerinden eve geldiğinizde bile bazen kafanız iş yerinde kalmıştır. Yıllarca çalışır çabalarsınız ve sonunda iyi bir maaşla başka bir şirkete transfer olma zamanı gelmiştir.

         Hayat bu şekilde sizi önüne katan rüzgar misali sürükler. Çalışır ve çalışmaya devam edersiniz. Kendinizi geliştirir ve analitik düşünce yapınızı yenilersiniz. Bazen müdürlerinizle şirketin geleceği için ters bile düşebilirsiniz. Projenizin sorunsuz bitmesi için günlerce şantiyede veya ofiste sabahlarsınız. Ve sonuçta aldığınız maaş asgari maaşın %25 fazlasıdır.

         Şirket içi yükselmelerle yavaş yavaş pozisyonunuzu yönetici veya şef konumuna getirirsiniz. Sizin için her şey çok güzel gittiği o dönemde işler yavaş yavaş azalmaya başlar. Nasıl işlerin azaldığını fark edemezsiniz bile ve bir gün patronunuz sizi toplantıya cağırır. Üzülerek şirketin durumunun kötü olduğunu bu şekilde ayakta durmanın imkansız olacağını ve sizin maaşı yarı yarıya düşüreceğini isterseniz tabi ki şirket ayrılabileceğinizi (tazminatsız) ama sizi kaybetmek istemediğini işlerin düzeldiği zaman maaşta düzeltme yaparak telafi edeceği ile ilgili uzun bir nutuk dinlersiniz. Sudan çıkmış balık misali etrafınıza bakınırken, ne yapacağınıza karar vermek ve zaman kazanmak amacıyla veya şirketinize olan bağlılığınız için teklifi kabul edip aynı yaptığınız işi yarı maaşa yapmaya devam edersiniz.

         İşin kötüsü her gecen gün istifa edip giden personelin işleride size yüklenmeye devam eder. İş görüşmelerine gizli gizli gitmeye başlarsınız. Ama onlarda maaş konusunda asgari ücret veya biraz üstü ile sizi kapmaya çalışırlar ve öğrenirsiniz ki aslında o firmalardan da elemanlar maaş alamamakta veya aynı şekilde maaşları düşürülen personelin yerine uzman, tecrübeli ama ucuz eleman alınmaktadır.

         Kriz aşılır yeni personeller işe başlar ama omuzlarınıza yüklenen geçici işler kalıcı olmuştur. Maaşlara zam yapılacağı dönem de eski maaşınıza hiç yaklaşmayan bir küçük oynama ile patron size sanki büyük bir jest yapıyormuşçasına gülümseyerek zamlı maaşınızı verir. Masanıza dönersiniz bir anlık zaman durur, maaşınızı düşünürsünüz. Ödeme yapmanızı bekleyen banka ve faturalarını düşünürsünüz. Yaptığınız işin emeğinin %30’u bile olmayan maaşınızla çalışmaya devam edersiniz. Veya yaptığınız işten ve sektörden soğur. Şirketten kazandığınız parayı ayakkabı boyayarak bile rahatça kazanabileceğinizi anlarsınız. Ceketinizi alır kapıdan çıkar ve yıllarını verdiğiniz sektöre el sallarsınız.

 

                                                                                                                                Sabri ERGENECOŞAR

                                                                                     

 

 

 

Bu yazı toplam 4012 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.